Uyku problemi olanlar gitsin filmde mışıl mışıl uyursunuz.şaka maka çok sıkıcıydı bence.film 2 saat 48 dk filan değmez yani.(vizyona girdiği gün izledim) başroldeki adam iyiydi ama.
2013 yılında kayıt olduğum .com lu anket sitesi. O zamanlar siteye üye olup, hiçbir şey yapmasan dahi 4 yıl sonra 100 tl kazanabiliyorsun diye reklam çıkmıştı. 2017 den beri her yıl giriyorum ama nafile. Sırf o 100 lira için yıllardır bekliyorum. Yılbaşında 8. yıl olacak ve ben acaba 100 liram yatmış mıdır diye yine siteye giriş yapacağım. Allah rızası için verin 100 liramı. ihtiyacım olduğundan değil inat yaptım. Dolandırılmış gibi hissediyorum. O reklamı kim uydurduysa allah belasını versin.
Napolyon’un en aşağılayıcı yenilgisi neyle ilgilidir?
Waterloo hiç kuşkusuz Napolyon’un en ezici yenilgisi olmakla beraber, onun en utanç verici yenilgisi değildi.1807’de, Fransa, Rusya ve Prusya arasında bir dönüm noktası niteliğindeki Tilsit Barışı’nı imzalayan Napolyon’un keyfi yerindeydi. Bunu kutlamak için imparatorluk Sarayı’nın öğleden sonra bir tavşan avı düzenlemesini önerdi. Bu av, Napolyon’un çok güvendiği kurmay başkanı Alexandre Berthier tarafından organize edildi. Napolyon’u etkilemeye can atan Berthier, imparatorluk Sarayı’nın konukları meşgul edecek kadar av hayvanına sahip olduğunu göstermek için binlerce tavşan satın aldı. Parti vakti geldi, av başladı ve av hayvanlarının bekçileri avları saldı. Ama av felaketle sonuçlandı. Berthier yabani değil, evcil tavşan almıştı; bu tavşanlar da öldürülmekten ziyade besleneceklerini düşündüler. Tavşanlar canlarını kurtarmak üzere kaçmak yerine, büyük şapkalı ufak tefek bir adama yöneldiler ve onu kendilerine yemek veren bakıcılarıyla karıştırdılar. Aç tavşanlar saatte 56 km’lik azami hızlarıyla Napolyon’a hücum ettiler. Av partisindekiler (artık tam bir kargaşaya dönmüştü) onları durdurmak için hiçbir şey yapamıyordu. Napolyon’un, açlıktan kırılan hayvanları çıplak elleriyle savuşturmaya çalışarak kaçmaktan başka bir seçeneği yoktu. Ama tavşanların şiddeti dinmedi ve imparatoru at arabasına kadar püskürttüler; bu sırada Napolyon’un adamları tavşanları nafile kırbaçlıyorlardı. Bu fiyaskonun günümüzdeki anlatımlarına göre, Fransa imparatoru tamamen hırpalanmış bir vaziyette ve utanç içinde arabasına koşturdu.
napolyon bonaparte’ın saint helen adası’nda sürgünde olduğu günlerde rivayete göre “fatih sultan mehmet mi büyük, yoksa siz mi daha büyüksünüz?” şeklinde bir soru sorarlar. fransız hükümdarı derin bir iç çekerek cevap verir:
“büyüklükte ben onun eline su bile dökemem, çünkü ben, kılıçla fethettiğim yerleri henüz yaşıyorken kaybetmiş bir bedbahtım. fatih ise fethettiği yerleri nesilden nesle intikal ettirmenin sırrına ermiş bir bahtiyardır.” demiştir.
'Din Fakirler zenginleri öldürmesin diye vardır' diyen Mısır'a sefer düzenleyen 3 büyük liderden biridir 1.69 boyunda kedilerden korkan savaşmayı bilmeyen Fransızlara savaşmayı öğreten Fransız komutan ve imparator.
Napoleon'un en çok sevdiği sözlerden biri de şu idi: "En hakiki kılavuz, kesin bir karardır." Onun hayatı, sarsılmak bilmez bir iradenin neler yapabileceğini göstermiştir. Napoleon, yapmakta olduğu bir işin üstüne bedeninin ve aklının bütün gücünü dökerdi......Alp Dağı'nın ordusuna yolu kapadığını söyledikleri zaman Napoleon; "Alp Dağı diye bir şey kalmayacaktır" cevabını vermiş ve bir zamanlar geçilmez olan Simplon yolunu derhal yaptırmıştır. Napoleon, bu olay karşısında "'imkansız' kelimesi ancak sersemlerin sözlüğünde yazılıdır" demiştir. Napolyon gerçekten de imkansız sözcüğünün sözlükten çıkarılması taraftarıydı. en sevmediği kelimeler ise "bilmiyorum, yapamam ve imkansızdı".
ısrar ederdi:
"öğrenin!yapın!deneyimleyin!"
Napoleon, çok uğraşan ve çalışan bir insandı. Bazen dört sekreter çalıştırır ve yorgunluktan hepsini mecalsiz bırakırdı. Ne onlara ne de kendine zerre kadar acımazdı. Ondaki heyecan başkalarına geçer ve yeni bir hayat aşılardı. "Generallerimi ben çamurdan yarattım" sözü ünlüdür........
ilk fransa imparatoru. bir zamanlar tüm avrupa'yı titretmiş üstün askeri zekası olan devlet adamı ve general. fransa'nın avrupada hızla ilerlemesinden dolayı karşısına rusya, ingiltere, prusya, avusturya macaristan imparatorluğunu almış en sonunda savaşlarını kaybetmiş, 1815 yılında tahtından çekilmek zorunda kalmıştır. atlantik okyanusundaki saint helena adasında sürgünde kalmış, öldükten sonra kulleri paris'e getirilmiştir.
