öncelikle yeter artık yalanci pezevenkler diyerek açtığım başlıktır.
şu herkesin ağzında gördüğümüz genellikle siyah veya baskı desenli polyester likra örme kumaştan olan maskelerdir nano dedikleri maskeler. sütyene benzer çünkü kumaşı gerçekten genelde sütyen kabı olarak kullanılanmaktadır. tabii etek, ceket veya dalgıç kıyafetleri gibi farklı ürünlerde de görebilirsiniz bu kumaşı.
bugüne kadar gördüğüm tüm örnekleri monoflament polyester likra genelde scuba (dalgıç ) olarak bilinen kumaştan üretiyorlar bu maskeleri. bin yıllık dalgıç oldu sana nano teknolojik kumaş.
gerçekten şerefsizlikte çığır açtı bu malı nano teknolojik diye piyasaya iteleyen hayvan herifler. neyin nanosu be pezevenk herif ? ayıptır , günahtır. bir kere literatürde böyle bir maske yok anasını satayım.
hangi sınıfa giriyor bu cerrahi mi ? n95 mi ? ffp2 mi 3 mü ? yok bu nano ….. ulan yok öyle bir şey corona kurnazı seni.
ayrıca likralı polyester bir kumaşta işin içine baskı veya boya girdiğinde ciddi manada kimyasal ve boyar madde girmektedir. likra ipliği polyester boyama aşamasında boya emilimi sağlamadığı için üzerinde dispers boya tozunu ciddi manada tutar haldedir ve bu maskeyi takan kişiler her nefes alış verişinde boya ve kimyasal solumaktadır. ( dilediğiniz kadar yıkama yapın o maske gözle göremeyeceğiniz şekilde bir boya ve kimyasal tozu salma işlemine devam edecektir. ) bunu net olarak görmek için kumaşın yanına aynı büyüklükte beyaz veya ekru renkte polyester içerikli bir kumaş dikip o şekilde makineye atıp 50 derecede bir yıkayın. bakın bakalım beyaz kumaş griye dönüyor mu dönmüyor mu?
bu çapraz lekelemeyi yapmaması için özel moleküllü boya ve kimyasallar kullanılmalıdır ki bunu yapacağına bizim nano arkadaş normal ithal çin boyaları ile kumaşı boyar sadece 0,10 centlik bir işlem yaparak kumaşı su geçmez apre (waterproof) yapar, ce antibakteriyel apre verir ki bunlar asla,kalıcı apseler değildir.
sonra derler ki su geçmez, filte özelliği var, antiviral , antibakteriyel falan diye bir sürü etiket yazarlar.
ayrıca izmir Katip Çelebi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özgür Seydibeyoğlu bu maskeleri SEM analizi yaparak incelemesi sonucu görüntülerde 0,5 mikrometre olması beklenen gözeneklerin 500 mikrometre olduğunu belirtmiştir. yani giren çıkan bol oluyor diyor kısaca.
aşağıdaki linkten görüntülü detay raporuna ulaşabilirsiniz.
böyle bir ayıp olamaz gerçekten. küçücük çocukların ağzında görüyorum artık bu ürünleri , gerçekten çok üzücü ve sinir bozucu. insanlarla artık iyiden iyiye dalga geçiyorlar... pes ! vallahi pes !
bu siyah bez maskeleri takanlar gözümde hiç takmayanlardan daha çok virüslüymüş gibigeliyor bana. çünkü bunu takanlar 2 aydır aynı maskeyi kullanıyorlar ve yıkayıp yıkamadıkları da muamma.
