sonunu düşünmeden çaktırıp, kucaktan kucağa gezip, evlenmeye gelince de paçası tutuşan hatun söylemi. oldu bacım sen evlenene kadar her haltı ye sonra bekaretini koruyan, namuslu kızlarımıza, erkeklerimize çamur at. ben evlenene kadar bekaretimi koruduysam evleneceğim hatunda da ararım bunu. sonra yok görgüsüz, yok bağnaz, yok sığ adamlar oluyoruz. kendini temize çıkarmak için bizi burnumuza kadar boka mı batırman lazım? sen o naneleri yiyip inlerken ben sabır çekiyordum. bırak da şimdi ben inleteyim sen of çek.
Parayla imanın kimde olduğu belli olmaz söylemini akla getiren durumdur. Zira kızlığına zarar vermeden her boku yediğim kızlar mevcuttur. Kimisi vardır sırf aşık olduğu için birine kızlığını verip daha sonra pişmanlıklar yaşayan ve asla bir daha tekrar etmeyen kız tipi, diğeri ise kızlığını bozdurmayıp tabir-i caizse vücudunun her karesine dudak darbeleri gelmiş, onlarca kişiye kendini elletip, yalatıp ama kızlığını bozdurmamış kişidir. Bu yüzden hiç bir kızlığı bozuk kişiyi kahpe diye adlandırmamak lazım, kızlığı bozulmamış kişiyi ise el değmemiş turkuazım diye alnından öpmemek lazım.
Sanırım bu durumda namus bir insanın kalbinde, fikrinde ve yüreğindedir. Ben her iki kesimle de ilişki kurmuş bir insan olarak bu şekilde düşünmekteyim.
iki kulak arasında aranmayacağına göre tabi ki iki bacak arasında aranacaktır. duduş kalınlığından ''hmm çok öpülmüş, almayayım bunu ben'' diyebilirsen onu da kıstas olarak alabilirsin.
ölçüt değil, ataerkil şizofreni dayatmasıdır. eğer insanın yaratılışı, varoluşu ya da her ne dersen; bu namus anlayışına göre olsaydı, erkekler de buna göre yaratılmaz mıydı? buna rağmen kendini dindar, dini bütün addedenlerin bunun arkasında en çok duranlar olması hayret verici. aynı zamanda insanın mükemmel bir yaratılışa sahip olduğunu söylemekteler ya, o yüzden hayret verici; çelişkili olduğu için.
cem yılmaz'ın aşağıdaki diyaloğu konuyu yeterince açıklar niteliktedir.
sevgi nedir?
- sevgi içimizde.
ee sekiz bin kilometre geldim lan ben. içimde mi geldi bu. ee havaalanında x-ray'de de çıkmadı hayırdır?
mutluluk nedir?
-içimizde.
dünya barışı?
-içimizde. hepsi içimizde.
baba 400'ü verdik kdv'si falan?
-içinde içinde hepsi içinde.
ee kötülük nerde?
- o da içimizde.
bu mihvalden baktığımızda kimin namuslu, kimin namussuz, kimin iyi, kimin kötü olduğunu bilemeyiz. bilsek bile kime göre iyiyiz, kötüyüz,namusluyuz yada namussuzuz? burda ölçüt ne?
bu konu'da ne yazılsa kişi ve kurumlar muhakkak rencide olacaktır. bu da hoş bir şey değil. herkesin hayattı herekse bırak herkes istediği gibi yaşasın hayatını.
Karişik hatta kafayi allak bullak edecek meseledir. Kadin bi kumardir blöfü yemezsen sen kazanirsin, bi kere kaybettin mi hep kaybedersin. En kral kiz bile iki gün önce biriyle yatmiş olabilir ama öyle bi şeytanlikla rolünü oynar ki mal gibi kalirsin.
kızın namusunu istediğin kadar eteğinin altında ara.. bulamazsın. çünkü sen ona eğilmek için baktığın anda çoktan terketmiştir o diyarları..hemde sonsuza denk dönmemek üzere...
tabi tek başına o namus değildir. namus dediğin şeye fikren de sahip olmalısın ki nerde nasıl davranman gerektiğinin bilincinde olasın. namus bazen bir bakıştır bazen bir istek bir arzu... nefistir kısacası. nefsine sahip çıkan namusuna da sahip çıkıyor demektir.
uzun ilişkiden çıkan kızın psiklojisi de yıkıma uğruyo çaktırmamaya çalışıyorlar ama çok yıpranıyorlar. kadın dedğimiz canlı ne kadar inkar etseler de "narin". gitsin kiminle uzun ilişki yaşadıysa onunla evlensin.