kur'an'da "eğer vaktinde kılınamayacaksa, daha önceden kılınması gerektiği" belirtilmiş ve kaza gibi bir durumdan bahsedilmemiş, durumdur.
ek:
--spoiler--
Kur´an´da Yüce Allah namazın kazasından bahsetmemektedir. Orucun kazasından bahsetmektedir. Orucun kazasından bahsetmesine rağmen namazın kazası konusunu gündeme getirmektedir. Oruç tutarken, rahatsızlanan veya sefere çıkan, orucunu kazaya bırakabilir. Ama Nisa 101´de sefere çıkanın namazını kılacağını söylemektedir. Ayrıca Nisa 102´de savaş halindeyken de namazın kılınacağını buyurmaktadır. Diğer taraftan Maide 6´da su bulamadığımız takdirde teyemmüm alıp namazımızı kılmamız emredilmektedir. Eğer namazın kazası olsaydı seferilikte, savaşta ve susuzluk hallerinde kazaya bırakmamız uygun görülürdü. Şartlar ne olursa olsun, namaz kılınmalıdır.
--spoiler--
--spoiler--
Bu şartları ele alabiliriz: Uyuya kalmak, beyin ameliyatları gibi uzun süren ameliyatlar, çok önemli uluslararası toplantılar. Bu ve buna benzer şartlarda namaz kılma engellenmiş olabilir. O zaman ne yapabiliriz? Bu şartlarda önümüzde iki seçenek vardır:
1- Öne alarak cem yapılır. Cem birden fazla namazı aynı anda kılmaktır. Yani iki vakit veya daha fazlasını birleştirerek kılmak anlamına gelmektedir. Mesela; bir beyin cerrahı uzun sürecek ameliyat süresinde geçecek olan namazlarını önceden birleştirip kılar ve ameliyatına girer.
2- Sonraya bırakılarak cem yapılır. Mesela; uyuyan kişi uyandığında kılmadığı namazlar varsa, o andaki vakit namazı ile beraber kılar.
Bunun anlamı şudur: Bu günün namazı mutlaka kılınmalıdır. Kaza niyeti ile değil eda niyetiyle kılınacaktır. Bugünün namazı yarına bırakılmamalıdır. Burada şu soru sorulabilir: ´Geçmişte kılmadığımız namazlar ne olacaktır?´ Namazı kılmamak günahtır. Günahın telafisi ancak af dilemek, tövbe etmekle olacaktır. Kıldığımız kaza namazları nafile yerine geçer. ´Namazın kazası vardır´ diyenler, halkın af dilemesine mani oluyorlar.
Hz. Peygamber´e dayandırılan bir uygulamaya göre, kadınlar regl olduklarında namazlarını kılmaz, oruçlarını tutmazlar. Ramazan ayının sonrasında orucu kaza ederler ama namazı kaza etmezler, neden? Çünkü namazın kazası olmaz da ondan.
Namazın kazası olsaydı, kadınlar kılmadığı namazlarını kaza ederlerdi.
--spoiler-- nisa 101
Yeryüzünde sefere çıktığınız vakit kâfirlerin size saldırmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler sizin apaçık düşmanınızdır.
(Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü’minlerin) arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar secdeye vardıklarında (bir rekât kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına) geçsinler. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silâhlarını yanlarına alsınlar. inkâr edenler arzu ederler ki, silâhlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda size bir beis yoktur. Bununla birlikte ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah, inkârcılara alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
unutmak ve uyumak gibi durumların dışında, keyfi olarak kılınmamışsa kaza söz konusu değildir. Ama yine de, Diyanet insanlara 'kaza yoktur' gibi bir şey söylemiyor. Allah merhametlilerin en merhametlisidir. Kabul olmaz diye kaza kılmamaktansa, kılmak tabii ki daha iyidir.
kaza; eda edilemeyenin yerine ikame etmektir. namazın kazası olmaz diye birşey yoktur. namaz boynun borcudur, borcu geç de olsa ödemek gerek. sevabı eda' sı gibi olmaz o başka.
kesinlikle katıldığım sözcük öbeği..
şöyle ki;
peygamber efendimiz bile savaş sırasındayken,bir grup asker önde savaşırken bir grup asker arka tarafta namaz kılmıştır..ki sıradan bir insandan bahsetmiyoruz..madem kaza namazı vardı, orada canlarıyla uğraşırlarken ne diye arkada namaza durdular..