kutuplaşan ülkemde, dini ağırlıklı cepheye kayan, eksik bilgili insanlarda sıkça görülen durumdur.
sadece namaz için değil, diğer bütün islami ritüelleri ve şartları yerine getirenler de bu işi çantada keklik sanırlar. ama iş sadece vitrin ile bitmiyor. zamanın eğitimlisi ve dini bütün bir müslüman olan anneannem, bize sık sık masal anlatırdı ve bu "basit" gibi görünen masallar aslında derin felsefesi olan konular içerirdi. bir tanesi bu konuya çok uygun ve kısaca şöyle:
"hayattan elini eteğini çekmiş ve kendini ibadete adamış bir adam varmış. çölün ortasında bir barakada, herkesten uzak yaşarmış ve namaz kılmaktan alnı nasır tutan bu adamın tek besini, allah'ın her akşam ona indirdiği bir tek hurmaymış. uzun yıllar boyunca bu iş böyle devam etmiş ve bir gün çölde yolunu kaybeden bir adam barakayı bulmuş ve hayatını ibadetle geçiren bu adama sığınmış. adam onu buyur etmiş fakat yiyecek birşeyi yok. her akşam ona allah tarafından bir hurma gönderildiğini ve bu hurmayı ikiye bölerek onunla paylaşabileceğini söylemiş. fakat o akşam, adam aynı yere bakmış ve iki hurma gönderildiğini görmüş. hayatını ibadetle geçirmiş olan adam, bir hurmayı ikiye bölerek misafiriyle paylaşmış ve ikinci hurmayı kendine saklamış. yıllar sonra adam ölmüş ve hesap zamanı kendinden çok eminmiş çünkü, bütün ömrünü ibadete adamış. fakat işler düşündüğü gibi gitmeyip, cehennem yolu gözükünce adam itiraz etmiş ve olanlara anlam verememiş. ona söylenen şuymuş; sen bütün ömrün boyunca ibadetini eksiksiz yaptın, namaz kılmaktan alnın nasır tuttu ama, o gece kul hakkı yedin. misafirin için gönderdiğimiz hurmayı kendine sakladın. yıllarca ibadet ettin ama kalbini temizleyemedin, vicdanının sesini duyamadın. ve adam cehennemi boylamış.."
yani, kıssadan hisse; ibadet ve dini inanç matematik hesabı değildir. yani 3 günah 1 sevabı falan götürmüyor. bütün ibadetler, dini ritüeller bir yana, insanın kalbi ve vicdanı temiz olmadığı sürece bu işlerin hepsi boş.
not: bu vesileyle, inanan, inanmayan herkesin kandilini kutlarım.
