kesinlikle ve kesinlikle doğru olan önermedir. bunun görüşle onla bunla şunla alakası yok. etrafına bakan herkes görebilir. en basitinden bir örnek anlatayım.
2 sene önce dersteyiz. cuma vakti. ben gitmemiştim.* sadece bir arkadaş sürekli giderdi. hoca derse girdi o arkadaşın olmadığını görünce aynen şöyle bir diyalog geçti;
- fatih nerde arkadaşlar?
- cuma namazında hocam.
- (biraz gülerek) aa bu sınıfta dindarda mı var?
türkiye'de hala fikir ve vicdan özgürlüğünün oturmamış olduğunu gösterir. aynı zamanda garipsenen ve garipseyen kişilerin birlik ve beraberliğe verdiği zarar telafi edilemezdir.
çünkü türkiyede müslümanlık toplum baskısıyla dayatılır.
kim kutsal kitapları okuyupda seçim yapmış ki? dinde zorlama yoktur yazan kitaba inanıp 11 yaşındaki kızını kapatan bir adamın çocuğu ben müslüman olmak istemiyorum diyebilir mi?
garipsenmeside doğru değildir. isteyen namaz kılar istemeyen kılmaz. sana ne?
%99 u müslüman olan toplumumuzda gerçekleşen durumdur. herkes müslümandır, herkes namaz kılmanın farz yani zorunluluk, gereklilik olduğunu biliyordur. buna rağmen düzenli namaz kılan biri, özellikle de genç birisi görülünce garibimize gider. acayip bir çelişki, anlaşılamamış.
ekleme: yazıya konu olan kişi ben değilim, gözlemlememi söylüyorum.