lise 1. sınıfta başıma gelen olaydıır. günlerden bir gün, tuvalet ihtiyacımı gidermek üzere şehrin en büyük camisinin tuvaletine girmiştim. tuvaletten çıktığımda bir arkadaşımı abdest alıtken gördüm. arkadaş namaza mı geldin? diye sorunca "eeeehhh hayırda hadi kılalım" diye cevap verdim. çocuk 5 vakit namaz kılıyordu. o sırada ezan okundu ve namazı kılmaya başladık. ben o zamanlar hangi vakitin kaç rekat olduğunu bilmediğim için, çaktırmadan arkadaşımı takip ediyordum. yatarsa yatıyorum, kalkarsa kalkıyorum. ama bunları ondan 5-10 saniye geç yapıyorum ki çaktırmayayım. kaç rekat kıldığımızı hatırlamıyorum ama iki defa selam verdiğimize göre ya 6 ya da 8 rekat namaza kılmıştık. ikinci selamdan sonra, arkadşım gülerek bana dedi ki; ben öğlen namazını kılamadığım için kaza ettim. sen niye fazla kıldın? yerin dibine girdiğim an'dı o an. ben hayatım boyunca böyle ezildiğimi hatırlamıyorum. çocuğa "bende öğlen namazını kılamamıştım yea" diye cevap vermekle yetindim.
tanım: namazın kaç rekat olduğunu bilmeyen tip'tir.
bildiğin halde kopya çekenlerde vardır ama aslında kopya çekmek sayılmaz. sünnet reklatlarda yan saflardan erken gitmemek için de hafiften bakmaktır. paralel gitmesi iyi olur.
namaz kılmayı uygulamalı olarak öğrenen tiptir. bir de bayram namazı, cenaze namazı gibi nadir kılınan namazlarda hocanın tarifini dinlemeyen insandır. zaten camide her türlü kopya serbesttir.
ileride inşaallah vatanına milletine dinine sahip çıkabilecek "sabi" denen kişidir. Ağaç yaşken eğilir. Çocukları camiye götürmek lazım, başkasına çaktırmadan bakıp, namazı öyle kılacak kadar ince düşünceli olmasalar da.