üniversite yıllarıydı sanırım kaan'la yaşadığımız uzun bir ayrılık döneminden sonra yeniden flörttük.
bir gün dersten çımış kaan'la yol boyu yürüyorduk. ayrı geçen uzun zamandan sonra konuşacak şeyler bulmakta zorlanıyor, konuşabilmek için kastıkça aynı anda söze giriyor, beraber susuyorduk.
tüm çabalarımıza rağmen muhabbet şu formattan öteye gidemiyordu;
- yaa finansal nasıl geçti senin?
+ ee iyi, senin
- ıı benimde iyi...
- ıı sorular kolaydı dimi
+ ee evet..
birazdan boğaya varmış ben " hadi görüşürük deyip dönmüştüm ki kaan seslendi;
- şey, fctegk!
+ efendim?
- şşe bize gidelim mi, hem sana eskiden yaptığım gibi makarna da yaparım ha?
+ ya ama benim eve gi...
- makarna yeriz dönersin, hani sen çok severdin benim peynirli makarnamı!
+ ımm tamam, ama fazla kalamam.
aslen bir işim yoktu evde hatta bende böyle bir teklif bekliyordum kaan'dan ama neden kendimi ağırdan sattığımı bilmiyorum. Hem o gerçekten çok güzel makarna yapardı.
birazdan kaan'daydık, çok uzun bir aradan sonra ilk kez geliyordum buraya, kaan mutfağa geçmiş tencere tava boğuşurken ben odaları geziyor ve eski günlerimiz zihnimde canlanıyordu. kitaplığa baktım bir süre anlamsız, dvdlere ve müzik koleksiyonuna, bir çelik albümüne uzandı elim, ne çok dinlemiştik birlikte bu albümü, nasıl ürpermiştik çelik'in içimizi titreten sesiyle haykırdığı "oooon yıldaaa her savaştaaan" dizlerinden.
hülyalara dalmış evin içinde dolaşırken birden büyük bir gürültü koptu "güüüümmm!!!" diye. panikle kendimi yere atmıştım bir çığlık eşliğinde, kaan koşarak gelmiş ne oldu demeden tekrar "güüüümmm!!!" sesi duyulmuştu.
benim şaşkın ve tedirgin bakışlarıma bakarak kaan sarıldı bana, gülümseyerk "korkma" dedi;
- hani bizim üstte öğretmen bir çift vardı ya onlar çıktı bir kaç ay önce, yeni bir kiracı geldi şimdi, yaşlı bir teyze, türbanlı...
+ eee?
- yaşlı kadın işte, tek yaşıyo, bir oğlu varmış şehir dışında, iyi kadındır sesi soluğu pek çıkmaz ama günde namaz kılıyor 4-5 defa, onun sesi"
kaan konuşurken, gürültü bir daha kopmuştu.
- iyi de bu ne böyle, sanki deprem oluyo?
+ ya işte kadın yaşlı, genç olsa hemen çıkartırdık ama buna çok bişey diyemiyosun, gerçi ben yine yöneticiyle konuşçam ama...
ben şaşakalmıştım, yaşlı da olsa bir insanın başkalarını rahatsız etmeye, korkutmaya ne hakkı var, kaldı ki müslümanlık bu değil, başkalarına rahatsızlık vererek din mi olurmuş?
kaan tekrar mutfağa geçmiş makarna yapıyordu ben ise şaşkın toplumumuzun ne hale geldiğini düşünüyordum.
ataları bu topraklarda rahat rahat namaz kılınsın diye canını verdiği için, nasıl rahatsız eder etrafı bilemedim şimdi ama bu hakka sonuna kadar sahip insandır.