10 yaşımdayken izlediğim bir filmdi. o yaşımdayken biraz değişik gelmişti biraz da tiksindiğim yerler olmuştu.* ama şimdi düşünüyorum değişik bakış açısı yaratan bir film. ımdb puanı da 7,8 bu arada.
son zamanlarda izlediğim üzerine düşünülmesi gereken ve dolu filmlerden biri. felsefi film severlerin kafasını karıştıracak sağlam sorular soran bu sorulara cevaplar da veren izlenmesi, izletilmesi gereken bir film. hatta birkaç defa.
Sıkıldım mı? Hayır hiç de sıkılmadım. Ben hiç sıkılmam. Herkesin derdi bu, herkes sıkılıyor. Doğa size açıklandı ve sıkıldınız, yaşayan beden size açıklandı ve sıkıldınız, evren size açıklandı ve bundan da sıkıldınız. Şimdi sadece ucuz heyecanlar istiyorsunuz bunlardan bol bol istiyorsunuz. Ve yeni oldukları sürece ne kadar adi, saçma oldukları fark etmiyor. Hakkımda ne söylersen söyle ama ben hiç de sıkılmıyorum.
93 Mike Leigh yapımı felsefi bir film. kısaca elemanın tekinin karşılaştığı herhangi birinin hayatına girip, hayatlarını tecrübe etmeye çalışmasını anlatıyor.
şimdi 2 seçenek var, ya filme bok atacağım ya da kendimi aşağılayacağım bi bok anlamadım diye. bi iki replik dışında seyretmenin gereksiz olduğu, sıkıcı, bir yere de varmayan, felsefe yapılmaya çalışılmış bir film. ***
bi kaç tanesi yazılmış bi tane de benden*;
-yoksa sen de şu mutlu, küçük insanlardan birimisin?
+evet inanılmaz hayat doluyum.
-hiç düşündün mü, hiç bilmesen de şu berbat hayatının en mutlu anını çoktan yaşamış olabilirsin ve geleceğinde hastalık ve acılardan başka bir şey olmayabilir.
+öyle mi? ben günden güne yaşıyorum sadece.
-ben arada günleri atlıyorum galiba.
Avril lavigne in güzel şarkısı. Sevilir dinlenir. Çıplak demektir. Pek bilinmez ama siz yine de dinleyin şarkısı dır. Rock ve romantikliği karma yapmışlar acı ve masumiyet sosunu eklemişler şarkı oluşmuş.
benim için en iyi filmlerdendir. pek az bilinir ama müziğine aşık olup izlediğim farklılık ve güzellikte filmdir. filmde enfes sözler geçmektedir, anlam dolu sözler teoriler vardır.
final sahnesi ve bahsettiğim müziği: https://www.youtube.com/watch?v=9U8y0L-9DI4
hakkında çok şey söylemek isteyip bir türlü cümleleri toparlayamadığım bir film. johnny'nin felsefesi, fikirleri hoşuma gitse de yaşam tarzını, diyalog şeklini falan antipatik buldum. film boyunca üstüme bi sıkıntı çöktü böyle, filmin başından sonuna kadar johnny'nin sürekli birileriyle bi şeyler tartışmasına, bir sürü insanla münakaşaya girmesine falan anlam veremedim. filmin en sonunda gelen evin düzenli tertipli elemanı hemşire kız gibi ben de her şeye yabancı kaldım film boyunca. izlerken sıkıldım da diyemeyeceğim ama çok da derinden etkilemedi beni. filmle ilgili bir kaç yazı da okudum, içindeki mesajları anlamlandırmak adına falan. ama sembolist filmlerle ilgili genel düşüncem, filmin kendisinin de senaryo, kurgu, oyunculuk, sinematografi vs adına çok iyi olup da bunun üzerine sembolleri giydirince çok daha müthiş oluyor bence. bu filmde bu bahsettiğim etmenler bi hayli zayıf kaldı benim gözümde ve sembolleri okuduğumda da çok bi şey ifade etmedi. bu açıdan en beğendiğim iki film de el laberinto del fauno ve mulholland drive'dır. yine de bu değerli filmi bilmemi ve izlememi sağlayan değerli dostuma teşekkürü borç bilirim*.
"well, basically, there was this little dot, right? and the dot went bang and the bang expanded. energy formed into matter, matter cooled, matter lived, the amoeba to fish, to fish to fowl, to fowl to frog, to frog to mammal, the mammal to monkey, to monkey to man, amo amas amat, quid pro quo, memento mori, ad infinitum, sprinkle on a little bit of grated cheese and leave under the grill till doomsday"
bu cumartesi gecesinde ne izlesem diye düşünenlere tavsiyemdir. eğer felsefe seviyorsan sıkılmadan izleyebileceğin güzel bir mike leigh filmi. tek izleme yetmez bence. tekrarı izlenebilir fikrimce.
efsane ötesinde bir film. tekrar izleyeceğim çok derin replikler var.
-hiç düşündün mü hiç bilmesen de şu berbat hayatının en mutlu anını çoktan yaşamış olabilirsin, ve geleceğinde hastalık ve acılardan başka bir şey olmayabilir.
reisin kız tavlama tekniği:
-sana bir şey sorayım, memeli türünün manchesterlı x,y kromozomlu, ağzından salyalar akan, azgın ortalama bir erkek üyesi üzerinde yarattığı etkinin farkında mısın?
david thewlis in depresif ve melankolik bir adamı gayet başarılı bir performans göstererek canlandırdığı yaşam şeklinizi ve hayatı sorgulamaya yol açan bir film.