Bıraktım geldim evimi geride, adımı aldılar kan karıştı terime
Demişti anam bana buz da olsan erime, kaldırdım dünyayı dertlerimin yerine
Omzumda dünya yükü öyle koçum adım atıyom
Saçlarıma rüzgâr vuruyor
Onlar bana isim arıyor, kül sandılar alev alıyom
Bu devran döner bir gün dönme sakın yolundan
Hapislere düşmesin de girmesinler kolundan
Bir ağrı var solumdan, türküler kulağımda
Öyle çok kalp kırdılar ki kırdığım rekorumdan fazladır
Bu mevsimde MEMLEKETiM nazlıdır
Anam dedi yazgıdır, mapuslar esaslıdır
Razgırad'da düğünlerin hepsi sözlü sazlıdır
SEN DE çalma lütfen böyle kalbim bak hasarlıdır
Dağlar belki karlıdır.
türkiyede bulgar, bulgaristanda türk söylemleriyle dışlanan insanların ve türkiyenin gururu olan belki de 200 yılda bir gelmesi muamma olan mükemmel insan. filmine de gidin ama, gidin de dışarıda bulgar türkü demeyin, balkan türkü, bulgaristan türkleri demeyi öğrenin. lise yıllarında bulgaristan göçmeni balkan türkü bir beden eğitimi hocamız vardı, kendisini kimse sevmezdi. yakın bir arkadaşıma neden sevmediğini sordum, köken olarak ne olduğumdan pek emin değildi kendisi. "bunların hepsi yobaz kafalar, türkiyeye sonradan gelip ev sahibi oldular, ara sahibi oldular, dinine bağlı çoğu, türkiyedeki çomarlardan kurtulamadık bir de bunlar geldi" dedi. meğerse kendisi sivaslı, dayısı dhkp-c'den içeri alınmış biriydi. neyse işte böyle insanlara inat iyi ki filmi çıktı da, az da izlense biraz olsun vatanıyla türklüğüyle gurur duymak isteyen insanlar bir şeylerin farkına varabilir.