tdk'ya göre;
Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik, Birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık,
eşitlikten bahseden kadınların ve sistemin iki yüzlülüğünü ifade eden kavramdır. bir kadınla 2-3 ay evli kalan erkek bile, boşandığında kadına nafaka ödemeye mahkum ediliyor, yani teorik olarak kadın başkasıyla evlenmezse hayatının sonuna kadar ona para vermeye mecbursun, böyle bir hak, böyle bir hukuk olabilir mi? ortada çocuk varsa onlar için ödenen paraya tamam, ama kendisinin bir birey olduğunu, erkeklerle eşit olduğunu ifade eden bir kadın kendi hayatından sorumluysa eğer, günümüz şartlarında çalışıp kendini geçindirmelidir. nafaka, her şeyden önce kadına bir hakarettir.
bu açıdan 2 avukatın, nafakanın kaldırılması için tbmm dilekçe komisyonuna yaptıkları başvuruyu destekliyorum.
kendini bilmez erkekler yüzünden hakimlerin hemen hemen her boşanan kadın için verdiği ödeme kararı. hakimlerin de üzerinde bir toplumsal baskı var. neden? çünkü toplumumuzda hayvan oğlu hayvan erkekler var. bu erkeğimsiler yüzünden hak etsin ya da etmesin her kadına nafaka verir hakimler. tedbir nafakası, iştirak nafakası, yardım nafakası, yoksulluk nafakası gibi çeşitleri de vardır.
uçuk kaçık miktarda olmamakla birlikte kadına geçim kaynağı olması noktasında olmasını hoş gördüğüm bir şeydir. yani yabancıya ödemiyorsunuz sonuçta zamanında eşim dediğiniz kadına gidiyor o para.
anlamadığım ödenek. Boşanırken malların paylaşımını anlıyorum ama bu nafakayı anlamıyorum. evliliğin bitmiş işte neyin nafakası hala bu. Ha çocuk vardır onun masraflarının yarısı için, tekrar ediyorum yarısı için çünkü diğer birey de o çocuğun masraflarından sorumludur, belirli bir miktar ödenebilir.
bu ülkede genel olarak kadın evlenir ve iş hayatından soyutlanır. ev işleri ve çocuk bakımıyla yıllarını geçirir. bu çoğu zaman tercih değil zorunluluktur.
boşandığında ise şartlar erkekle eşit değildir. kadının çalışması, iş bulması ( uygun şartlarda), hayatını idame ettirmesi daha zordur.
bu yüzden kadına nafaka bağlanır. devlet sosyal hayatta koruyamadığı, içine alamadığı kadını her ne hikmetse boşanırken korur. buna kaybedilen yılların, eşitsizliğin diyeti de diyebilirsiniz.
not: bahsettiğim üç günlük evli olduğu halde nafaka talep eden kadınlar değildir.
eski eşin sevgililerine sponsor olmaya yarayan sistem. Hayat boyu ödeme nedir aq. Kabahate göre bir maddi manevi tazminat ödersin biter gider. Evliyken eşine çocuğuna para vermemek serbest boşandıktan sonra yasak. kim akıl etmişse bravo.
Sadece Türkiye'de değil her yerde bir dert ya. ingiltere'de boşanan bir çift var, adam kadından kurtulmak için:
- kadına ev alıyor.
- ev alana kadar kadın adamın evinde istediği kadar yaşayabilecek.
- ev alındığında kadın adamın evinden istediği eşyaları alabilecek (traş takımı vs ve adamın notebook'u hariç)
- Evin tüm ipoteğini ölse dahi adam karşılıyor.
- ipotek biter bitmez sadece kadının üzerine tapu kaydı yapılıyor.
- Adamın paket servis restoranı var; kadın günde bir sefer istediği yemeği ücretsiz getirtebilecek.
- Çocuklar adamla kalacak. Kadın istediği zaman çocukları ziyaret edecek. Ziyaret için veya çocuklarla yaptığı masrafların tümü adam tarafından karşılanacak.
- Kadın yılda bir kez 1 ay Türkiye'ye ailesini ziyarete gelecek . Çocuklar da dahil bütün masraflar ve yol parası adama ait.
- Kadın ilk üç yıl içinde işe başlamazsa adam kadına restoranında iş vermek zorunda hem de ikinci kademe müdür maaşı seviyesinde.
Kadınların erkeklerden aldığı bir anlamda yasal haraç. Tabi çocuk var ise durumlar değişir. Sırf bu konu yüzünden ilerde evleneceğim zaman evlilik sözleşmesi düşünüyorum.