hiç bi şey diyen bir cümlenin
ortasına terkedilmiş bir kelimeyim;
öznesiz, zamansız, zarfsız, mektupsuz, adressiz,
dört yanım hasret
unutulmuş bir ada gibiyim;
açıklarımda batmış yüzbinlerce gemi
limanım yorgun yastan
seni arar durur bir körebeyim
çık ortaya nolur, yaralarım iyileşsin
çok zaman geçti
çok zaman geçti,
haber vermeden gelme, zor olur;
ürker tenhalığım, kıskanır ağlar belki
ama ben ağlayamazsam gücenme n'olur;
gözlerim bitti,
gözlerim
bitti....
fe de nin tabiri caizse "damar" şarkısı dediğimdir.. aslında "bu"na şarkı demek ayıp olur zannımca.. bu topraklarda * çakkıdıya şarkı deniyorsa, nadasa çok daha farklı şeyler demek gerekir.. öyle masum bi şarkı ki bu, içine içine girer insanın.. özlemişliğin en süper kelimelere dökülmüş hali..
klibi bozcaada'da, hatta polente'de çekilmiş olan harika f.d şarkısı..
klip için f.d bey şöyle der: "bozcaada'da, kendimi onsekizinci rüzgar gülü sanıyorken..."
çok dinlemek bünyeye iyi gelmez, özellikle cumartesiyle birlikte alınınca tekilaları ikişer ikişer yuvarlamaya, haliyle çok sarhoş olmaya, sarhoş olup sapıtmaya, sapıttıkça daha çok saçmalamaya vesile olabilir.**