kendisine dinlettiğimde şarkıdan pek hoşlanan brezilyalı hatun, bu şarkıyı ancak içli insanların anlayabileceğini söylemişti...
ayrıca şarkıdaki ispanyolca'nın ispanya'nın güneyinde anlaşılabileceğini eklemişti...
çok iyi bir flamenko bu demişti...
harbiden öyle...
onlarca defa dinlemekten bıkılmayacak nadir şarkılardan.
yürek sesi...
bir akşam üstü sokakta, güzel manzaralı bir kafede çay içerken, orda burda, oyerlerde dinlenilecek on numara bir şarkı.
ya da yağmurlu bir akşamda yapılan dans gibi bir şey mi?
komiser nevzat dizisinin harikulade jenerik müziği idi. dizi başlamadan önce sırf bu şarkı için jeneriği bilmem kaç kez izlemiştim. arkada oynayan jenerik videosu da gayet uyumluydu şarkıyla.gel gör kü dizi tutmadı, hiç de izlemedim zaten ama naci en alamo adeta içime işledi. bir diğer içe işleyen ilahi/şarkı için:
içimdeki andalucia özlemini binlerle çarpan ve statik melankolime ekleyen ağıt. nerde bir sanduka, kastenyen, gitar ve ağlamaktan, haykırmaktan sesi kısılmış, titrek bir çingene sesi duysam, gözlerimin buğusundan göremiyorsam etrafımı, kalbimin attığı kıyıların çağrısı bu derim. çağrıldığım cümlelerin son hecesidir bu şarkı.
gözlerimin içinde ki orman gün geçtikçe daha da ıslanıyor gibi, ellerimden umut dolu toz parçacıkları savuruyorum etrafıma bir yandan..dört değil beş yapraklı olmalı benim yoncalarım, leylaklarım dünyaya kokusunu bırakmalı, savurmalı rüzgarım dünyayı ordan oraya..evet yok yerim, yurdum, toprağım..
yağmurlu günlerime en çok yakışan şarkı..
arkadaşımın ölüm haberini aldığım andan itibaren saatlerce dinlediğim ve her seferinde içimdeki boşluğun daha da derinleştiğini hissettiğim güzel ve acıklı parça..