Adı bile ağız dolduruyor gerçekten. Yazımız tamamı ile Akkuyu NGS ve Sinop inceburun' nda yapılması planlanan Akliman NGS hakkında. Bazı karşılaştırmalar bazı tehlikeler ve göze çarpan bazı hususları "Resmi Gazete- OMÜ Enerji Piyasaları ve Politikaları Enstitüsü- OECD ve IEA Nükleer Yol Haritası" kaynaklarından derlediğim bilgiler ile aktarmaya çalışacağım.
Akkuyu NGS bir kurtuluş gibi gösterilmekte olup, bu projenin yaratacağı katma değerden bahsediliyor. Tabii ki bu proje ile bir katma değer yaratılacaktır fakat konuyu iyi irdelemek ve hesaplamaları doğru yapmak önemli...
Enerji Güvenliği konusunda en önemli husus "Kaynak Çeşitlendirme" dir. Biz maalesef bu yüzden büyük bir handikap içindeyiz ki; bunu son Rusya krizi ile korkulu rüyalar görerek kanıtlamış olduk. Şimdi Rusya olaylarını açarak yazıyı uzatmayacağım.. isterseniz Kurulu güce katkı ile başlayalım.
Akkuyu NGS 1200X4= 4800 MW kurulu güce sahip olacak. Bu reaktörler sırayla devreye girecek. Tarihlerde hüküm altına alınmamış durumda. Aklimanda ise 2023 1. 2024 2. 2027 de 3. ve 2028 de 4. reaktörün devreye alınması hedeflenmektedir.
Bunları şundan yazıyorum, NGS ile ülke kurulu gücünün %12-14 aralığında bir kısmı karşılanacak 2023 senesinde deniyor. Hemen basit bir hesap yapalım mı? Türkiye' de kurulu güç şu an 73. 147 MW seviyelerinde. 2023 yılında kurulu gücün toplam 110- 130.000 MW civarında olması hedeflenirken, bu rakamın ortası 120.000 MW' a göre işlem yaptığınızda %12 seviyelerinin 14.400 MW civarı olduğunu görmekteyiz. 2023 te 2 NGS' nin 4 reaktörü de devreye alınsa maksimum kurulu gücünün 9600 MW olacağını öngörürsek, planlamaların ne kadar titizlikle yapıldığı hususunda fikir sahibi olabiliriz.
Bir diğer yandan, Rusya ile ilişkilerimizin bir ilkbahar dönemi yaşadığı sırada imzalanan anlaşma ile Rusya için çok avantajlı bizim için nispeten daha avantajsız bir sözleşme imzalanmış durumda. Rusya Akkuyu NGS' de mutlak hakimiyet sahibi. Kısa ve yoruma müsait sözleşmeye Resmi Gazete üzerinden ulaşabilirsiniz. Sistematiklik ve kuralcılıktan uzak olan Akkuyu NGS sözleşmesine nazaran Akliman NGS sözleşmesi Japon ve Fransız ortaklığının da etkisi olsa gerek, kuralcı ve sistematik tarihlerlerle taahhütler içeren bir anlaşma.
Fakat unutulan bir husus şu; Akkuyu NGS için yaşanacak her süreç, siyam ikizi olan Akliman NGS' yi de vuracaktır. Ülkenin 100 yılını etkileyecek olan bu iki anlaşma bu yüzden çok büyük önem arz ediyor. Bir enerji araştırmacısı olarak iki santrali karşılaştırarak bilgi kirliliğini önlemek adına bu yola bir kilometre taşı daha eklemek bizim vazifemiz.
OECD ve IEA' nın Karbon Emisyonu baskılarını kırmayı da hedefleyen Türkiye' nin bu kolay ve kısa yolu seçtiğini görmekteyiz. Özellikle karşı çıkan ve endişe duyan kesimlere de detaylı açıklamalar yapılmaması ve ÇED raporunun içerdiği açık uçlu sorular kafa karışıklıklarına yol açmaktadır. Türkiye' nin kötü olan Çevre karnesinin de Sinop inceburun ve Mersin Akkuyu gibi doğa harikası yerlerin akıbeti hakkında herkesi kuşkulandırmaktadır.
Türkiye, kurulacak şirketlerin hisse devirleri konusunda akkuyu için hiçbir tasarrrufa sahip değilken, topu tamamen Rusya' ya bırakmış durumdadır. Akliman' da ise daha planlı bir anlaşma metni çizilmiş ve ETKB kendini daha önemli bir oyuncu sıfatına büründürmüştür.
Elektrik Satın alma süresi her bir ünite için 15 Yıldır. 15 yıl boyunca üretilen enerjinin yarısını KDV hariç 12,35 cent/kwh olarak belirlenmiş durumda. Bu ünitelerin tam kapasite çalışması durumunda Rusya' ya ödenecek elektirk faturası 77 Milyar $ olacak. NGS ömrü boyunca her bir ünite için Türk tarafı karın %20 sini alacak.
Akliman NGS için ESA 20 Yıldır. ortalama elektrik bedeli yakıt bedeli dahil 11.80 cent/ kwh olacak. TETAŞ kendisine taahhüt edilen miktarı %100 alacak, fazla elektrikte TETAŞ öncelikli alıcı olacak, proje şirketi elektriği başkasına satamazsa TETAŞ zorunlu alıcı olacak. Türk tarafı bu anlaşmada %20 den daha az bir kar payı alacaktır.
Görünen o ki, Akkuyu tamamen bir deneme olacak, Akliman ise daha sistematik bir ilerleyiş sağlayacak, fakat Akkuyu' da oluşacak her sıkıntı Akliman içinde geçerli olacağından Akkuyu sözleşmesinin ilerleyen dönemde biraz sıkıntılar yaratması muhtemeldir.
almanyada 17 adet bulunan santraldir. yapılması günümüzde elzem gözüküyor ülkemiz için de hatta çok çok geç kalınmıştır. çevrecilere bakacak olursanız konyada yapılacak dünyanın en büyüklerinden olacak güneş enerji projesi için de hayvanlara zarar veriyor ! diyerek engellenmek isteniyor. bunlar huzur adacıkları istiyor tertemiz ama elin oğlu neler yapıyor...
Hani avrupa da 1. Nesil beyaz eşya artık tüketilmeyip herkes daha iyi olan 2. Nesil beyaz eşya kullanırken bizim memlekete elde kalan 1. Nesil ürünler kakalanır, bizde ne büyük teknoloji diye sevindirik oluruz ya.
şimdi herşeyden önce bu nükleer enerji üretimi diğer bütün enerji üretim yöntemlerine kıyasla "bedava" olarak nitelendirebileceğimiz kadar ucuzdur ve kesinlikle çevreci bir enerji türüdür. (çevreci kısmında çok sıkıntı yok sanırım uludağ sözlük bünyesinde sene 2015'te hala bunları tartışmıyoruz umarım.)
Gelelim enerji ihtiyacı ve nükleer ihtiyacına;
Günümüz dünyasındaki en büyük sorun olan kullanılabilir enerji ihtivası noktasındadır ve hemen her büyük ülkenin ihtiyacıdır.
Vatandaşlarımızda ne yazıkki nükleer santral korkusu bulunmakta; bunun sebebini anlamakta her ne kadar zorlansamda ülkemizin atması gereken adımları attırmak istemeyen, Türkiye'yi geride tutmak isteyen insanların olağan üstü çabaları ortada. Bu kandırmacadan ötürü nükleer karşıtı insanlarımızı malesef ya çok cahil yada vatan haini olarak nitelendirmek yanlış olmaz. (bunu söylediğim arkadaşlarımın çoğu her nedense "vatan haini" yakıştırmasındansa "cahil" yakıştırmasına tepki göstermekte.)
Yukarıdaki yazar arkadaşlarımızı tekrar etmek gibi olmasın ama türkiyenin yakın çevresinde hali hazırda çalışan birçok nükleer santral bulunmakta, 70 milyon nufuslu fransa ülke eneji talebinin %75ini sadece nükleer enerjiden karşılamakta. Biz ise bu kendi üretemediğimiz %75 enerjiyi dışarıdan almak durumunda olduğumuzdan sadece bunca zamandır sizin, benim başta kendimiz ve ülkemiz için verdiği emekleri sırf coğrafyasından ötürü, kaynaklarından ötürü saygı gören bir kısım ülkeye gidiyor. Buna daha ne kadar müsade etmek niyetindeyiz bilemiyorum.
Bu konu hakkında yazılsa yüzlerce sayfa yazılır ancak sıkıcı olmamak adına son bir örnekle bitireceğim. Şuan "yükselen güç", "büyüyen ekonomi" gibi yakıştırmaların yapıldığı çin'de hali hazırda 28 nükleer santral var. Bu nükleer santralleri dünyadaki en büyük kömür yatağı havzasına sahip çin bu kadar kömüre rağmen, kömürünü dışarıdan almamasına rağmen şimdiye kadar yapmıştır. büyük güç olmak için daha fazlasına ihtiyacı olduğunu bildiğinden şuan 24 adet nükleer santral inşaatı yapım aşamasında.
söylemek istediğim vatandaşları olduğumuz ülke için bir şey isterken veya istemezken önce araştıralım, okuyalım, öğrenelim ve sonrasında tavrımızı belirleyelim.
Bu tür santraller, bir turbo alternatör grubunu harekete geçiren buharı üretmek için nükleer bir reaktörün açığa çıkardığı ısıyı kullanır. Nükleer yakıt elementlerinden oluşan reaktörün kalbi, metalik bir koruyucu kabın (zarf) içine kapatılır. Komuta çubuktan zincirleme tepkimenin ayarlanmasına yarar. Bunların hepsi ikinci bir koruyucu zarfın içine kapatılmıştır. Reaktörün kalbi, bir basınç artırıcı sayesinde basınçlı suda (ısı taşıyıcı akışkan) içerir; bir pompa, bu suyun reaktörün kalbinde ve ısı eşanjörü içinde kapalı devre halinde dolaşmasını sağlar; ısı eşanjörüne buhar üretici de denir.
Bu eşanjör sayesinde, ikinci devrenin suyu buhara dönüştürülür.
Meydana gelen buhar, makine salonunda , bir türbini harekete geçirir; türbin bir alternatörü döndürerek, bir transformatörden geçtikten sonra, elektrik üretilmesini sağlar. Buhar bir kondansatörün içinde yeniden suya dönüştürülür ve yeniden kullanılır Bütün bu dönüşmeler zinciri bir komuta odasından gözlenir. Yakıt, kullanımdan önce ve sonra bir havuzda stoklanır Beton zarf , aslında, santralın reaktör bölümüdür.
Savunmadığım fakat bir hocamın başkasında varsa sende de olmak zorunda. Başka ülkelerden geri kalmak yanlıştır vs cumleleri yüzünden beynimde soru işareti uyandıran hede.
çoğu ülke nükleer santralden kazanıyor çoğu enerjisini ve parasını türkiyeye de şart her ihtimale karşı elinde bi kozu kalması için. diyecekler ki çernobil faciası felan filan boş işler abi onlar .
enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için gerekli olan enerji santralleridir. nükleer santral, uçak yolculuğu gibidir. uçak, düşmeden istenen yere varırsa hem güvenli hem konforlu hem de zamandan tasarruf etmiş bir biçimde yolculuk yapmışsınız demektir. uçak düşerse büyük olasılıkla ölürsünüz ancak bu riski almaya değer mi? evet. uçakların düşmesine en çok neden olan şey, pilotaj hatasıdır. pilotaj hatası olmadığı sürece bir uçak kolay kolay düşmez. nükleer santral de çevreyi en az kirleten, enerjide dışa bağımlılığı azaltan, insan hatası olmadığı sürece ülkenizi gül gibi geçindiren enerji santralleridir. bu santralleri yaparken çevrecilerle iş birliği yaparsan gerekli önlemlerin hepsini almışsın demektir. yeter ki çevrecileri nükleer santral konusunda ikna edin.
avrupa'da artık terk edilen enerji santrali türü. lütfen sayıdan ziyade trendin nereye gittiğine dair analiz yapın. yenilenebilir enerji varken neden hepimizi bir trajediye doğru sürüklemeye çalışıyorsunuz? para bu kadar mı önemli hepiniz için?