sevgiliymiş gibi oyunu. tam uyumlu bir bütün oluşmadı ama öyle bir oyun var. herkesde yapıyor aşkım canım bitanem derken. erkek olan içinden abazanlık, kız olan ise yemek düşünüyor erkeği yemek, soyup soğana çevirmek. tabi her zaman öyle değil.
az sonra devem eden satırlarda okuyacağınız ayrıntılar sizi rahatsız edebilir, şiddet ve küfür içeriklidir ayrıca, hamile, yaşlı ve kalp rahatsılığı olanlar daha eğlenceli yerlere gitsinler, hiç okumasınlar...
birgün bir kadın karşınıza çıkar ve bu yaşınıza kadar öğrendiğiniz her şeyin yanlış olduğunu anlatır size, sizde salaksınız ya amına koyyim inanırsınız. baştan başlarsınız, başka seversiniz, başka görürsünüz, başka atar kalbiniz. önce beyninize bir virüs bulaşır, ardında tüm vücudunuza yayılır, esir olursunuz arkadaş. gözünüz başka görür dedim ya, bunca yıl dert anlattığınız, onca güzellikleri paylaştığınız arkadaşlarınızı satarsınız iki lafa, orospu çocuğunun önde gideni olursunuz. virüsdendir.
baştan başlamak zor iş arkadaş, renkler hep pembe, heryer alabildiğine mavi gözleri gibi derin, yeşil gözleri gibi esrar. uyuşuk piçin teki olur çıkarsınız. baştan başladık arkadaş, bütün tanınmış tanımları yeniden gözden geçirdik, tesadüf bu ya, bütün her şey onunla anlam bulur. virüsdendir.
başka seversiniz, en zor kısımı da budur, annenizle kıyaslar, aşık atmasına göz yumarsınız, yerini alır, her türlü sevginin adı olur. hoşuna da gider ama ipneliğin lüzumu yok. sevmek başka şeydir arkadaş, ulan bir de karşılıklı olunca çok güzel oluyormuş dersin, yanılmasan birde ama dert etme, virüsdendir.
başka atar kalbin, yerinde çıkar sanırsın, bastırdığın da olur fırlamasın diye, halbusi kalp hep aynı seni yanıltan içinden geçen virüsdendir.
aşk, sen damarlarımda dolaşan en büyük virüssün. bi siktir git çay koy.
beni seviyormuş gibi yapma
gözlerime bakıyormuş gibi durup uzakları düşünme
sonrada beni terk ediyormuş gibi gitme
geri dönüyormuş gibi olacak tekrar gelişin.
vardı evet... iliklerime kadar vardı! yoktu bir de... üşütecek kadar yoktu! bir vardı, bir yoktu... hem vardı. hem yoktu..
varmış gibiyken sanki bir de yokmuş gibi.
bir varmışım bir yokmuşum.
içinden çıkılamayacak bir labirentmiş gibi.
görünmez engeller var sanki aramızda.
engeller, birbirimize ulaşmamızı engelliyor.
fiziksel olarak gözükmüyor bu engeller.
ruhumuza koyuyoruz o engelleri çünkü.
anlıyormuş gibi yapıyoruz. hadi bu belki çok mühim değil.
seviyormuş gibi yapmamıza ne demeli?
****
-senin değilim, evet. ama anlat bana. eğer ki dostunsam hala. dedi.
başımı ellerimin arasına aldım.
biliyorum; ağladım ağlayacağım. fazla gelindi üstüme bu sefer.
-nasıl kabullenebilirim bunu kısa sürede? aşık olduğum kadın bir başkasıyla birlikte. ben o kadına içsel tartışmalarımı nasıl anlatayım? dedim.
-anlat! dedi.
anlattım.
kendi kendime konuşuyormuş gibiydim aslında. verecek cevabı yoktu bir çok şeye.
-tüm bunlar olurken ben aklına gelmedim mi?
-geldin.
-ne düşündün peki?
-duygularının bir sanrı olduğunu, eski sevgilini hala sevdiğini.
o an dünyam başıma yıkıldı.
konuşamadım.
****
yüzümüzde hep bir maske.
gülüyormuş gibi yapıyoruz. üzülmüyormuş gibi yapıyoruz.
dahası unutuyormuş gibi yapıyoruz.
kendimizden kaçıyoruz.
ama nereye?
cevabını kimse bilmiyor.
ölene dek bir kaçıştır gidiyor.
kimin umrunda peki?
kimsenin.
oysa yalansız, oyunsuz olunca hisler, daha samimi olmaz mı?
yoksa, gerçekler hep mi acıtır?
****
ağladım.
o gece ilk defa onun uğruna gözyaşı döktüm.
günlerce onun aşkında yan. resimlerine saatlerce bakıp gülümse. gün boyu onu düşün. tüm arkadaşlarına büyük bir şevkle, sanki yeniden doğmuş gibi onu anlat. o ise kalkıp sana hiç inanmadığını söylesin.
zor.
meğersem hatun, bana inanıyormuş gibi yapmış.
bana inanmamış!
zaten yalanlarla dolu dünyada, siz de eriyip gidersiniz mış gibi oyununda.
tehlikelidir.
farkedilmez kolay kolay mış gibi oyunu, ama farkedildi mi canınız yanar. karşınızdakinin canı yanar.
****
--spoiler--
vakit tamam seni terkediyorum
bütün alışkanlıklardan öteye
--spoiler--
her yalan insanı biraz daha yok eder.
lakin..
siz siz olun seviyormuş gibi yapmayın!
