Vaktinde kuzenim bankada çalışıyordu. Niye bankada çalışıyordu, mal mıydı bilmiyorum. Hala da çalışıyor zevzek. Aklından zoru var herhalde.
Kuzen o zamanlar çağrı merkezinde, daha müdür olmamış. Bazı çağrıları yanıtlama, çözüm bulma gibi şeylerden puan kazanıyorlar. Söyledikleri her yanlış şeyden puan kaybediyorlar. Böyle salak salak bir sistem. iki ileri bir geri. Aradı beni, mola verdim dedi. Takım lideri "Git bi hava al." demiş.
Bir adam arıyor bunu. Hakkari'den. Hakkari'li varsa bana kızmasın. Neyse bütün girişlerini yaptırıyor. Anne kızlık soyadının bilmemkaçıncı rakamına kadar. En sonunda kuzenim, "Girişinizi yaptım, sorunuz neydi?" diyor. Adam başlıyor anlatmaya. Taa doğumundan itibaren bi sürü gereksiz ayrıntı. Ulan sonuca gelsene. Hayır olan bana oluyor, çünkü gerizekalı kuzenim aynen anlatıyor. Mevzu bitince kuzenime gelen soru şöyle.
"Bacım işin özü, biz kardaşımla istanbul'a geleceğiz. Orada hava kaç derece? Ona göre kıyafet alak da pişmayak. "
Kuzenim "Bu konuda size yardımcı olamıyorum, başa bir sorunuz var mıydı?" diyor.
He bok var! Ne soruyorsun ki zevzek, kapasana telefonu! işine de, çağrına da de, bas git. Öyle saçma iş mi olur lan?
Sonuç olarak adam üç-beş kere daha arıyor.Gece vardiyasında çalışıyorsanız, tekrar arayan birinin size tekrar denk gelmesi an meselesidir. En sonunda takım lideri adama gerekli cevabı verip, kuzenimi hava almaya gönderiyor.
En güzeli şu ki, kuzenim konuşmanın sonunda kahkaha attı. Aynen yazıyorum.
"Fakat kuzen, şimdi hava almaya çıkınca gördüm ki, hava patladı patlayacak. Gelsin ıslansın şimdi, eşşoğlu eşşekler! "