-nasıl oldu ?
-daha giymedim.
-hmm tamam...nasıl oldu ?
-bir saniye hanımefedi daha giyemedim.
-hmmm ok... nasıl oldu oldumu ?
-giydim giydim aç kapıyı !
-oha beyefendi one öle ya !
-sen kaşındın amk karısı !
-hayvan herif !
kimi insanı rahatsız eden bir göreve sahiptir. insanlar çünkü izlenmeden daha rahat hareket edip en iyisini almak için çabalar. başka yönlendirmeler tarzımızı etkiler.
satış görevlisi nam-ı diğer tezgahtar arkadaştır o, asgari ücrete talim eden, normal bir ücret alabilmek için satış kotasını doldurmaya çalışan, borçları, sevgilisi falan olan bir insan evladıdır. artık mağazaların neredeyse tamamında alarm, kamera gibi mağaza sahibini koruyan teçhizat bulunduğundan dolayı, bu kişinin esas amacı size bir şeyler satabilmektir. yalnız hödük olanları çok yakından izler, sorular sorar falan rahatsız eder adamı. işinin ehli olan satıcı içeri giren müşteriyi bir süzer önce, tarzına bakar. müşterinin gözlerini takip eder ki ne almak istiyor onu öğrenebilsin. rahatsız etmez, her müşteride görülen bir kararsızlık anı vardır ki, o an saldırı için en iyi zamandır. sonrası o satıcının kabiliyeti ve müşterinin bir şey satın alma isteğidir.
son zamanlarda azalan görevli tipidir. bunun sonucunda da bir şey sormak için bakıyorsun, herhalde ilgilenmeyin demişler, kafasını başka tarafa çeviriyor. tabi peşimize takılmasın ama arada bir baksın yardıma ihtiyacı olan var mı diye.
yalnız adamlar ne yapsa yaranamıyor, bunu anladım.
tepkiyi koyduğun anda peşini bırakan mağaza görevlisidir.
-hayır ben malmıyım, aradığımı bulamıyormuyum, reyon nerede bilmiyormuyum arkadaşım? böyle kedi yavrusu gibi peşimde dolaşmak sana ne kazandırıyor? hayır ne kazandırıyor yani?
+?!?!?!?!???!?!?!
Edit: netice de onlar da mağaza müdürü ya da reyon yöneticisinden aldıkları gazla, pirim alabilmek için dolaşıyorlar. **
ne aramıştınız ben yardımcı olayım lafına her zaman reyonları göstererek bakıyorum öyle işte diyerek alıcı değilim havası yarattığım yapışkan görevlidir. gittiği an cebime bir şeyler atacakmışım gibi davranılması çok ağrıma gidiyor, ağlıyorum geceleri.
butik mağazalarında sık rastlanan durumdur. Kendinizi potansiyel hırsız gibi hissetmenize neden olur. insanların büyük alışveriş merkezlerine veya kurumsal mağazalara gitmesine olanak verir.
en kıl olunan tiptir. mağazadan içeri girlir ve dikkat üzerinizdedir.
-buyrun efendim hoşgeldiniz
+hı hı hoşbulduk.
mağazadaki ürünler bir yandan incelenirken diğer yandan görevlinin soluğu ensenizde hissedilir.
-nasıl bişey bakmıştınız yardımcı olayım?
+yok gerek yok ben kendim bakarım.
gibi cevaplarla geçiştirlmeye, ara reyonlara girilerek iz kaybettirilmeye çalışılabilir. baktınız inada bindi çıkın gidin mağazadan arkadaş.
en az 12 saat calisan ve sadece ögle yemeklerinde oturmasina izin verilen calisandir.ekmek parasinin pesinde kosturan insandir. magaza müdürünün oturdugu koltukta kicini yayarak emir verdigi.
o calisanda müsteriyi adim adim takip etmeyi arzu etmez hele ki tartismaya girmeyi ve gereksiz azar yemeyi hic istemeyen insandir.
birde bu calisanlara fino diyen yavsaklar var.onlara ne diyecegiz!
girer girmez nasıl bişey bakmıştınız diye sorarlar. sanki ben alacağım giysiyi tüm detaylarıyla beynimde tasarladım geldim, hadi geldim diyelim mağazada şak diye bulacam sanki düşündüğümü... ne varsa bakıp beğenecez olanlardan işte bi rahat ver...
uyuz olunandır. ve genelde de çok satış yapamayan mağazalarda bu tarz görevliler bulunur. göz ucuyla kadının/adamın gelip gelmediğini kontrol etmekten bakacağına bakamaz insan. illet eder. hayır yani askıya asmışsınız işte " bunlar satılık mı?" diye soracak değilim ya, maruzatım olursa sorarım. ya da madem takip edeceksin belli etmeden et, alışveriş partneri gibi olmayalım. eminim sen de hoşnutsuzsun bu durumdan.