sevgi ve hoşgörü dini olan islamiyet in kutsal kitabından bir ayet. ben bu kadar insan sevgisi olan başka bir cümle görmedim. bu kafirleri anlamıyorum zaten nasıl böyle bir mükemmel bir dine mensup olmuyorlar? kendi sorumu kendim yanıtlamak gerekirse muhtemelen bir yol göstericileri yoktur. yüce rabbim onların da karşısına bir kılavuz göndersin de müslüman dünyasına katılsın bütm kafiler ve müşrikler.
islam terminolojisini iyi bilirim.
bırakın teoloji açısından olmasını, edebi bir eserin yazım tekniğini bir okumada anlarım.
ne bileyim, bazı süper zekalılar gibi bir eser de yazım anlatım tekniğini yok saymam.
betimleme öyküleme açıklama mecaz-mürsel öykünce fabl didaktik epik pastoral vb yazım anlatım tekniğine bakmadan kelimeyi olduğu gibi almak aptallığınıı yapmam.
örn: allı turnam bizim ele varırsan; şeker söyle kaymak söyle bal söyle... dizesinde ki allı turnanın flamingo olduğunu bilirim.
kalkıp anadolu insanı güvercinle değil allı turna ile haberleşiyordu diye hüküm verip salak gibi görünmem.
ya da allı turna adamın memleketine gidip adamı soran merak edenlere baklava börek izmir bombası kazan dibi vb tatlı söyleyecek pastahane de ziyafet çekecek demem.
islam terminolojisi açısından allah takvalı kul olun dediğinde takva sahipleriini severim dediğinde; çölde kum fırtınası yüzünden yüze göze gelen kumlardan korunmak için ve çölde kayan kumları develer daha iyi bildiği için kervanın arkasında devenin gerisinde giden insanlar devenin huysuzlanmasıyla devenin çifte atması veya dönüp ısırmasından korunmak dikkat etmek eyleminin takva olduğunu bilerek allah deveye dikkat edin, devenin arkasında giderken sakının mı demek iştemiş.
allah sünnet derken çocuğun çükünün kesilmesini mi demek istiyor veya sünnet demek deve kervanının çölde bıraktığı iz anlamından çıktığını mı anlatıyor yoksa kur'an yolunu mu anlatıyor?
allah puta tapmayın derken ve bu putların adını da "“Lât ve Uzza’yı ve diğer üçüncüsü Menat’ı gördünüz mü?” (Necm; 53/19-20) olarak açıklarken...
lat: iktidar otorite demek.
uzza: güç kuvvet güçlü olmak demek.
manat: para demek.
allah burada tahtaya taşa heykele tapmayın mı diyor, güce otoriteye paraya tapmayın mı demek istiyor?
kur'an da deyimler genelde çöl ile çölde yaşayan insanlarla günlük yaşamlarıyla alakalıdır.
herhalde kutuplarda yaşayan eskimolar veya penguenler kutup ayıları buzullarla eskimolarla olacak değildi.
cenevre sözleşmesini okumadan yorum yapmaynız.
bu hükümleri değiştirmek mi?
cenevre sözleşmesi ne demek olduğunu bilmeden konuşmayınız.
sizler cenevre sözleşmesini anayasa mı sandın da her gelen kendine göre yontacak?
değiştirme ile geliştirme arasında ki farkı algılayacak zeka sahibi olun.
bu ülkede ki cehaletin cüretkarlığı insanlık tarihinde görülmedi. tartışdığı olgunun ne olduğunu bilmeyen cahillere bir şey anlatmak için ilk önce aklı inkar etmek gerek.
bu yetiye sahip olunmadığı için (ve aynı zaman da ahlak-etik ile alakalı) sadece acıyorum, şimdilik...
şimdi kalkıp birilerinin kur'an araplara gelmiş, mekkelileri ilgilendirir diyen anlayış için öküz diye entry girmeye başlamak "hakaret" gerekçesiyle yazılan entry'nin çöp olmasına neden olacak.
bu sırada sözlük de mod mu kot mu bilmem ama yetkililerin bizi sıktığı anlaşılmasın.
biz onları seviyoruz ve bu mod mu kot mu bilmem ama onlar bizi sıkmıyor (ingilizce klavye ile yazmamanın getirisi, yoksa bizi sıkıyor değil sikiyor olarak yazılacaktı) sadece yetkililerimiz çok hayvanist olduklarından (yanlış anlaşılmasın, hakaret burada yoktur. insan sevene hümanist mi ne diyorlar ya... ben de hayvan sevene hayvanist dedim. hayvan sevmenin gavurca karşılığını bilmiyorum) öküzlerin hakkını korumak için entry silinir.
neyse, bir din veya ideoloji ya da bir evrensel insan değerleri lokal bir coğrafya kimlik benlik ırk dil ile ilişkilendirilemez.
solferino savaşını bilir misiniz?
savaşan taraftarlara kralların bizzat komuta ettiği son savaştır. bu savaş da yaşanan vahşeti trajedileri vahşeti savaş meydanında bizzat gören jean henry dunant tarafından kızılay ve kızılhaç da dahil olmak üzere savaşta uluslararası hukuk ve insan haklarına saygıyı belirleyen savaş hukuku diyebileceğimiz cenevre sözleşmesini meydana getirmiştir.
Sözleşmeler ve konuları şu şekildedir:
Birinci Cenevre Sözleşmesi harp hâlindeki silahlı kuvvetlerin hasta ve yaralılarının vaziyetlerinin ıslahına ilişkin sözleşme.
ikinci Cenevre Sözleşmesi silahlı kuvvetlerin denizdeki hasta, yaralı ve kazazedelerinin vaziyetlerinin ıslahına ilişkin sözleşme.
Üçüncü Cenevre Sözleşmesi harp esirlerine yapılacak muameleye ilişkin sözleşme.
Dördüncü Cenevre Sözleşmesi harp zamanında sivillerin korunmasına ilişkin sözleşme.
Ayrıca 8 Haziran 1977 tarihli, 1949 Cenevre Sözleşmelerine ek; I sayılı Uluslararası Silahlı Çatışmalarda Mağdurların Korunması Protokolü ve II Sayılı Uluslararası Olmayan Silahlı Çatışmalarda Mağdurların Korunması Protokollerini de bu sözleşmelerin bir parçası olarak görmek gerekir.
şimdi kalkıp bu evrensel kuralları yok sayıp bu cenevrelileri ilgilendirir diyebilir miyiz?
ya da antik yunandan beri süregelen devlet yapısı idareyi, roma hukukundan miras kalan güçlerin ayrılığı ilkesini yok sayabilir misin?
bu ülkenin dincisi dinsizi aynı zeka seviyesinde...
hepsi einstein, biz de geri zekalı aptalız.