hep bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
hiç vaktiniz yok, "fast live", "fast food", "fast music", "fast love"...
dikte ettirilen "yükselen değerler", "in" ler, "out" lar...
buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.
dostluğu klavyelerinde, yaşamı monitörlerinde arayanlar, size sesleniyorum!
hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
copy-paste yapabilir misiniz dalgaların sahille buluşmasını?
içinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir misiniz maille arkadaşlarınıza?
sevgiyi tuşlarla mı yazarsınız?
öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi kaybolan zaman?
doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden görmezsiniz bahçedeki akasyanın tomurcuklandığını?
ve ıslak toprak kokusu var mıdır dosyalarınız arasında?
koklamak, duymak, dokunmak, yok mu yaşam skalanızda?
bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu olmanıza megabaytlarınız mı yetmiyor?
(bkz: kel mahmut)'tan önce bu dünyadan göçmesine şaşırdığım, sesi ile çocukluğumunun en muhteşem TV olaylarına beni bağlamış olan tiyatro sanatçısı. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Onun kadar kalitelisi zor gelir bir daha.
olum haberi derin bir uzuntuye sebep olmustur. turk sinema ve tiyatosuna yaptigi katkilar tartisilmaz. çok uyuk ve usta bir tiyatrocuydu. Allah rahmet eylesin. Ailesine sabirlar versin. mekani cennet olsun...
ölümüyle türk tiyatrosunu, orhan veli'nin şiirlerini, alf'i, çocukluğumu yalnız bırakmış büyük insandır. yaşaması gereken ve hatta hiç ölmemesi gereken bir insandır dünya ve her şey sahipsiz kalmıştır.