biri tutar içinden gelen herşeyi bir dil kullanır döker ruha. sonra al bunu ben ruhuna yaptım der. sen de oturur ağlarsın. toplamına müzik denir, artığına kimya, fizik...
insan eliyle yapılan çeşidinin insanın kontrolünden çıktığı sanat ötesi gerçeklik. notaların şarkı söylemesi ve sizin cılız eşlikleriniz... gitar ağlarken sizin gözyaşlarınızın bir şey ifade etmemesi. senden, benden, ondan yüce olan.
bir ilginçtir, anlatılması bir enteresandır. lâl olmuş bir ruhun konuşmayı ansızın becerebilmesidir bir nevî. Semaya uçmaktır kanatsızca. Zordur kelimelere dökmesi belki de.
Müzik her şeydir.
Özellikle küçükken tanrıyı kızdırmayı hiç istemezdim, beni kulaklarımla cezalandırabileceği ihtimalinden ötürü.
Melodileri ve sesleri duyamamak acı bir ceza olsa gerek.
Sokaktan geçen bir insana aynı zamanda fakat iki farklı müzik eşliğinde bakarsanız ezgilerin gücünün farkına varabilirsiniz.
Birinde elleri cebinde kendini sokaklara bırakmış bir insan görürsünüz diğerinde ise isyankar ve agresif bir genç ya da hayatı bütün olumsuzluklarına rağmen iyi benimsemiş ve kendini mutlu kılmış bir insan.
Ritim, bütün bakış açılarıyla oyuncak gibi oynayabilir.
Ve çoğu kez farkında olmasak da her bir şarkıyı bir zat için ya da bir anı uğruna dinleriz.
içten içe o şarkıyı onu düşünerek dinler ve sözlere kulak veririz.
Aylar hatta yıllar sonra farklı bir yerde aynı şarkı yeniden kulaklarımıza geldiği vakit onu bir zamanlar yok yere çok sevdiğimizi hatırlarız, o günlere geri döner ve o günün heyecanına tekrar tanık oluruz. Bu yüzden çoğu dizeler kutsaldır.
Ya da şarkı içindeki bir söz hayatınızı ve düşüncelerinizi özetlemeye yeter.
Aynı Pinhani'nin '' O her zaman gülen yüzün, bazen hüzünlü bir şarkıdır '' sözü gibi.
Hatta sizin şahsi düşüncelerinizi başka başka adamların böylesine güzel özetleyebilmesi şaşırtır sizi.
Yazarlar insan yaratan insanlarsa, sanatçılar da çoğu duygunun ortaya çıkış sebebi ya da o duyguların pekişmesi, hatırlanması görevindeki insanlardır.
Bir şarkı size tanrıyı da sevdirebilir, sevdiğinize de küstürebilir.
Sevdiğimiz bilmez ki bütün gün karşısında somurtarak oturmamızın sebebi onun varlığı değil de bizim sabahleyin dinlediğimiz ayrılık şarkısı sonrası kendi ilişkimizin de öyle biteceği paranoyasına kapılmış olmamız olduğunu.
işte şarkılar, melodiler ve sözler böylesine ilginç şeylerdir.
Ve müzik, her şeydir...
en güvenilendir. her durumda yanınızda olacağından en emin olabileceğinizdir. mutsuzken, mutluyken, heyecanlıyken, kararsızken, aşıkken, melankolikken, unutkanken, unutamazken, çeşitli biçimlere girip size eşlik edendir. geçmişin hayaletleriyle tanıştırır, bilirsiniz ki sizin zamanınızın hayaletlerini de geleceğe taşıyacaktır. hayatın küçük bir parçası değil, hayatı içinde eriten büyük bir güçtür, enerjidir, herşeydir..
--spoiler--
Çok boktan bir şey olur, delirecek gibi olursun, nereye kaçsan, kime gitsen, ne yapsan bilemezsin. Belki seni tek kurtaracak şey müziktir. Döktüğün için, yasın seninle onun arasında kalır. ileride o müziği duyduğunda o anı hatırlarsın. Müzik aslında sırdaşınızdır.
--spoiler--
ruhun gıdası demişler kendisine. haksız değiller, müziksiz bir hayatı sanırım kimse düşünemez sanırım. hatta belki, müzik dinlemediğini düşünenler bile, hayatlarının bazı bölümlerinde bu muhteşem şey ile ruhlarını besliyorlar. bazen bir dükkanın içerisinde, bazen televizyonda bir programın fonunda, bazen durup dururken, nereden geldiğini bile bilmediğiniz bir yerde karşınıza çıkıyor kendisi. siz belki fark etmiyorsunuz ama hareketlerinizi, düşüncenizi etkiliyor bu. yani en azından beni etkiliyor.
evet, aslında ben de o müziğimi ruh halime göre seçen insanlardanım. üzgünken bunalım şarkıları dinlemek isterken canım, sevinçli anlarımda beni eğlendirecek, coşturacak şeyler dinlemek istiyorum. çünkü müzik, üzüntünüzde sizi anlayan, düzelmeniz için yardımcı olan bir dost olurken; mutluluğunuzda sizinle coşup eğlenen, sizi daha da mutlu eden bir kişi oluyor.
yalnız dedik ya hareketlerinizi, düşünceniz etkiliyor diye. üzüntülü anınızda, sizi mutlu edecek şeyler dinlemek de çok iyi bir seçim. derdinizle yüzleşmekten çekiniyor, onu biraz da olsa unutup gerilere atmak istiyorsanız bunu tercih edebilirsiniz. denedim, sonuç başarılı.
yanlışım olsa bile ne olursa olsun müzik, vazgeçilmeyen bir şey. belki de her anınızda yanınızda olmasıdır bizi kendisine bağlatan bilemiyorum, ama ne yapıyor olursa olsun bunu devam ettirmesini rica ediyorum kendisinden.
Yaşamaktır müzik. Yaşamı güzelleştiren duygularımız değil midir? inişleri, çıkışlarıyla bütün duygularımız. Her bir müzik aleti ,ayrı bir tını ,ayrı bir etki, ayrı bir yankı olmaz mı yürekte? Müzik olmasaymış, yaşamanın kuru bir ekmekten farkı olmazmış gibi geliyor bana. insanın kendine açılmasını sağlayan ,insanı kendiyle barıştıran, ya da insanı kendine küstüren toparlanması için , müziktir. Şaire de ilham, ressama renk katandır müzik..Sanatı avuçlarında yoğurur.
teneke tıkırtısı bile olsa bir varlığın melodilere kulak vermesi, yaradılışının büyük bir sanat eseri olmasından ve buna kayıtsız kalamamasından kaynaklıdır. içindeki sanatı keşfet! hiçbir şey yapamıyorsan melodiye ayak uydur. o gerisini halleder...
insan hangi sınıfsal temelden olursa olsun sürekli değişen değer yargılarını tatmin için yaşar, yani sürekli kazanmaya çalışır.
kazanmak demek yoğun duyguların hissedildiği anları yaratmak demektir. bu kazanmalar sırasında en büyük kayıp zamandır.
kendisi ve değer verdiği insanlar için hatırlamaya değer anılar yaratmak isteyen insanlar bunları hatırlamak istediğinde en büyük yardımı müzikten alırlar.
mutluyken daha mutlu, mutsuzken daha mutsuz...
hissedilen ne olursa olsun duyguları daha yoğunlaştıran doping gibidir.
müziğin evrensel oluşu her farklılığı geride bırakabildiğinden farklı insanlarıda bir araya getirebilen en önemli öğedir. hele ki bu günün dünyasında insanların bu kadar sınıflaştırıldığı ayrıştırıldığı bi toplumda beklide bir arada kalmak için elimizde kalan tek silahtır.
en mutlu, en hüzünlü, en yoğun yaşanan duyguları müzik tekrar tekrar yaşatabilendir. üstelik tek marifeti geçmişi yinelemek değildir.
geçmişi göterdiği gibi geleceğide gösterir müzik, bi falcı gibi büyüleyerek belkide.
işitilen tınıyla yaşamak istenen anlar hayaller canlanıverir kişinin gözünde.
yani müzik kazanmak için kaybettiğimiz zamanı tüm imkansızlık ve farklılıklara aldırmadan bize fazlasıyla geri kazandıran, gerektiğinde bizi motive eden gerektiğinde sakinleştiren insanoğlunun en büyük keşfidir.
Beklide herkezin bildiği ama anlatamadığı, anlatılanın anlatıcıyı hiçbir zaman tatmin etmediği, aşk gibi tanımsız, sınırsız ama tutkulu harmonik zenginliğimizdir.
sözlükte cok fazla umursanmayan, eminim yazarların büyük cogunluğu bir çok program sayesinde fonda dinlerken, sözlükte konuyla ilgili entry girmemeye nedense bir sebepten hasıl oldukları, kulağa hoş gelen, kanaatimce matematik biliminden oldukca etkilenen, hatta bu bilimi psikolojiyle birleştiren hede, hödö...
`müzik, hiç bir zaman fenomeni dile getirmez.müziğin dile getirdiği şey, bütün fenomenlerin içyüzü ve kendinde varlığıdır; yani iradenin ta kendisidir.
bundan ötürü, müziğin belli bir neşeyi, şu ya da bu hüznü, şu ya da bu tutkuyu, iç rahatlığını dile getirdiği söylenemez.müzikte dile gelen şey, her çeşit dürtünün ve şartın dışındaki genel soyut özüdür.ama bu soyut özü kolaylıkla ve eksiksiz bir biçimde kavrarız.
melodinin yaratılması, insan duyarlılığının ve iradsinin en derin sorlarının keşfedilmesi, dahinin gerçekleştirdiği temel iştir.dehanın çalışması, burada her yerdekinden daha bağımsız, daha kendiliğinden daha bilinçsizdir.burada gerçek bir ilham söz konusudur.olumlu ve soyut şeylerin önceden edinilmiş bilgisi, yani fikir, sanat her alanında olduğu gibi, müzikte de yetersizdir.çünkü müzisyenin dile getirdiği şey, dünyanın en iç özü ve en derin bilgeliktir.müzik bunları, kendisininde kavrayamadığı bir dille anlatır.bu bakımdan uyandığı zaman hakkında hiç bir şey bilmediği nesneler üzerine sorulara şaşırtıcı cevaplar veren bir pyprgezere benzer.`
der schopenhauer müzik için, en üstün sanat olarak gördüğüde çeşitli kitaplardaki yorumlarıyla aşikardır.
iç dünyayı sözcüksüz görüntüsüz anlatabilen mükemmel bir yol, yolculuktur.
müzik, doğada duyduğunuz her sestir. rüzgar, dalgaların sesi, yağmur çıtırtısı, kar uğultusu, vesairedir. müzik olmadan yaşamak sağır olmaktır. sağır kimseler doğada müziğin harekete yansıması olan dansı (yaprakların dansı, dalgaların dansı, ekinlerin dansı, ağaçların dansı, kuşların dansı, vs) hissederler, biz sağır olmayanlara ise bu dansı yalnızca izlemek düşer...
hayatı biraz olsun yaşanabilir kılan şeylerin başında olan neşe, üzüntü kaynağımdır.kendimi diğerlerinden soyutlayıp,kendi dünyamı yaratıp,tek başıma orada yaşamamı(anlık da olsa) sağlayan güç.
müzik, yunancada peri anlamındaki musa ile dil anlamındaki ike takısının eklenmesinden meydana gelmiştir. bu yüzden perilerin dili, peri dili gibi asil anlamlar taşımaktadır.