iyi insanlar. Bana böylesi denk geldi en azından. En iyi kalpli hocalarım hep müzik hocasıydı. Ortaokula giderken bir tane müzik hocamız vardı. Yanlış bir meslek seçmişti. O kadar sesini çıkartamayan kızamayan biriydi ki sınıftaki çocuklar hep şımarır hocayı hiç takmazdı. Hocaya saygısızlık yapanlardan hiç olmadım ama hocayla bu konuda iletişim kurmaktan da hep uzak durmuştum. Umarım mutludur şimdi o kalbi güzel sessiz insan.
Sınıfta çocuğu çocuğa kırdıran orospu ve pezevenk versiyonları vardır bunun, şimdi adını hatırlayamadığım mahkumlu gardiyanlı bir deney vardı işte bu orospu yada pezevenk bunu ilkokul çocuklarına bir güzel uygular malzeme kontrolü adı altında. işte böyle orospu yada pezevenklerin aldığı pedagojik formasyonu kendi çocuklarının önünde götlerine sokmak gerekir.
müziğin kişisel bir yetenek olduğunu, kasarak öğrenilemeyeceğini; istenmeyince hiç öğrenilemeyeceğini anlayamamış, kendisini bir fizikçi, matematikçi zanneden; diploma notumu zamanında fazlasıyla düşürmüş cadaloz insan. ayıp be. sevgiyle de saygıyla da anmıyorum efendim. derslerinde izinsiz tuvalete falan giderdik, belki ondan bırakmaya çalışmıştır manyak.
eğitim fakültelerinin müzik eğitimi bölümlerinden mezun olduktan sonra "atanabilmişlerse" ilk ve ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmen türüdür. blokflüt denen çalgıdan ötürü okul sıralarından geçmiş bireylerin anılarında hiç de hoş yer tutmayan öğretmen grubunda yer alır. geçmiş uygulamalar gözönüne alındığında hak vermemek elde değildir. çünkü her öğrenci güzel flüt çalmak, şarkı söylemek, solfej yapmak zorunda değildir, olmamalıdır da. bunlara ek olarak, törenler, günler derken okulun yükünü çeken öğretmen grubunda yer almaktadırlar. her sınıfa bir ders saati (40 dakika) ayrıldığı için okul okul gezmek zorunda kalırlar.