eğitim fakültelerinin müzik eğitimi bölümlerinden mezun olduktan sonra "atanabilmişlerse" ilk ve ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmen türüdür. blokflüt denen çalgıdan ötürü okul sıralarından geçmiş bireylerin anılarında hiç de hoş yer tutmayan öğretmen grubunda yer alır. geçmiş uygulamalar gözönüne alındığında hak vermemek elde değildir. çünkü her öğrenci güzel flüt çalmak, şarkı söylemek, solfej yapmak zorunda değildir, olmamalıdır da. bunlara ek olarak, törenler, günler derken okulun yükünü çeken öğretmen grubunda yer almaktadırlar. her sınıfa bir ders saati (40 dakika) ayrıldığı için okul okul gezmek zorunda kalırlar.
şahsen bir matematik,edebiyat..vs öğretmeni olsam bir müzik, resim ve beden öğretmeniyle aynı sıfatı taşımayı hak etmediğimi düşünürdüm. tüm öğretmenler ne şartlardan geçerlerse geçsinler "ne iş yapıyorsun?" sorusuna "öğretmenim" diye cevap verir.
müziğin kişisel bir yetenek olduğunu, kasarak öğrenilemeyeceğini; istenmeyince hiç öğrenilemeyeceğini anlayamamış, kendisini bir fizikçi, matematikçi zanneden; diploma notumu zamanında fazlasıyla düşürmüş cadaloz insan. ayıp be. sevgiyle de saygıyla da anmıyorum efendim. derslerinde izinsiz tuvalete falan giderdik, belki ondan bırakmaya çalışmıştır manyak.
Öğrencileri tarafından hayat boyu flütle ya da içindeki tükürüklerle anılması muhtemel insanoğludur. şimdilerde de melodika var bak.
yelpazesi geniş ama işte devlet vermiş bi kere konsepti de repertuarı da eline...
ne öğrettiklerini merak ettiğim öğretmendir.
hadi matematikçi matamatik öğretti. tarihçi tarih.
müzik öğretmeni ne öğrettiğini düşünüyorum ama hiç bir fikrim yok.
Sınıfta çocuğu çocuğa kırdıran orospu ve pezevenk versiyonları vardır bunun, şimdi adını hatırlayamadığım mahkumlu gardiyanlı bir deney vardı işte bu orospu yada pezevenk bunu ilkokul çocuklarına bir güzel uygular malzeme kontrolü adı altında. işte böyle orospu yada pezevenklerin aldığı pedagojik formasyonu kendi çocuklarının önünde götlerine sokmak gerekir.
Gozumde gitar aglatan adamdi hep. Gitarla yaptigi showlar kaldi hep aklimda. Sinif uslu durursa gitar calardi bize simdi ise geriye sadece youtube videolari kaldi.
iyi insanlar. Bana böylesi denk geldi en azından. En iyi kalpli hocalarım hep müzik hocasıydı. Ortaokula giderken bir tane müzik hocamız vardı. Yanlış bir meslek seçmişti. O kadar sesini çıkartamayan kızamayan biriydi ki sınıftaki çocuklar hep şımarır hocayı hiç takmazdı. Hocaya saygısızlık yapanlardan hiç olmadım ama hocayla bu konuda iletişim kurmaktan da hep uzak durmuştum. Umarım mutludur şimdi o kalbi güzel sessiz insan.
Müzik gibi yüksek disiplin gereken bir eğitim alıp, öğretmenlik gibi disiplin yanında empati - tolerans gerektiren bir iş yaptıkları için dağıtmış olmaları bence normal. Onlara "bu sınıfa flüt çaldıracaksın" denmiş. O yüzden Yetenek metenek dinlemeden bu hedefe ulaşmak için (kendilerini ispat etmek için) otoriter olabiliyorlar. Yani bence sorun sistemsel. Şahsi değil.