şarkı söyleme, müzik aleti çalma hatta duşta bişiler mırıldanma eylemlerini gerçekleştirememektir.
ortaokul yıllarında yine sıkıcı bir müzik dersidir. hoca sözlüleri verecektir.
hoca: çocuklar herkes istediği bir türküyü, flütle çalsın. ona göre not vereceğim.
kızlar: tamam hocam.
erkekler: hocam biz çalmasak, siz bize direk 55 verseniz?
hoca: tamam isteyen çalsın ama.
eyba: ben çalmak istiyorum. (tabi not ortalamam 90 olduğu için günlerce oturup ''ankara nın taşına bak'' türküsünü çalışmışımdır)
kızlar çalar, 90 95 alırlar.
eyba: başlıyorum. (sanki konser vericem) sol-do-si-doo si la-la-sol ...
hoca: otur oğlum 55.
eyba: şoktadır. (çalmasaydım keşke mına koyim)
sınıf: yerlerde.
eyba pes etmez. sevdiği kız korodadır. durmaz koroya girer.
koronun ilk günü okul bahçesinde toplanılır. veli toplantısına gelen velilerde karşıya geçmiş izlemektedir.
12 kişiden oluşan koro şarkıya başlar.
koro: dağ başını dumaaan almış yürüyeliim arkadaaşlar ...
aradan iki dakika geçer.
hoca: durun çocuklar. eyba oğlum sen çık. diğerleri devam etsin.
eyba: başı öne eğik, mına koyim ben böyle koronun. (beni nasıl farketti hala anlamıyorum)*
işte böyledir müzik özürlü olmak. arkadaşlarının hiçbir şey yapmadan 55 aldığı sözlüden bir hafta çalışıp yine 55 almaktır.
12 kişinin olduğu koroda iki dakikada deşifre olmaktır.