çok uzun yıllardır istediğim müziklisini hep birisinin hediye etmesini beklediğim ama hiçbir zaman hediye edilmemiş kutu. kimse edemedi çünkü içinde çalmasını istediğim şarkıyı bir tek ben biliyorum. o şarkılı olanına ulaşmak için ise bununla bağlantılı olan bir konuyu da bilmesi gerek. onu da kimseye söyleyemiyorum çünkü tüm bunlar fazla naif ve romantik, fazla aptalca ve çocukça. ayrıca utanç verici.
normalde şarkıyı geçtim, böyle bir şeyi istediğimi bile gerçek hayatta kimse bilmiyor. sözlükte anonim olmanın bir güzel yanı da bu. sizinle hiçbir zaman görüşmeyeceğiz ve bu sırrı size söylememin bir sakıncası yok.
şimdiye dek yapılmış en romantik, en güzel şeylerden biridir.
ben küçükken annem bana bir tane almıştı. simsiyahtı, kocamandı küçük ellerim için. (şu an o kadar da büyük gelmiyor) açınca içindeki balerin ayağa kalkıp dans etmeye başlıyordu. her gece onu izledim uzun bir süre. baleye gidiyordum ve başarılı olamayacağımı düşünüyordum o yüzden bana bunu hediye etmişti. gerçekten olaylar çok zorlaşmıştı ve ağlayarak gidip geliyordum ama bırakmak da istemiyordum. ama bu kutu beni o kadar mutlu ediyordu ki bir daha ağlamadım hiçbir hareketi yapamıyorum diye.
ilk eline aldığında kapağı mutlulukla açılıp yaşadığın huzurlu günlerinde büyülü notalarıyla eşlik ederken, kutunun içinde notaların ritminde anılarını da biriktiren kutu.
zaman geçtikçe yaşamındaki canları sırasızca yitirdikçe yaslarla boşalan ömründe aynı notalar hüzün yüklenir.zamanın hızlı ve acımasızlığını kutuya notaların yanına kilitlemek istersin. değişmeyen tek figür zamanın hiç değiştirmediği tebessümüyle dans eden balerinin aynı yöne dönmeye devam etmesidir.