şu an yaptığım şey muazzam bir duygudur. insanı rahatlatır.
sevinçten müzik dinliyorum. çünkü çaylaklık dönemim bitti.
(bkz: anne ben sözlük yazarı oldum)
içinde o kadar dandik sesler var ki; boğulursunuz bazen. Öğretmenin egoist sesi, ailenizin baskıcı sesi, sevgilinizin bezdirici sesi, arkadaşınızın sıkıcı sesi...
Tam o sırada, mp3 playerınızda metallica'nın "nothing else matters" parçası çalmaya başlar. dinlerken hayatla bağlantınız kesilir; başka bir alemdesinizdir. 6 dakikalığına boşlukta hissedersiniz kendinizi. ama öyle bir boşluktur ki bu; o tüm olumsuzlukların, tüm o can sıkıcı seslerin olmadığı bir boşluk. Size güvenmeyi, engellerin önemsiz olduğunu tekrar hatırlatır. Şahlanırsınız, aradan 5 dakika geçer. Ne mi? Aynı boktan hayata devam...
çevrenizdeki saçma sapan muhabbetlerden kaçmanın en güzel yoludur hem nazikçe de oluyor. çekip gitmek yerine takıp kulaklığı müziğin akışına kaptırıyorsun ve gerisini kafana bile takmıyorsun. aynı zamanda bir çeşit terapi yoludur da müzik dinlemek. kafan bozuk olunca açıp daha da dibe batıracak müzikleri dinliyorsun, mutlu olunca daha hareketli oynak şarkıları dinliyorsun, sakin olmak istiyorsan klasik müzik açıyorsun vs. ruh halini pekiştiren bir eylem.*
amerika'daki bir araştırmada insanın sevdiği müziği dinlemesi esnasında kalp damarlarının genişlediğini bulunmuş, buradan da kalp ve damar tıkanıklığının riskini azalttığı kanısına varmışlar.