Evet ulvî hüzünleri, Rabbanî aşkları îras eden sesler, helâldir. Yetimane hüzünleri, nefsanî şehevatı tahrik eden sesler, haramdır. Şeriatın tayin etmediği kısım ise, senin ruhuna, vicdanına yaptığı tesire göre hüküm alır.
bir kere dinde olan mantığın özü şudur: dünyevi zevklere odaklanırsan dünyevileşirsin. bu yüzden zevk veren şeylereden uzak durmakta fayda vardır.
müzik zevk veren, hatta bazılarının bokunu çıkartıp kendinden geçtiği bir tatmin biçimidir. bu ise sıkıntı oluyor. kişi kendinden geçecekse ibadet edip geçmeli.
ayrıca dünyaya tamah etmenin özü budur, lüks yaşamamak, seksten uzak durmak, alkole bulaşmamak da budur.
yani kendini kaybedecek kadar zevk verecek şeylere yönelmemen lazım. bunlar dünyalık seni dünyada tutar.
bence böyle ama tabi cübbeliye bir sormak lazım. efendimiz.
çok günahtır. batıl sözden kaçının denmiştir kuranda ve batıl sözden kasıtta müziktir. bazıları yok günah değil falan demiş işine geliyorsa din budur. evet.
Ve insanlardan bir kısmı boş sözleri satın alırlar, ilimleri olmaksızın Allah’ın yolundan saptırmak için. Ve onu eğlence (alay konusu) edinirler. işte onlar için muhin (aşağılayıcı) bir azap vardır. lokman 6
Resulallah (s.a.v) ahir zamanda benim ümmetimden bir kavim maymun ve hınzır suretine tebeddül eder. Dediğinde ashabı;’’ Ya resulallah! Senin Allah’ın resulü olduğuna ve Allah’ın birliğine şahadet ederlermi?’’dediler. Bunun üzerine resulallah (s.a.v) evet, namaz kılarlar ve oruç tutarlar, hac ederler, deyince onlar; bunun hali nedir ki böyle olur dediler. resulallah (s.a.v) onlar oyunları irtikâp eder ve şarapları içerler. Oyun ve şarap üzerine yatarlar, sabahtan maymun ve hınzır olarak kalkarlar, buyurmuştur. Hadisi şerifte geçen hadisi şerifte geçen ‘’meazif’’ her nevi oyun ve oyunun aletleridir.
(sahihi buhari. Türkçe 4 cilt.290 sayfa)
‘’ Ebu malik el eşari (r.a) den rivayet edilen bir hadisi şerifte resulallah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. Ümmetimden bir takımları muhakkak ki şarap içip ona adından dan başka isim takacaklar, baş uçlarında şarkıcı kadınlar şarkı türkü söylemekler. Allah-ü teala onları yere batıracak ve onlardan maymunlar ve domuzlar yapacaktır.
(ruhul Furkan–8 cilt sayfa 40)
‘’Şarkıcı cariyelerini ne satın alın, nede satın, nede öğretin, onlarla yapılan ticarette hayır yoktur, parasıda haramdır.’’ Lokman suresi 6.cı ayet bu gibi kimseler hakkında nazil olmuştur. (tac 8 cilt sayfa 550)
Abdullah ibni amr (r.a) şöyle buyurmuştur: kuranı kerimdeki bu ayeti tevratı şerifte aynen şöyledir; Şüphesiz ki Allah- teala hakkı indirerek batılı gidermiş ve onunla ( indirdiği hak hükümler vasıtasıyla, tavla, satranç gibi oyunları ney, kaval, flüt, klarnet, düdük gibi nefesle çalınan çalgı aletlerini raks, dönerek oynanan dans, bale gibi oyunları, gitar, davul, darbuka, dümbelek gibi elle çalınan çalgıları, def ve tamburları çalanlar ve dinleyenler için şarkıyı söyleyen ve dinleyenler için, şarabı da tadanlar için yasaklanmıştır.
(ibni ebu hatim. no 6744,4/1196.suyuti, dürül mensur,3/163, ibni kesir: 2/90, maide ayet 90)
‘’ Çalgı aletlerinin sesini dinlemek günahtır. O çalgı meclisinde oturmak fasıklıktır, bu çalgı sesi ile lezzetlenmek küfür dür.’’ (Allah-hımızın verdiği nimetlere nankörlük etmektir. Bu nankörlüğe devam etmekte insanı küfre götürür.)
(el fetaval bezazziye, damat 2 cilt 533 sayfa fethul kadir 10 cilt sayfa 15.)
‘’Bir adam şarkı türkü ile sesini yükseltmez, illa yükseltiğin de yüce Allah c.c. ona iki şeytan gönderir. Biri omzuna diğeri öbür omzuna otururlar. Ve iki ayakları ile göğsüne vurmayı devam ederler. Susana kadar böyle devam ederler.’’ (tevfsiri kurtubi 14 cilt,53 sayfa)
Yukarıda ayeti kerimeler ile hadisi şeriflerde çalgı çalmak ve dinlemenin haram olduğu aşikârdır.
‘’ Mühür, arşın direğine takılıdır. Haramlar işlenip isyan edilerek Allah-a karşı cüret edilir ( isyana cesaret gösterilirse) Allah-teala mühürü göndererek o (haram işleyen, isyan eden ve Allah-a karşı cüret gösteren) kişinin kalp’bini damgalar, o artık hiç bir şey anlamaz hale gelir.’’ (ruhul Furkan 6 cilt 30 sayfa arar 146- enfal suresi 24 ayet.)
ÇALGI DiNLEMENiN FETVA KiTAPLARINDAKi FIKHi HÜKMÜ
Resulallah s.a.v şöyle buyurduğu anlatılır; Mümin için her oyalama boştur. Ancak üçşey müstesna: atın terbiyesi ve atı ile oynaması, ok atması, ailesi ile oynaşması.
(fethul kadir.10 cilt. Sayfa 15)
Hidaye imam azam ebu hanifeye göre ; ‘’Eğlenmek için çalınan tüm çalgılar haramdır. (mergınani hidaye /4 cilt 80)
Fetevayı Hindiye:
‘’Oyun çalgı aletlerini, isteyerek dinlemek haramdır.’’
islam beldesinde bulunan zimmîlerden Müslüman olmayanlardan birisi düğün yapmak ve düğünde davul, zurna çaldırmak için hâkime müracaat etse, hâkim davul, zurna çaldırmak için izin vermez. Müslüman olmayanlara verilmeyen çalgı izni, şimdi Müslümanlara nasıl izin verilebilir. ( fetvayı hindiye 12 cilt 82 sayfa)
ibni hacer;
‘’Tambur ve kemençe gibi fasık ayyaş ve sefihlerin kullandığı çalgı aletlerini kullanmanın ve dinlemenin icma ile haram olduğunu dediler.’’
(ibni hacer, kurtubi kef el rüa 306. sayfa)
Ebu ishak el şirazi;
‘’Ud ve tambur gibi çalgılar çalmak haramdır.’’
Kafi ibni Abdiler (r.a)
‘’El kafi isimli eserinde haram olduğu hususunda görüş ittifakı bulunan kazançları sayarken ‘’Şarkı söylemekten elde edilen gelir ve flüt gibi eğlence aletlerinden elde edilenleri zikretmiştir.’’ Bu hükümlere göre isteyerek bunları dinlemek azabı gerektirir. Ama istemeden işiten kimse ise azap olunmasa da o kimseden uzun süre ibadet sevgisi alınır.
Bostanül arifin (Ebu leys):
‘’Nikâhı ilan ediniz. Onun için def çalınız.’’Hadisin manası; nikâhı açık yapmaktan kinayedir. Bu hususta aynı ile def çalmayı murat etmiştir.’’
Âlimlerimiz düğünde def çalmak hususunda çeşitli görüşler belirtmişlerdir. Bir kısmı bir sakınca yoktur demelerine karşılık, bazıları da mekruhtur, dediler. Derim ki zamanımızda zilli, çıngıraklı çalınan defler ittifakla mekruhtur. Bunlarda görüş ayrılığı yoktur. Ancak ihtilaf eski zamanlarda çalınan defler içindir. (ebu leys bostanül arifin 2 cilt 887.sayfa)
eğer sizi allah'tan uzaklaştırıyorsa ve günahlara götürüyorsa dinlenmemesi gerekir. fakat bazı sesler size allah'ı, kainatı ve yaratılanı hatırlatır ve dinlenebilir.
"-müzik üzerinde de, çok farklı yaklaşımınız olduğu biliniyor, farklı eserlerinizde?
salih mirzabeyoğlu: müzik bahsi üzerinde değişik vesilelerle, çok durdum, anlattım; hayatî bir mesele; “insan”ı hem besleyen hem zehirleyen bir husus olarak; insanı ve toplumu… o tolstoy’un “kroyçer sonat”ında geçen örneği çok vermişimdir: diyor; “nasıl ki bir adamı hipnotize ederek ona cinayet işletmek suç ise, kötü müziğe müsaade etmek niçin suç değil?” müziğin insanı dirilten veya öldüren tesirinin anlaşılmasına misâl diye… işte orada bir uyuşturucunun insanı ne hâle getirdiği, insana neler yaptırdığı görünen ve bilinen bir etki olarak, verdiği zarar açıkken, müziğin bir insana, bir topluma “neler yaptığı?”, yani zararlı tesirini görmek ve göstermek anlamında, uyuşturucudan daha zararlı olabileceğini; “kötü” müziğin… bunları görmek, bu meselelerden anlamak lazım… bunun zıddı, “iyi müziğe” ve insan üzerindeki olumlu tesirine misâl de, bir alman devlet adamı -ismi hatırıma gelmedi- diyor ki;
-“(wagner’i) keşke daha önce dinleseydim, belki daha cesur olurdum…” bizde böyle sözleri söyleyebilecek bir tane devlet adamı bulamazsın…
-meselâ ıtri’yi dinleseydim diyebilen?..
salih mirzabeyoğlu: evet, işte o… şiirde de öyle. “insan”ın hamurunu yoğuran, besleyen yüksek sanat ürünlerinden zevk alan?… devlet adamlarının, o tefekkür, sanat ve kültür hamulesinden hisse alabilmesi lâzım, böyle bir istidadı göstermesi, bir zevk tâbı, irfân kıvamına ermesi…
bu mevzuda belirleyici olması gereken, zevk sahibi, “idrak soylularının” seçiciliği… onların, “bu dinlenir, bu dinlenmez” tarzındaki hükümleri esas alınır… Üstadım bu mevzuyu, hikmet ve tefekküre vesile olduğu nisbette iyi, kötüye alet edildiği ölçüde kötü diye ölçülendirmiştir… şimdi mesele, buna kara verecek kim ve hangi keyfiyetteki insan?.. işte“zevk sahibi idrâk soylularının” seçiciliği dediğim husus bu!.. bazen çıkıyor burada -tv’de ş.s.-, öyle ciyak ciyak, “ilahi” filân diye, berbattan daha bayağı… veya aynı kafanın değişik örneği ve onun keskinliği(!); “müzik haram.” adam, “bu mevzuda ölçü bu, ölçüyü söylüyorum” demiyor, dikkat edin, “ölçü benim, benim dediğim” diyor. sen kimsin? hiç. veya papağan. bu konuda nakşî büyüğü; “bizim mizacımıza uygun değil” diyor. bu mevzuda misâl çok, “kökler”de anlattım, “şiir ve sanat hikemiyat”ında, “başbaşa”da… herşeyden önce “ahenk” diye bir keyfiyet var; ses üstü… fakat sesle “görünür” olan… ve bunun doğrudan insana tesiri… uzatmayalım; mevzuu nihayetinde gelir, “estetik idrâki”nde düğümlenir… bu hususta da temel ölçü, biliyorsunuz defalarca anlattım; “allah güzeldir ve güzeli sever… ve doğrunun olmadığı yerde güzel de yoktur…” doğru derken kasdımız anlaşılıyor herhâlde…
-sizin sevdiğiniz, dinlediğiniz müzikler?
salih mirzabeyoğlu: müziğe çabuk girerim; kaliteli müziğe, yakalarım o duyguyu… klâsikleri dinlerim… bazı azerî türkülerini severim, çok küçük bir nüansla, gayet masumâne bir duygu verişini… azerî türkçesi de hoşuma gider… fuzulî azerî türkçesi ile yazmıştır biliyorsunuz. o, rumeli türküleri; sıla kokar, gurbet kokar, hasret tüter böyle buram buram… ve anadolu türküleri, urfa türküleri, yanık yanık… ispanyol müziği çok etkilidir… keza caz… geçen burada izledim -trt müzik ş.s.- bizim bazı türküleri, çok sazlı-enstrümanlı şeye -senfoni gibi- uyarlamışlar; harikaydı… yapınca oluyor demek ki… neyse; bütün bunlarda, “seçici olmak” dediğim husus; bu işin gerçek ehli olan zevk sahiblerinden bir kurulun, “bu dinlenir, bu dinlenmez” diye vereceği hükmü esas almak en doğru usûl…"
--o halde düşün bir bakalım seni neye davet ediyor ?
--bide oyalanmak, dinlendirmek, eylendirmek için yapılanlara talep vardı. eskiler keyfe keder dinlerlerdi. bir adabı vardı. bir kalitesi, musikinin bir yolu yordamı vardı. seni zevke sefahate (zevkü sefa), içkiye, dansa, gece alemine, kadına, harama, uygun olmayan tüm işlere davet ediyorsa, herhalde sevap değildir.
Heavy metal haricinin günah olduğu sünen-i tirmizi'de belirtilmiştir.
Fakat yaşar nuri öztürk gibi hadisçiler salt ayetleri esas aldığı için folk müziğin de caiz olabileceğini söylemektedir.
Günah olduğunu düşünen varsa çükünüze bakmayın. Hatta ellemeden işeyin. Abdeste sağ elden başla annen dahi olsa bir mekanda yalnız başına kalma. Seks falan da düşünme tabi amına koduğum böyle şeyler allahın gücüne gider.
tam olarak müzik değil '' kadın sesinden dinlemek günahtır '' yani günahmış .
Nedeni ise , eski zamanlarda genellikle , şarkı söyleyen kadınların fahişe olmasıdır ,
evet eskiden genel evlerde kadınlar özel olarak şarkı söylerlerdi hatta müzik aleti çalarlardı.
Ve bir erkeği odalarına çağırırken yine müziği ve şarkıyı kullanırlardı genelde bu nedenle yasak edilmiştir.
Ve erkeklr içinde kadın sesi çekici gelmiştir.