müzeyyen senar hakkındaki herşeyi radi dikici'nin hazırlamış olduğu "cumhuriyet'in divası müzeyyen senar" biyografisinde bulabilirsiniz. remzi kitap evinden çıkmıştır ve bir solukta okunabilcek bir eserdir.bu kitapta türk müsikisinin 75 yıllık hikayesi anlatılmaktadır.kitapta müzeyyen senar'ın fotoğraflarına da yer verilmiştir. müzeyyen senar'ın burda söylediği bir söz vardır: "ben şarkı söylemiyorum güfteyi anlatıyorum ." sanırım bu kendisini en iyi anlatan tasvirdir.
tsm divamız
diva deyince akla bülent ersoy gelmesin, aman ha magazine çok kaptırmayalım kendimizi. bu tsm ye gönül veren, münir nurettin selçukları, safiye aylaları.. müzeyyen senarları unutmayalım.
müzeyyen senar benim gönlümün divasıdır.
Türk sanat musikisinin şahane seslerindendir müzeyyen senar.gençlik yıllarındaki tenör sesinden şimdiki tok sesine kadar bir çok parçayı harika yorumlamıştır.benim çok sevdiğim ve ölürse sanırım ağlayacağım sanatçı olan müzeyyen senar,Atatürk'ün emriyle sahneye çıkmış ve ona konser vermiştir.
feraye isimli kızına feraye adlı parçayı armağan etmiştir.Atatürk'ün en sevdiğ vardar ovası nı da güzel söyler.eserlerde vokali kendi yapar gene.zamanında sezen aksu-tarkan-nilüfer gibi sanatçılarla da söylemiştir.benzemez kimse sana gayet popülerdir.
bir çok kasedine sahip olduğum bu sanatçı rakının yanında iyi gider.meze tadı verdiği söylenir.
88 yaşına rağmen hala sesi güzeldir.bir rahatsızlık geçirmiş son günlerde.Allah şifa versin.
leylam,geçti sevdalarla ömrüm,ismini bilmediğim ama ezbere söylediğim onlarca şarkısıyla benim ve sanat müziği hayranlarının gönlünde taht kurmuştur.
okan bayülgen' in makina sındaki alçakgönüllü tavırları dikkat çekiciydi. bir zamanlar devlet sanatçısı ünvanını reddetmesi içimi burkmuştu benim. kendi çabalarıyla geldiği mevkiye olan saygısındandı sanırım bu davranışı.
trt günlerinden bazı kişilerin, direk televizyona kamerayı yöneltip kayıt yaptıklarını da biliyorum.o günleri biz göremedik ama bu şahane sesi teknolojinin imkanlarıyla tekrar yaşıyoruz.
anlatmakla olmuyor-dinleyin.o tadı bir tadınca bırakmak zor gerçekten...
Söyleyin Güneşe ,Ölürsem Yazıktır ,Müzeyyen Senar'La Fasl-I Muhabbet ,işte Konser işte Müzeyyen Senar , Gül Yüzlülerin Şevkine Gel,Çilingir Sofrası ,Bir Bahar Akşamı,Bilmem Ki Sefa ,Ayrıldı Gönül ,
Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine albümleri var.('söyleyin güneşe' şarkısı hüzünün dibine vurur beni)
hele şu sözler kime ait bilmiyorum ama ondan dinlemek ayrı bir hüzün katıyor;
Yalniz birakip gitme bu aksam yine erken
Öksüz sanirim kendimi ben, sensiz içerken
En neseli demler bu gece, sazla cosarken
Öksüz sanirim kendimi ben, sensiz içerken
dalgalandım da duruldum şarkısıyla alıp uzaklara götüren kabuk balamış yaraları tekrardan kanatan. Türk sanat musikisinin şahane seslerin bir tanesi dir.
türk müziği ustası...
bir tane daha gelmez bence.. şimdiki gibi bir medya deryası yokken, o kısıtlı imkanlarda ün sahibi olmuş usta.
kesintisiz dinlemekteyim
onun için laf söylemeye gerek var mı bilemiyorum... müzeyyen senar la bir ömre bedel albümü tam bir klasiktir, eğer türk müziüğünü sevdiysem müzeyyen senar sayesindedir...
gencliginde sesi guzelmis. epey guzelmis.
fakat simdi ? sesi guzel mi? kartlasmis bir sesi yokmu ?
ortaya cikan sonuc su ki
yaslilarla dalga gecmeyi seven bir millet olup cikmisiz.
muzeyyen ablayida ekranlara cikartarak "vay be ne okuyor" demek sacmaliktir. kotu kardesim. muzeyyen senarin sesi su an rezil. bes para etmez. yasli bir teyzenin dirdiri gibi. hala neyi dinlemeye calisiyorsunuz? entel olmak bu mudur? entellektuel olmak icin yada oyle gozukmek icin neden boyle bir yol sectiniz? neyse...
ya bu medya bizi yemeye calisiyor yada adam seciyor...
değeri ölmeden anla$ılan bir sanatçı olduğu için, yakın bir zamanda felç geçirmeden önce bile rahatlıkla televizyona çıkan ve çok insanlar tarafından kendini izlettirebilen bir efsanedir.
içki kullananlar, onun şarkılarını dinlerken mutlaka içmek isterler. öyle bir sanatçıdır. adamı dertlendirip neşelendirir aynı zamanda.
türk sanat müziği'nde kendine has yorumuyla yıllardır sevilen ve takdir edilen bir sanatçıdır müzeyyen senar. şimdilerde ise sanatçı dostlarının vefasızlığıyla, evinde hastalığıyla boğuşmaktadır. **
ilk taş plağını, 1932'de yayınlamış olmasından mütevellit kaç yılının sahnelerde, radyo ve televizyonlarda, stüdyolarda geçtiğini hesap etmekte zorlandığım, cumhuriyet'in divası.
insanı bir garip kedere sokandır. onu dinlemek insanı sayfalarca yazmaya iter. durmadan sayfalarca yazmak, anlatmak...
acil şifalar dilediğim, taptığım usta yorumcudur.
bilimum sözlüklerin sol frame'inde adının yanındaki parantez içindeki rakamlar arttıkça yüreğin ağza geldiği sonra tekrar yerine döndüğü sanatıcıdır. birlikte rakı balık yapılası kişidir aynı zamanda.
şarkıları bağırmadan, içten, yaşayarak, duygu yüklü bir biçimde yorumlayan üstad.
şahsıma da keşke 30-40- yıl önce doğsaydım da gazinoda izleyebilseydim dedirten kişi.