Refik halit karay in memleket hikayeleri kitabında bir saldırı ( bir taarruz)
adlı hikayesinde ilk görmüştüm bu kelimeyi. lisedeydim.
boğaziçi'nin anadolu kıyısındaki tenha, bayır ve yarı boş köylerinden birinde hırçın bir kış akşamıydı. ayrıca yağmur yağıyordu. fakat rüzgâr öyle ıslak esiyor ve her tarafı öyle sırılsıklam ediyordu ki, yokuşlardan mütemadiyen seller akıyor ve oluklardan mütemadiyen sular boşanıyordu. bir haftadan beri sürüp giden bu kapanık ve yaş hava altında ahşap evler sünger gibi rutubeti çekmişler, şişip doymuşlardı.
işte ne zaman bu kelimeyi duysam görsem mütemadiyen bu acı hikaye aklıma gelir. vatan.
-anne! Hani bir kelime vardı, eskiden kullanılırmış... mültimedya mıydı neydi onun gibi bir şey...
+...
-ya hocamız multimedyan çalış diyor. Devamlı, sürekli anlamında.
+ o, mütemadiyen olmasın kızım
-hah işte o mü-te-ma-di-yen bir türlü öğrenemedim şunu gitti.