Kaygıları kamçılayan tamahkârlık ihtiras bencillik ve aceleciliktir
Sırtına taşıyabilecek kadar yük alan
Kalbine yetebilecek kadar hisle donanan
Ağzına sindirebileceği kadar lokma salan
Hafızasına az da olsa sürekli bir şeyler katan
Bedeninden miskinliği acziyeti uzak tutan
Hayatından sorumluluk şiarını çıkarmayan
Ne elinden gidenlere gönül koyar üzülür
Ne de eline geçenlere bu "ben"dendir deyip sevinir...
Üstü örtülü ninniler dilde sakıt cümleler
Hayret ne çare his yoksun gün bezgin
Bir çift öküz kağnısından uzakta şimdi
Küfesi sırtından inmiş boşluğu taşır insan
Rüzgar kesik kesik çarpıyor betonlara
Toprak çekildi çoktan ayak altlarından
iki cümleden biri tersliyor ötekini
Maişet cürüm olmuş sıkıyor boğazları
Gözler alışılmadık ufuklara göz dikmiş
Adımlar ihtirasın hududuna dahletmiş
Bir düş bozumu daldığın her rüya
Üstü örtülü ninniler maziden silindiler...
Çöle düşen yazgı zemheriyi, güne düşen nasip maziyi aratmaz ise gelecek bulut olur yağan yağmur olur bereket mahsul olur hakeza gürbüz olur her damla her say gayret mesabesinde zerre zayiat görmeden toprağın kıymeti kararınca insanın minneti kadarınca muhatabı hayat solur huzur bulur.
Cahilin cesareti hinbaza
Bilenin ataleti kurnaza
Fırsat tanır
Dünya ;
Çok bilenler ile bildiğini sananların
Yokluk görmeyenler ile semirip yan gelip yatanların elinde oyuncak oldu.
iYiLiKLERE iYELiK KATILIRSA SÜT BOZULUR MAKSAT ZEYiL OLUR TUZ BiLE KOKAR ...
Zira ;
Salt iyilikle donanmış safiliği sahiliği şiar edinmiş iyiler tüm cihetlerde iz bırakır gayrısı yangın har köz kül ve yel ile anlık belirir müteakiben savrulur hiç olur...