(bkz: bedava giysi için soyunan kadınlar) entry'de biraz verdik veriştirdik ama burada suç sadece hırsızda da değil.
Kapısını açık bırakan Nasreddin Hoca'lara da bir çift lafımız olmalı. Ülkemizde sanatçılarımız belli ki isimlerini daha çabuk duyurabilmek için sansasyonel çalışmalar yapmaya özen gösteriyorlar daha çok. Ben heykellerin memesine, poposuna bakıp ta tahrik olan insanların tarafında değilim ama bile bile lades demenin de anlamı yok. Yani meydanlarımıza dikilen kadın heykellerinin poposunun ya da göğsünün açık olmaması bizi millet olarak sanattan soğutmaz herhalde. Bu durumda hem belediyelerin hem de sanatçılarımızın bunu bir kişilik savaşına dönüştürmeden daha az tepki çekecek eserler vermesi bir aşama olabilir. Bizler bu aşamadan sonra bir sonraki aşamaya geçebiliriz. Böyle olunca bir gün önce kabız iken bir gün sonra ishal olmuş gibi oluyor. Arada bir aşama olması lazım. Kaldı ki bu ülkede pipisi gözüken at heykelleri bile tepki görüyor. Vatandaşına basit bir sanat eğitimi vermekten uzak bir ülkede, bakanı, vekili, belediye başkanı bile böyle sanatın içine tükürebilirken (!) sokaktaki vatandaşın bu aşırı tepkilerine çok ta şaşmamak gerek. Sanatı siyasi bir meydan okuma olarak görüp, bir önceki belediyenin kaldırdığı heykelleri sen 46 ayrı noktaya dikersen elbette ki karşıt düşünceler çarpışacaktır. Sonuçta sanat sadece çıplak insan figürlerini neşretmekten ya da bu tip eserler üretmekten ibaret değil.