Toplumsal uzlaşının sağlanması, insanlar arasında hoşgörünün yayılması için acilen tekrar uygulanması elzem reçetedir.
Selam vermek karşıdaki kimseye kendinden zarar gelmeyeceğini ilan etmektir. Biz selamı sabahı kestik ve artık birbirimize çok kötü gözlerle bakar olduk. Bu toplumu bozar.
Hastaları ziyaret etmek hem hasta için hem de hastayı ziyaret eden için faydalıdır. hasta olan moral olarak bir düzelmeye girerken, hastayı ziyaret eden ise hem hastanın haline bakıp şükreder hem de onu ziyaret ederek ona moral vermenin iyiliğine güzelliğine erişir. Biz bunu da gitgide terkettik. Babam daha geçenlerde ameliyat oldu fakat yakın akrabalardan bir çoğu arayıp sormadım. Babam bu yüzden onlara kırgın, kimsenin kendisini arayıp ''geçmiş olsun'' dememesi, olduğu ameliyattan daha çok canını sıktı. Kendisine ''aman baba takma gelip geçici dünya'' diyemedim. Bu sadece bir örnek. bunun tüm topluma yayılmış olduğunu düşünürsek vehameti görebiliriz.
Vefat ettiğinde cenazeye gitmekte hastalık gibidir. Cenazenin sahibi cenazenin arkasında yürüyenler ile biraz daha güç kuvvet bulur çabuk toparlanır. Fakat bu olmadığı taktir de, insanlar bir yakını öleni yalnız bıraktığı zaman yakını ölen kişi psikolojik sorunlar yaşayabilir.
Davete icabet etmek ise verilen sözün tutulması açısından önemlidir. Müslüman kişi verdiği sözde durur ve dönmez. Mehmet akif'in sözleştiği birisini kaç saat yağmur altında kıyıda beklediği malumdur. Eğer verilen sözler tutulmazsa, davetlere icabet edilmezse; kırgınlık, kızgınlık başlar. insanlar vermeyeceği sözleri söyler olur, yalan ayyuka çıkar, bu da toplumun yapısını bozar.
aksırdığı zaman biz ''çok yaşa'' diyoruz. bu ne kadar doğru ve dini açıdan ne kadar kullanışlı biraz üzerinde durmak gerekebilir. Çok yaşa'dan ziyade birisi hapşırdığında ''Hayırlı yaşa'' duasında bulunmak daha güzel olur bence. Bu da insanların birbirine karşı olan muhabbetlerini ve sempatilerini artırır. iletişim kurmalarına sebep olur.