modernlik adı altında bilinç altına sürülen dünyevi tatmin odaklı birçok ilkeden çok daha modern, çok daha insan odaklı bir dindir aksine.
tanrı için hayvan kesmek değildir. hayvan kesip etinin büyük kısmını muhtaçlara dağıtmaktır. Ve günümüz modern insanının birçoğunun yapmaktan kaçındığı şeyi Allah adına yapmaktır. Bu açıdan ilkel midir? Kesinlikle değildir, aksine birçok modern ilkeden çok daha insani, çok daha gerçekçidir.
Erkekler, mallarından (kadınlar için mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyle ve Allah'ın, onların bir kısmını, diğerlerine üstün kılmasından dolayı, kadınların üzerinde daha çok kâimdirler (koruyup gözetici, idare edicidirler). Bu bakımdan salih amel (nefs tezkiyesi) yapan kadınlar itaatkârdırlar, Allah'ın (onların haklarını ve iffetlerini) korumasıyla, onlar da gaybde (kocalarının yokluğunda hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) koruyucudurlar. itaatsizliklerinden (baş kaldırmalarından) korktuğunuz (kadınlara) ise (önce) nasihat ediniz. Ve (sonra da) yataklarında yalnız bırakınız. Ve (hâlâ itaat etmezlerse) onlara vurunuz. Bundan sonra eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah Âli'dir (yücedir), Kebîr'dir (büyüktür).
Nisa suresi 34.ayet
sırf bu yüzden ilkeldir. hadi bakalım bunu da savunun.
"biz o hayvanları kesip acıdığımız muhtaçlara dağıtıyoruz ağlaklığı" yapmak bile ne kadar primitif olduğunu ispatlar cinsten bir durumdur.
muhtaçların neden muhtaç olduğunu sorgulamaz. ona göre o muhtaçlar "acımak ve kendi haline şükretmek için" (özetle: ohh ben allah'a inandığım için fakir kalmadım, dur şu fakire iki kilo et vereyim de sevinsin bunu da allah rızası için yapayım da sevabım artsın win-win durumu olduğu için yaparlar ya neyse) vardır.
çin atasözü der ki: "bana balık verme bana balık tutmayı öğret" (Bu sayede kişi aç kalmaz).
müslüman geleneği der ki: "senede bir şu fakirlere bir iki kilo et vereyim de sevinsin garibanlar".
binlerce yıllık çin atasözü kadar bile düşünceli değildir islam.
kurban ritüeli tamamen pagan inançların ürünüdür.
Eski çağlarda insanlar tanrılara yakın olabilmek için kurban ritüelini icat ettiler. Böylece kurban kesecek, kurban etini tanrısına sunacak ve tanrısıyla bir öğün paylaşmış olacaktı.
Politeizm zamanla monoteizme dönüştüğü için, kurban şekil değiştirerek tek tanrılı dinler arasında vücut buldu.
Eski çağlarda tanrıları tatmin etmek için hayvan kurban etmek yeterli olmuyordu. Bazen daha değerli kurbanlar gerekiyordu. Örneğin bir erkek çocuğu. Tanıdık geldi mi?
Kudüs teki hinnom vadisi insan kurbanların izleriyle doludur. Atkeolojik kanıtlar bunu doğrulamaktadır.
Politeizmden monoteizme geçiş yaparken, çok tanrıcılığın öğeleri tek tanrıcı sisteme uyum sağladı.
Hinnon vadisi (geb-hinnom ibranice) (gehenna yunanca, incilde geçen biçimi) bizim ateş kuyusu cehennem haline geldi. Kudüslülerin büyük tanrısı, uğruna çocuk kurbanlar sunulan molek, cehennemin baş meleği ''malik'' haline geldi.
Bu anlattıklarımın teoride hiç bir zararı yok, pamuk prenses ve yedi cüceler masalı kadar zararsız. Ama pratiğe dökülünce, ortadoğu da dökülen kanların sorumlusu haline geliyor.
kurban kesmek, oruç tutmak, namaz kılmak gibi ibadetler fakirle zengin arasında hiçbir farkın gözetilmediğini idrak ettirir bize.
"bana balık verme bana balık tutmayı öğret" teoride ne kadar kulağa hoş gelse de asla gerçekçi bir öneri değildir.
bu yüzdendir ki islam asla ütopyalarla uğraşmaz, islam'ın amacı, olanı daha iyi hale getirmeye çalışmaktır.
islam in amacı asla dünya üzerinde mutlak adalet sağlanacağı üzerine teori ve masal üretmek değildir. çünkü mutlak adaletin sağlanacağı yerin dünya değil, ahiret olduğunu savunur islam düşüncesi.
bu konu üzerinde uzun uzun tartışmaya gerek yok aslında. mantık açısına göre sıralarsak müslüman olduğunu iddia eden şeyhler veya hocalar müslümanlığa en büyük zararı veren kitledir. marsa giden adama allah sınavı dünyada yapıyor marsa giden kafir olur dersen milletde senin dinile ilkel diye kafa yapar tabiki.
herkes çıkıp bir konu üzerinde yorum yapıyor ve dini duyguları insan vicdanı ile yaşayamıyor.
örnek verirsek ramazanda yıllardır sorulan şunu yapsam oruç bozulur mu bunu yapsam duam kabul olur mu gibi eğitim seviyesinin yerlerde olduğunu gösteren absürd sorular. din vicdani bir meseledir. hiç bir hocanın kendi mantık çerçevesinde size dayattığı şekilde yaşanmaz.
kurana gelince evrensel bir kitap konusuda tartışmaya açıktır. bu kitaptaki kanunları bir agnostik , ateist veya hristiyan vb. kişilere inandıramazsın . hristiyan bir adam şuç işlemiş veya ateist senin inancının dayattığı şekilde adamı yargılarsan adeleti bu konunun neresinde bulabilirsin?
o kuranda yazıyordu bu kuranda yazıyordu , ay sayısını bilmem neyle çarpınca aya çıkılan tarih bulunuyordu falan ayaklarını geçin. kuran demokrasi ile yönetilen bir devlete inmedi , insanları sömüren bir arap kabilesinin yahudi uzantılarının bulunduğu bir kavme indi. zaten dünyanın 7 de 5 i bu kitaba inanmıyor . günümüz şartlarında birebir kuranın hükümlerini uygulayamazsın. adalet çerçevisinde yeni kanunlar yazarsın ve bu her kendi dinini yaşayan ve inançsız olan her kesime hitap eder .
müslümanlık ilkel bir din mi sorusuna gelince , dediğim gibi tamamen vicdani bir mesele ve ucu açık .
sonuç olarak , bilime önem verilen bu çağda müslümanların çok eğitimsiz ve ilkel kaldığı gün gibi ortada.
Pagan inançmış. Bir kutu diyerek aşaladığın yer inancın merkezidir. Ayrıca sanki gayrimüslimler ne yapıyor çok merak ettim! Ağlama duvarı da mı bizlere ait?
'Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, (fenalıklardan) sakınırsınız diye oruç sizin üzerinize de farz kılındı.(bakara, 183)'
Tanrı için hayvan kesilir ve fakirler dahil olmak üzere bir çok insana dağıtılır. Böylece kimse kimsenin onurunu kırmadan yardımlaşma gerçekleşir.
Aç ve susuz kalınır. Bunun bilimsel olarak da ispatlanmış, mideyi rahatlaması ve benzeri türden, bir çok hikmetiyle beraber en basitinden empati duygusuna katkısı vardır. Tokun açı anlamasına katkı sağlar.
Namaz ritüelleri için yerlerde sürünülmez. Sadece secde edilir. Namaz ibadeti Müslüman'a bir günde 5 kez Tanrı'yı hatırlatır. Bu Dünya'daki amacının unutulmamasına katkı sağlar.
Bunları primitif bulan insanlar islamiyet'te yardımı herkesten gizli yapılmasını öğütlediğini görmezden geliyorlardır.
her şeyden önce insan doğası itibariyle, yaşam için gereksinimleri itibariyle her zaman ilkeldir.
aya çıkan astronotun da, atomu parçalayan bilim adamının da aile içi sorunları vardır, psikolojisi bozulabilir, empati yeteneğini kaybedebilir, varoluş amacını unutabilir, zalimleşebilir.
islam insana sadece temel olanı verir ve o temele uyarak üstünü dilediği şekilde inşa edebileceğini söyler.
