kural kuraldır saçma olanı yoktur fakat o kuralları saçma yorumlayan vardır. Din tacirleri, bu işten para kazanan, rant sağlayan, yeğenini belediyeye sokma zihniyetindeki insanlar pek tabii bu kuralları yanlış yorumlamak isteyeceklerdir.
bütün dini disiplinler kendi için de çelişiksizdir. o disiplinin bir ferdi değilseniz eğer o zaman size saçma yada anlamsız gelebilir.
öte yandan yazarın asıl bahsettiği konu olan islam dininin saçma yorumları ve uygulamaları genel olarak zamanla yerleşen yanlış inanışlar ve yorumlar dır. islam ile ilgili olarak şu rahatlıkla söylenebilir ki;
herhangi bir yorum yada uygulamayı islamın kendi disiplini içinde akıl süzgeçinden geçir, islamın özü ile çelişiyorsa yanlıştır.
islamiyetin emirlerinden olan dinimizin gerektirdiği kurallara saçma demeden önce bunları araştırmak ve ne anlama geldiğini,ne amaçla söylendiğini bilen kişilerden veya güvenilir yazarların kitaplarını okuyarak öğrenmek gerekir. Hangi din olursa olsun kuralları ve emirleriyle ilgili yorum yapabilmek için o dini iyi bilmek gerekir.
tanrıyı diblemedikleri için cennetten kovulan adem ve havvanın cezalarını çekmeleri için dünyaya yollanmaları. cezalarını çekip geri gitmeleri. onların çocuklarının onların zaten çekmiş oldukları cezayı yeniden çekiyor olmaları ama cezanın verildiği yerde yaptıklarına bakılarak ayrıca yeniden cezalandırılacak olmaları.
nasıl bir nefret nasıl bir öç alma duygusu varsa artık allahın.
insanlar öldüklerinden bedenler ide ölür. bu bedenle birlikte, bedenle birlikte bedensel hisleri de. ölenler suçlarının cezasını çekeceklerdir. ama islama göre beden ölümlü iken ruh ölümsüzdür. nasıl ceza çekebilir canı acıyabilir?
ateistciklere göre saçma olan ve asla gerçek bir müslüman için saçma olmayan yönlerdir. müslümanlar kalkıp diyor mu ateistliğin mallık olması ya da ateistlerin beyinsiz olması gibi. pek çok kişiye göre de müslümanlıktan çok allahı reddetmenin, ateist olmanın birçok mantıksız yönü vardır ama onların gözleri vardır görmezler hesabı nefisleri bir kere körelmiş ya artık ne yapsanızda boşa.
şu ana kadar yazılanlardan herhangi bir saçmalığını görmediğim yönlerdir. mesela,
gusül abdesti: 1400 yıl öncesinde yapılmış temizlik devrimidir. o devrin insanları ve ayda değil yılda ne kadar yıkandıkları düşünülürse, gusül abdesti ile daha temiz bir toplum yaratıldığı kesin.
abdest: abdest almayan bilemez ama abdest eli, yüzü yıkamak değildir, abdest namaza hazırlıktır. dine göre namazda yaratıcının huzuruna çıkılmaktadır ve öyle yalap-şap yapılacak bir ibadet değildir. abdest o yüzden vardır, hatta farzdan önce ki sünnette o yüzden vardır. farz namaza hazırlık...
namaz: saçma değildir ama dinin kazığı olduğu kesin (bkz: temel fıkrası).
oruç tutmak: neresi saçma ki bununda, birileri yanlış uyguluyor diye. hiç oruç tutmayan için saçma gelebilir ama bence en mantıklı oruç mümlümanlıktakidir. diğer din ve inanışlardaki ki oruçlar perhiz gibidir esasen.
hacca gitmek: saçma değil gayet maceraperest bir ibadettir. ticaretle ilişkilidir evet ama nihayetinde alan memnun satan memnun.
zekat vermek: 1400 yıl önce getirilen bir kural ve gayet mantıklı asırlar boyu sürdürülebilmesi için konan kurallar. ne komizinm gibi malını paylaşıyosun, ne kapitalizm gibi hepsini kendine saklıyosun. zamanına göre adil ve uygulanabilir bir vergi sistemidir.
temizlikle ilgili tüm kuralları da gayet yerli yerindedir yalnız hijyen nedir o devirde bilinmediği ve antibakteriyel sabunlar, parfümler olmadığı için olabilecek en iyi şekilde temizlik topluma yayılmıştır. zaten eski dönemlere bakıldığında temizlik müslümanlığın önemli bir ölçütü iken son yüzyılda özellikle hijyen kavramının batı tıp biliminden gelen bir bilgi olması dolayısı ile belki müslümanlar bu kavramdan uzak kalmışlardır. kendilerini yenileyememişlerdir. en azından hatırı sayılır bir kısmı çağın temizlik anlayışından geri kalmışlardır ama bu açık kısa sürede kapanacaktır bence çünkü genel bir temizlik kültürü vardır.
bir dinin birçok meshebi, ayetlerin birden fazla yorumu olabilir. uzun süre boş beleş eleştirip eleştirip kendim dahil kimseye bir faydasının dokunmadığını görünce, kitabı alıp kendim okumaya karar verdim. yorumdan yoruma elbette farklılıklar olabilir. ama yüzeysellikten sıyrılmanın faydası olabileceğine inanıyorum. şunu yap bunu yap madde 1 diye ilerleyen kitaplar olmuyor bunlar, sembolik ifadelerle dolular.
gerçekte varolmayan şeyler hakkında bu kadar uzun konuşulmaz. içerlerde biyerlerde hala imandan peygamberden bahsediyosanız itiraf edin gitsin. saçmalık diyorum, çünkü; azametinden korkuyorum diye. uzatmayınız can sıkmayınız haddinizi biliniz efendim. beyninde ne halt düşünürsen düşün çokta tın
yanlıştır. islam'dan uzak olan kişiler islam'a çamur atmak için hükümleri bilmeden inceleyip şu saçma, bu saçma diye yorumlarda bulunmaktadırlar. halbuki kendi gibi olup da bu konuda bilgi sahibi olan kişiler bunların saçma olmadığını defalarca söylemişlerdir. peygamberimiz (a.s) döneminde ebu cehiller, ebu lehebler kendilerine sorulduğunda ''muhammed'in getirdiği doğrudur'' demişler ancak kibirlerini kıramadıklarından ve işlerine gelmediğinden dinle alay etmişler, hakir görmüşlerdir. bu gün de durum bundan farksız. islam hakkında bilgi sahibi olan insanlar onun allah'ın dini olduğunu dosdoğru yola ilettiğini çok iyi bilmektedir. ne yazık ki işlerine gelmediğinden dolayı inkar etmekte, kendilerine inanan bilgisiz insanları da yönlendirmektedirler.
bir çok yönü vardır ama en öne çıkanı bana göre hacca gitmektir. çok parası olmayan insanların bile puta tapmak için , çocuklarının ya da ailesinin ihtiyaçlarından kısıp gitmesi kadar saçma bir şey var mıdır? gitme demiyoruz hobi olarak yine git ama ilk önce yeterli paran olsun. tabi ayrıca oruç tutmak, insan haklarına karşı tutumu, yaradılış efsanesi... diye gider bunlar.
malumunuz oruc meselesi. fazla bir seyler demek istemiyorum, lakin kur'an'da belirtilen hüküm acik ve nettir. acik ve net, evet, ama gercek hayat ile cakisiyor maalesef.
"aman efendim kutuplara yakin olanlar mekke saatlerine göre oruc tutsun" geyikleri tamamiyle yorumdur. hadisler kaynak alinir. yani rivayetlerden fetva verilir.