müslüman ülkeler yer altı kaynakları bakımından oldukça zengindir. emperyalist ülkeler bu güzelim müslüman ülkelerini yağmalamışlardır. yağmalanan müslüman ülkeleri fakirleşmesiyle gerçekleşen olaydır.
kesinlikle ilgisi olduğunu düşündüğüm bir tespit. ancak bu geri kalmışlık, müslüman olmaktan değil, müslümanlığı yanlış yorumlamaktan ve din sömürüsü yapan şerefsizlerden kaynaklanmıştır.
müslümanım diye geçinen petrol babaları kendi götünü koydukları klozet kapaklarını bile altın kaplamadan yaparken, türkiye de en güzel beldelere yatlarıyla gelip denizde şampanyalar içerken halklarının hala sığır sığır bakıp söylemlerine kanmasıdır.
bir örneği zaten bizim ülke.
eğer sömürülmeden bahsedersek petrolün işlenebilmesi daha 100 yıllık bir mevzu bile değildir. ama batı müslüman ülkelerden yüzyıllar önce kendini geliştirmiş ve değiştirmiştir.
kadınlarına haklar tanıması, özgür düşünceyi yaygınlaştırması, temiz bir toplum yaratmaya çalışması, hukuku, eğitimi, sağlık sistemini geliştirmesi, teknolojisini ilerletmesi petrölü başkasından sömürmeyle değil aklını kullanmasıyla olmuştur.
dini kullanmayla olansa, daha doğrusu olmayansa işte güzelim türkiye ve diğer müslüman ülkeleridir.
Efendim konu müslümanlıkla değil bütün dinlerde bulunan ruhban sınıfıyla ve onları egemenliği altında bulunduran para babalarıyla ilgilidir.
Bu tarih boyunca böyle olmuş ve her daim toplumları felakete sürüklemiştir.
istediğiniz şeye inanınız efendim, bence de inanınız ama araya başkasını sokmayınız. Bırakın müftüler fetva versin, alimler yasak desin. Siz önce kendi akıl süzgecinizden geçirip ondan sonra kabul ediniz. Kutsal kitabınızı kendi dilinizde okuyup gerektiğinde fetva verenleri de eleştiriniz.
--spoiler--
islâmiyet'i Hristiyan dinine kıyas etmek, kıyas-ı maalfarıktır, o kıyas yanlıştır. Çünki Avrupa dinine mutaassıb olduğu zaman medenî değildi: taassubu terketti, medenîleşti.
Hem din, onların içinde üçyüz sene muharebe-i dâhiliyeyi intac etmiş. Müstebid zalimlerin elinde avamı, fukarayı ve ehl-i fikri ezmeye vasıta olduğundan: onların umumunda muvakkaten dine karşı bir küsmek hasıl olmuştu. islâmiyette ise, tarihler şahiddir ki, bir defadan başka dâhilî muharebeye sebebiyet vermemiş. Hem ne vakit ehl-i islâm, dine ciddî sahib olmuşlarsa, o zamana nisbeten yüksek terakki etmişler. Buna şahid, Avrupa'nın en büyük üstadı, Endülüs Devlet-i islâmiyesidir.
--spoiler--
bir emperyalizm siyaseti olarak sık sık kullanılır.
bir medeniyeti işgal et, sömürgeleştir.. sonra sizin değerleriniz sizi bu hale getirdi palavrasını sömürge ülkenin halkına yuttur. yok öyle yağma efendiler..
yok öyle yağma ama kendi halkından, kendi kanından insanları dünyayı kurtarma peşinde aldatılmış olarak, bu palavrayı sıkanların safında görünce, kendi ülkesinin değerlerine ve insanına karşı kıyamda görünce, işte o zaman anlarsın kaybettiğini.
kendi halkın ruhunu kaybetmiştir.. belgeselde anlatıldığı gibi.. (bkz: türkiye'nin ruhu)