hepsine cevap verecek kadar vaktim var mı bilmem ama hepsinin cevabı bende var sevgili kardeşim. hadi 1. sorudan başlayayım:
kuran da geçen meyveler hatta kuranda niye hep çöller var kardan niye bahsetmiyor gibi soruların genel cevabı:
öncelikle kitabı baştan sona okudunmu bilmiyorum ben okudum onu belirteyim. şimdi bir hayal et. 600lü yıllar çölde bedevisin hayatında çöl kumu dışında çimeni bile görme ihtimalin çok az. bir peygamber gelseydi ve sana alp dağlarında geçen kıssalar kar tufanları anlatsaydı onun peygamberliğine nasıl bakardın? islama ilk olarak bir kaç kişinin inanması gerekiyordu ve tanrı burada belirli noktalarda yerel halkın anlayacağı imgeler koydu. bu yerel halka torpildi ama öyle bir kullanılmıştı ki bu imgeler kitabın evrenselliğine zarar getirecek şekilde değildiki. mesela kuranda zeytin ve incirin beraber anıldığı bir ayet var. bir ispanyol yada bir italyan bu ayeti okuduğunda "ulan bunlar ne" demeyecektir çünkü bütün akdeniz iklimi olan ülkelerde bunlardan var sadece arabistanda değil. bir japon çıkıp dese "ya kitapta italyanlara kıyak geçmişler suşiden hiç bahsetmemişler" olur muydu? sadece arap coğrafyasında olanlar değil kuranda geçen tüm meyvelere bakıldığında coğrafyanın ne kadar genişlediğini görürsün.
akdeniz iklimindekiler konuyu anlarken kutuplardakiler zeytin ne acaba diyebilir ama kitap yemek tarifi kitabı değilki kardeşim! bu kitap coğrafya kitabıda değil edebiyat yada astronomi kitabıda değil! imgelere takılırsan her millet bu meyve niye yok derse sayfalarca meyve mi anlatılacaktı kitapta? sadece gönderilen millete has bazı yerel imgeler. ama cümleler bile evrensel. bak ayette "incire ve zeytine yemin olsun" diyor. imge yerel ama anlatmak istediği sadece araplara hitaben yada akdeniz iklimine sahip ülkerele hitaben değilki!
özetle demek istediğim bu ifadeler öyle kullanılmıştır ki evrenselliğe zarar vermeden ama yerel halkın bildiği şeyler olmuştur.
Öncelikle cümle bittikten sonra boşluk bırakmadan nokta koymalısın.
Soru cümlesindeki -mi'yi ayrı yazmalısın.
Soru işareti kullanman için -mi'nin sonda olmasına gerek yok, devrik cümlede de koymalısın.
Özel isimler kesme işareti ile ekten ayrılır.
Virgülden sonra boşluk bırakılır öncesinde değil. Bazı yerlerde boşluk yok hiç.
Sıkıldım yazmıyorum daha.
Bunları bazı yanlışlara dikkat çeken birisinin yanlış yapmaması gerektiği için yazdım.
Evet bazı sorulara katılıyorum bazılarının cevaplarını ben bile verebilirim.
Bu soruları da sıradan, kültürel derinliği olmayan müslümanlara sormak haksızlık olur tabii ki. Eğitim vs. yüzünden orta Düzey bireyler çoğu olay ya da olgu hakkında yeterli bilgiyi edinemezler. Bunu sadece müslümanlar için söylemiyorum. Her orta Düzey birey için geçerli.
Müslümanlar bunu da açıklayın hadi. *
ek: ben de sormak istiyorum.
Namaz kılınışı kuran'da geçmez. Şu anki mezhepsel farkları unutarak ya da her biri için geçerli olacak şekilde kılınış tarzı ne kadar güvenilirdir? (Biçimsel olarak)
kimse herhangi bir soruyu, sorulari cevaplamak zorunda degildir. bu tavrin karsisinda hic degildir. ayrica su noktalama isaretlerinin kullanimini ogrenip sacmalayin bari insan ciddiye alamiyor boyle.
evrimden gelmek size göre saçma (hoş gerçi evrimi de bilmeden yargılıyorsunuz ya neyse), peki; ay'ın ikiye yarılması, iki kişiden 7 milyar insana türemek ve birkaç tane daha… sizce çok mu mantıklı?
bir cahilin sorduğu sorulardır cevaplamaya üşenir insan. Ahah ayetleri iyi okuyun yazmış birde bence sen iyi oku belki anlarsın.
Tanım: bir takım cevaplanmaması gereken sorulardır. Anlatmaya çalışanlarda boş yere kendini yormasın büyük ihtimal anlamayacaklardır.
(bkz: cahile laf anlatmak, deveye hendek atlatmak)