forum başlığı dadında olsa dahi sözlük yazarının bilgi edinmeye ihtiyacı olduğundan sebep açılabilir böyle şeyler, sözlük yazarlarının en sevdiği şarkılardan sonra bunun daha faydalı olacağını düşünmemek el değil.
Eğer biz dünyevi hayatta islamın şartlarına göre değerlendirileceksek,
Dinler oluşmadan önceki insanlar neyden sorumlu tutulacak?
Muafiyetleri mi var ilk insanların?
adamların kıçına giyecek donu yokken, hebele hübele konuşurken neyin zekatından bahsedicez?
Bir diğer soru ise nuh tufanına ilişkin
kur-an'ı kerim 610 - 632 yılları arasında peygambere indirildi,
gılgamış destanında ki nuh tufanının tıpatıp aynısı ancak şöyle bir durum var
gılgamış destanı milattan önce 669-631 yılları arasında kurulduğu öne sürülen asur krallığının kitaplığında bulundu aradaki yıl farkına bak tey tey
ben bunun kesinlikle bir uyarlamayla kutsal kitaba aktarıldığını düşünüyorum, tarihi bir eserin edebi uyarlanması.
falanlar filanlar, hayat çok garibaldi.
tanım; dini anlamak ve eleştirmek için bir yöntem biçimidir.
bu tür başlıklara bi yandan şaşarken bir yandan da ateistlerin kapasiteleri hakkında fikir sahibi oluyoruz.kısa keselim;dinler oluşmadan önceki insanlar diye bir şey yok islama göre ilk insan hz.ademdir oda peygamberdir dolayısıyla insanlık zaten dinle başlamıştır yani ilk soruda sıçmaya başlamışsın.bundan sonra gelecek sorularında bu mantıksızlık çevresinde olacagını tahmin ettigimden şuan allahtan sizleri ıslah etmesini diliyorum.
soru cevap verilememesi bilgi eksikliğindendir.
eğer yeterince araştırdı ise hangi fikirde olursa olsun cevabı yapıştırır ki muhtemelen daha önce o soruyu kendi kendine sormuştur.
islamın şartı, durumu olanlar için 5; durumu olmayanlar için 3tür.
namaz, oruç, kelime-i şehadet durumu olmayanlar için farzdır.
bunun yanında, zekat ve hac parası olan içindir.
ilk insan hz. ademdir. ilk insandan bu yana din vardır. he sen afrika'da islam'ın ulaşmadığı yerleri diyorsan, cevap burada:
fatır suresi 24. ayet
Evet, Biz seni gerçeğin ta kendisine malik olarak, rahmetle müjdeleyen ve kâfirleri azapla uyaran bir elçi olarak gönderdik. Zaten uyaran bir peygamber gelmiş olmayan hiçbir millet yoktur.
ilk insan peygamberdir ve din ilk insandan beri vardır. insandan önce başka tür varsa onlarla ilgili bildiğimiz bir şey yok sadece meleklerin yeryüzünde kan dökecek biri şeklindeki ifadesi öncesinde irade verilen başka tür olabileceğine yönelik işaret olabilir, olmayabilirde.
nuh tufanı bölgesel olabilir ortada herhangi bir tarih yok kuranda. tevrat ayrıntılara yer verir ve ayrıntıların bir kısmı çelişkilere yol açabilir.
nuh tufanı gibi bir tufan daha bir çok kaynakta olabilir ciddi bir bölge bundan etkilenmiştir ve kutsal metinler hariç başka metinlerde yer alması çelişki değildir.
cevap verilemeyeceği düşünülerek bir çok yerde müslümanlara sorulan sorulardır. birkaç örneği de verilen bu sorular her yerde sorulmuş ve bir zeka pırıltısı imiş gibi sunulmuştur lakin herşeyin verilebilecek bir cevabı vardır..
örneğin;
soru: kuranda yazan hikaye niteliğinde şeylerin geçmiş efsane vb yerlerden araklandığı*
cevap: varolan/olduğu söylenen birşeyin yeniden açıklanmış olması illa ki kopyalandığı/araklandığı anlamına gelmez. kuran aynı zamanda bir nevi bir tarih kitabıdır. tarih içerisinde olmuş/olduğu söylenmiş* şeylerin tekrar tekrar farklı kaynaklarda yazılması herhangi bir kopyalama yorumuna neden olamaz..
soru: kaldıramayacağı bir taş yaratıp yaratamayacağı veya kendini yok edip edemeyeceği ya da kendinden güçlü bir varlık oluşturup oluşturamayacağı..
cevap: kaldırılamayacak taş, ağırlık, boyut gibi maddesel ölçüler; varlık, yokluk gibi maddesel/felsefik öğreti/düşünceler* tamamen bu dünyaya, bu evrene, buranın fizik kurallarına göre bizim yüklediğimiz anlamlar sonucu matematiksel kurgularla yine bizim hayat verdiğimiz kavramlardır. gerçeğin ne olduğu sorusu zaten belki de bu dünyadaki en önemli sorudur ki hala cevabı bulunabilmiş değildir..
soru: peygamberin allah tan daha iyi düşünüp düşünemeyeceği*
cevap: kuranda namazın vaktiyle ilgili böyle bir açıklama, anlatım mevcut değildir. uydurmalar da ne dini ne de allah ı bağlar..
ne atıp tuttun be kardeşim..
şiirli editto: ne entryler silinmez sözlükte kalır da
takarlar üç beş kişiye gereksiz konularda
fikre uymuyor diye birileri yakılacaksa
ne işimiz var aga bu sözlükte hala..
--spoiler--
bu şiirde geçen kişi ve kurumların gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir ilgisi yoktur
--spoiler--
müslümana sormadan önyargıyla cevap alınamayacağı düşünülen sorulardır. Şahsım adına diyebilirim ki evet ilk etapta her soruya cevap veremeyebilirim ama muhakkak okuyup araştırmam lazım. Neticede öyle derin alim falan değiliz.
---------------------------------------------------------------------
kur-an'ı kerim 610 - 632 yılları arasında peygambere indirildi,
gılgamış destanında ki nuh tufanının tıpatıp aynısı ancak şöyle bir durum var
gılgamış destanı milattan önce 669-631 yılları arasında kurulduğu öne sürülen asur krallığının kitaplığında bulundu aradaki yıl farkına bak tey tey
---------------------------------------------------------------------
Bu konu o kadar farklı şekilde dillendiriliyor ki, sümerler meselesiyle beraber. diyelim ki hz. muhammed'e vahiy gelmedi. nereden bilecek gılgamış destanını? tabletler 18oo'lü yıllarda bulundu diye biliyorum. okunması, çözülmesi ne zamana tekabül ediyor bilmiyorum.
asur krallığı mö 2100 yıllarına kadar gider. seçeneklere bakalım mı yakından?
1. tevrat ve kuran, vahiyle gelmediyse, bu kitapları yazan kişinin 1800'lerde bulunan asur tabletlerini bulup okumuş olması lazım. oysa hem tevrat hem kuran'ın indiği tarihlerde bu tabletlerden insanlığın haberi yoktu.
2. tevrat ve kuran, vahiyle gelmiştir.
3. bu seçeneği de siz doldurun. diyeceksiniz ki halk söylencesi. halk söylencesi derlenmiş... bunun böyle olamayacağını bu dünyadaki en azılı ateist sosyal bilimci bile söyler.
olay tamamen şundan ibarettir:
1. çok eski zamanlarda tanrı ibret olması için bazı olaylar meydana getirdi. (mö 2000)
2. o dönemin ve yörenin insanları bu olağanüstü olaylara şahit oldukları için kayda geçtiler. (mö 2000)
3. tanrı bu olayları sonraki insan nesline vahiyle bildirdi. (mö 1200 - en son ms 632)
4. son semavi din tamamlandıktan yaklaşık 1100 sene sonra, şahit olan insanların kayıtları bulundu ve çözüldü. (ms 1800)
5. bizzat yaşayanların kayıtları, tanrı'nın vahyini doğruladı.
soruları soran arkadaşların, temiz bir niyetle cevapları okumasını, düşünmesini dilerim. şayet iman etmeyecekse bile doğru sorular sormak hayatına başka zenginlikler katabilir.
müslümanlar her soruya cevap vermek zorunda değildir, merak edilen her sorunun cevabı kuran da yazmaktadır ve ayrıca kimse inanmak zorunda da değildir.
dinde açık aranmaz inanırsın yada ınanmazsın allah tuzak kuranların en hayırlısıdır böyle narin ama tehlikeli tuzaklara düşmeyin arkadaşlar lütfen, o inanmamak için bahane arayanlarada bu tür tuzaklar ve kasıtlı bırakılmış açıklar bırakacak kudrettedir.
islam'da gayb diye bir kavramın varlığından haberdar olmayan cahillerin güya müslümanlara çamur atmak için uydurdukları sorular.
1-islam her şeye cevap verme iddiasında değildir. yaratıcının mutlak bilen olması yani her şeyi bilmesi başka bir şeydir, gönderdiği dinle bildiği her şeyi insanlara aktarması başka bir şeydir.
2- müslümanlar sonuçta insandır. insan her şeyi bilebilecek bir varlık olsaydı yaratıcıyla ne farkı olurdu ki? o yüzden insanlar her şeyi bilemezler.
bir gün uçakta yanımdaki abiye sorduğum soru: 'cennet varsa insan çabalamadan her şeyi elde edeceği için ordan bir süre sonra sıkılmayacak mı?'
-'ama orda insan, insan olmayacak ruhu daha farklı olacak, bir şey hissetmeyecek'
-'o zaman cehennem için de bu geçerli olmayacak mı?'
-404 not found 'allah bu kadar soru soranı sevmez.'