gerçekçi olmak gerekirse aslında yoktur öyle bir durum. adamlar döneminde bilim üretmiş, bilimi kuşaklar arası (mısır-mezopotamya bilimini yunan bilimini) taşımış ve yok olmasını engellemişlerdir.
ancak sonrasından bu durum ortadan kalkmıştır. araştırma yapanlar bir bir yok edilmiş galile den otuz yıl kadar önce takiyeddin in kurduğu gözlem evi boğazdan bombalanarak yok edilmiştir. sebep ise allahın sırlarını araştırmak, daha çok örnek verilebilir ama özellikle ortaçağ avrupası dönemindeki bu olay müslümanların bilime karşı tutumunda net bir bilgi vermektedir.
kişi bazlı olarak ben değilim denilebilir ancak toplum olarak bakıldığında islam toplumlarının bilimsel çalışma makale vb. ile diğer toplumları karşılaştırıldığında bile benzer sonuçlar elde edilir.
verili listeye bakıyorsun en son yaşamış olan 1780 de ölmüş. o zamandan sonra bir şey yok. bir tane var hala yaşayan florida üniveresitesindeymiş. hayır o değil, şu anda da dünyada bir sürü türk ve müslüman bilimadamı var.
var ama islamcı ergonomisi ile bunlar müslüman demek ki islam bilimin önünü açıyor demek ne yazık ki bir şeye derman değil; adamın müslüman olması islamın bilime bakışı hakkında bir fikir vermiyor bizlere. o bilimadamları arasında olup, örneğin evrim teorisi konusunda çalışan adama nasıl bakıyorsun, evrim teorisi bilim değil diyip kestirip atacakmısın? mesele bu. yoksa elbette müslüman coğrafyadan çıkan muhteşem bilimadamları filozoflar var olacak da kimse de onları yok saymıyor. mesele senin düşündüğün şeyler dışında şeyler söyleyen bilimadamlarına araştırmacılara olan tavrının sorgulaması burada yapılan. adam ben araştırdım bence tanrı var deiğinde sğper bilimadamı oluyor da; öteki matematiksel olarak hesapladım tanrı yok dediğinde kesin lan bunu sikin ulan bunu oluyor mu olmuyor mu o. ki oluyor, konuşturmayın bu zındığı dan başlayıp kesin kafasına kadar gider bir baremde islam coğrafyasının tepkisi oluyor.
oysa adam araştırsın etsin ne olur yani; tanrı varsa onu ispatlasın kanıtlasın, yoksa da ispatlasın kanıtlasın, korkun ne ? tanrı yoksa ispatından neden korkuyorsun? kendini yaşamda ve çevrende "iyi bir müslüman bu çocuk namazında niyazında, camiye gider gelir orucunu tutar, sorana anlatır " dan başka bir şey ile etiketleyemediğin ve o etiketin kaybolacak diye mi korkuyorsun?
diyelim ki tanrı yok, bunun ispatından seni korkutan ne? varlığının ispatından beni korkutan birşey yok mesela. ama yoksa, hiç olmamış ise; bilmek istemez miydin? bunu araştıran adama nasıl bakıyorsun onu soruyor başlık, sen hala bilimadamları listesindesin. tüm dünyada olduğu gibi, islam coğrafyasında da üniversiteler var ve elbette birşeyleri araştırıyorlar; bu araştırmalardan ortodoks islamın uygun görmediklerini araştırabilecek olanları isteyenleri engelliyor musun? ses etmiyor musun? soru bu basitçe.
eğri oturup doğru konuşmak gerekirse, dışarıdan bakan birinin öyle gördüğü durumdur.
hayat tarzı yaşayış ve sosyal yapıdan ötürü, bir gericilik görüntüsü hakimdir. bu da insanlarda otomatikman, ulan bunlar okumamışlardır da düşüncesi verir. eskiden islam alimi çoktu evet ama özellikle 18nci yüzyıldan sonra hacı hoca ulemaya kalmıştır bu işler...
müslüman gibi görünenlerin/müslüman taklidi yapanların görüşü ile karıştırılan durum. Cabir Bin Hayyan'ın Lavoiser'a öncülük ettiğini, Hazini'nin Newton'dan önce yer çekimi ile ilgilendğini, Cezeri'nin sibernetikle ilgilendiğini ve bilgisayarın babası olduğunu, sıfırı sayılar dünyasına kazandıranın Harezmi olduğunu ve daha bir çok katkıyı bir oku öğren daha sonra konuş. sen bunca şeye rağmen müslümanlar bilimi düşman olarak görüyor dersen; ben de şu ünlü, herkesin bildiği TÜBITAK'ın, Bilimin Öncüleri isimli yayınında müslüman bilim adamlarına yer vermemesinden dolayı, bilimsel çalışmalar yapanların da islamiyeti düşman gördüğünü söylerim.
müslümanlar bilimi dinin emirlerini desteklediği sürece baş tacı eder, çin'e bile giderdi... ta ki, evrim teorisini duyana dek... batı'nın ahlaksızlığını almayacaksın hacı.
ilim için insanı Çine gönderen bir din hakkında bu şekilde konuşmak hem dine hem bilime hakarettir.dini bilmemek değil din düşmanlığı demektir.koyu cehalettir.kınanma sebebidir.
gerçek müslümanın bilimle düşmanlığı yoktur,olamaz da.ama sözde müslümanlar için bu geçerlidir.onlar sadece celerine ve karınlarına bakarlar.gerisi pek de önemli değil onlar için.
en basitinden abbasiler dönemindeki matematik ve astronomideki ilermeler (bkz: cebir ilmi) (bkz: sıfırın bulunması), eski yunan metinlerinin ilk olarak abbasiler tarafından çevirilmesi, ders olarak medreselerde okutulması ve batının ilk çeviri metinleriyle bu sayede tanışmasını batılı bilim adamlarının bizzat kendilerinin dile getirmesi, islam medeniyetinin bilim ile çarpışmanın aksine ne denli içli dışlı olduğunun birer örneğidir. *
bu yerinde olmayan bir genellemedir. ama tarihte bu konuyu destekleyecek hatalar yapılmıştır. bununda acısı zaten geriden başlamakla çekiyoruz. akıl ve bilim hepimizin ışığı olsun.
Bu konuda gunumuz orneklerinden akp'nin tubitak'i nasil kadrolastirip, mahvettigini arastirabilirsiniz mesela.herifler tubitak ust kadrolarini kendi beyinsiz, bilim dusmanlariyla donatti, darwin'in dogum yilinda dergideki tum darwin yazilarini ve darwin'in resminin bulundugu kapagi kaldirtti yerine global isinmayla ilgili bir icerik hazirlatti, tubitak'in senelik tesviklerini dusurdu, bircok antropolog ve genetikciyi kurumdan ve dergiden uzaklastirdi, kurumu islamiyete aykiri yayin ve arastirma yapmamasi icin ust uste ihtarladi. Kisaca abuk ulkemizin dogru durust tek bilimsel kurumunun azina sicti.vatana ve millete hayirli olsun gencler.
aydınlanmanın, rönesans ve reformun önde gelenlerinin ortaçağdaki müslüman bilim adamlarından etkilenerek gerçekleştirdiğini düşünürsek bu mesnetsiz açıklama bariz bir şekilde kasıtlıdır.
yapılmak istenen müslümanları aşağı göstermek şeytanın kendilerine vermiş oldukları telkinleri heryerde kusarak alelen islam düşmanlığı yapmaktır.
özellikle zamanımızın müslümanları ilk muslumanlardan cok daha cahil bir bakıs acısına sahiptirler...
su anda bilim adamlarını yaradana dusman olarak algılayan zamanımızın sözde müslümanları. hic empati kuramazlar bile... insan inanmadıgı biseye neden düsman olsun. yok inanıyorsa o zaman neden dusman olsun....(!)
sike sürülecek akıl ve izan taşımayan bir iddiadır.
Bu konuda dünyanın ekseninin yörünge düzlemine yaptığı 23.5 derecelik açıyı yüzlerce yıl öncesinden virgülden sonra 5 haneye kadar hesaplayan El-Birunu'niyi mi öne sürsem,
Yoksa Diferansiyel denklemlerin babası Sabit Bin Kurra mı desem ?
Yoksa sadece kullandığın bilgisayarın içinde saniyede binlerce kez çalışan insan aklı demek olan algoritmaların temelini ve matematiğini yazan ve algoritma denen şeye adını veren El-harezmi deyip iyice mi göt etsem ?
Yada mübarek cuma hatrına modern tıbbın kurucularından ibn-i Sina'dan bahsederek en cahil buzağının bile bildiği popüler bir örnek üzerinden giderek daha mı anlaşılır olsam ?