Hemen saymaya başlayabileceğimiz katkılardır. Mesela astronomi.Mısırlı alim batlamyus bir yılın 260 gün olarak hesaplamıştır ve tüm dünya onu tanır bilir. Ama müslüman alim el-Battani yi kimse bilmez. Bakalım o ne demiş: Bir gün 365 gün 5 saat 46 dakika 22 saniye. El battani kimdir nerede yaşar bileniniz var mı sormuyorum bile!
Halife Me'mun döneminde akdeniz bölgesindeki müslüman topraklarınının kadastrosu için ölçümler yapılmıştır ve ilk trigonometrik bilgileri orada dünya görmüştür. Sinüs ve cosinüs terimleri ceyb ve tamam-ı ceyb olarak geçmektedir.
Nitekim cumhuriyetin ilk yıllarındaki matematik kitaplarında da ceyb kelimesi hala kullanılmaktaydı trigonometri için. Hesap kitaplarını incelediğimizde "ceyb aşağı, ceyb yukarı" gibi tabirlerde kullanılmıştır. Benim insanım ise trigonometriyide batının bulduğunu zanneder. Sinüs ney cosinüs ney çöldeki adam nereden bilsin di mi?
Yine halife Me'mun döneminde harran ovası ile ile ırakdaki bir kasaba arasındaki mesafler ölçülmüş ve günümüz enlemlerinin ilk temelleri atılmıştır.Yine hesaplar şaşmamış ve iki enlem arası 111 kilometre öçülmüştür.
Kosinüs, sinüs vs. bulmalarının dışında tablolarınıda yapmışlardır.Sinüs cetveli hala günümüzde ilk bulunduğu gibi kullanılmaktadır. Büyük horasanlı alim Gıyaseddin Cemşid "Risaletü'l-Muhitiyye" adlı kitabında bir derecenin sinüsünü ilk defa hesaplamıştır. Şimdi Batı hayranlrına soralım. Verecekleri cevap şudur :" Müslümanlar bunları antik yunandan eski mısırdan almıştır" peki o zaman neden buldukları şeyin tablolarını bile yapmaktan acizlermiş söyleyin bakalım? Neden müslümanlar tüm detaylarına kadar bilip kitaplarda yazıp, toblolar yaparken eski mısırlılar ne yapıyormuş acaba?
Bakın Gıyaseddin bir derecenin sinüsünü ne kadar hassas hesaplamış : 0,017452404437238371
Yine Gıyaseddin ilk defa pi sayısının tüm basamaklarını yazmıştır.Eski yunanlılar bulmuş diyorlar ama onlar gerisini getirememiş yazık !
Günümüz rakamlarını yani 1.2.3 gibi rakaları bulanda müslümanlardır.Onluk yüzlük binlik sisteme geçişte müslümanların bulduğu bir sistemdir.Eski yunanda sayılar 60 a kadarken müslümanlar sistemler kuruyorlardı. islamiyet gericilikmiş ya desek" sizin bulduğunuz her şeyi geri alın. bizede rakalarımızı ve onluk sistemimizi geri verin siz kullanmayın." bakın bakalım gericilik kimin dininde yaşanıyormuş görün!
Cebir ilmini kuran El cabir dir. Avrupalılar buna El-Gebra ( Algebra) diyorlar.El cabir demeye dilleri dönmüyor herhalde. Neyse gene fazla değiştirmemişler.El cabir yunanlıların ve hintlilerin yaptıklarını incelemiş ama onları avrupalılar gibi ben buldum diye kitabında yazmamış. Hatalarını görüp düzeltmiş kendi eklemelirini yapmış ve bunu belirtmiş.El cabir bir takım büyüklükleri harfler ile göstermiş ve bugünkü cebirin temellerini atmıştır. "Bir denklemin iki tarafınada aynı miktar ilave edilse ve çıkarılsa denklem bozulmaz" diyende el cabirdir.
Bitmedi... El cabir başka ne yapmış? Üçüncü dereceden denklemlerin çözümünü vermiş kitabında! Bugün üniversitede okuyan öğrencilerin bile çoğu anlamıyor bile! Ayrıca kare kök almayı ve küp kök almayıda göstermiştir.
Günümüz logaritmasını ilk yapan kişi El harezmi dir. Cetvellerine kadar yazmıştır. Kim biliyorki bunu?
Gelelim fiziğe...
ibni heysem ilk atomdan bahseden kişidir. Eski yunanlılardan Öklid kırılma kanunu olarak demiş ki "bir prizmadan ışık kırlılarak öbür tarafa geçerken ışığın hızı kesilir ve kesilen hız aradaki açılarla orantılıdır. ibni heysem ise Öklidin yanlış düşündüğünü, aslında açıların kendileriyle değil bu açıların sinüsleriyle orantılı olduğunu söylemiştir.
Cabir bin hayyan atomun ilk defa parçalanabileceğini söylemiştir. daha 14. yüzyıldayız!
Yazmaktan yoruldum arkadaş.Yeter bu kadar. Müslümanlar bilime katkısını vermiştir.Osmanlı zamanında da büyük alimler çıkarmıştır ancak dünya liderliği padişahlara ailemlere yeteri kadar ilgi göstermesini engellemiştir. Çünkü bilimin gücü kullanılıp süper güç olununca alimlere gerek kalmamıştır! ya da bizimkiler öyle zannetti. neyse Osmanlı yıkıldıktan sonra 2 yüzyıldır islam coğrafyasında kan göz yaşı istila eksik olmadı ki bilim yapılsın. Millet açlıktan ölüyor her yede bombalar patlıyor batı müslümanlardan aldığı ilmi sömürüyle güçlendirmiş ilerlemiş sonra müslümanlar gerici! Yeter be bitmedi geyiğiniz!
bazılarının hiç üşenmeden uzun boylu sayıp döktükleri katkılardır.
fakat aynı kişiler şimdi "müslüman bilgin" diye sayıp döktüklerinin ekserisinin zamanlarının yobazları tarafından kafir sayıldığını dile getirmek istemez. söz konusu bilginlerin din konusundaki düşünceleri günümüz yobazları tarafından da incelense yine kafir sayılacakları kesindir. fakat hiç utanmadan sıkılmadan bu kişilere "müslüman bilgin" diye sahip çıkarlar!...
hiç öyle ortaçağa dönmeye gerek yok. yeryüzünde doğa bilimleri alanında nobel alan iki "müslüman" bilginden prof. abdüsselam'ın başına gelenlere bakılırsa (#25818316), yobazların hiç utanmadan "müslüman bilgin" diye sahip çıktıklarına gerçekte ne kadar değer verdikleri kolayca anlaşılır.
yobazlar geçmişte de aynıydı şimdi de aynı... bilim her zaman yobazlara rağmen gelişmiştir.
"osmanlı zamanında da büyük alimler çıkarmıştır ancak dünya liderliği padişahlara ailemlere yeteri kadar ilgi göstermesini engellemiştir. çünkü alimlere gerek kalmamıştır zaten dünya lideridir! " teze bak teze!... cahile "makul izahat" (!) bulmak ne kolay! (#26211692).
her önüne gelene " cahil eheh , yobazsınız hepisiniz eheh" diyen insanları görmemizi sağlayan katkılardır.
"Bu nasıl din yaaa. gericilikten başka birşey değil." diyenlerin cevabı görünce "siz yobazsınız. linc ettiniz adamları hep" seviyesine düştüğünü görmemizide sağlamıştır. islam dininin bilim önünde engel olmadığı anlaşılınca kişilerin yaptıklarını eleştirerek aslında islamı eleştirmeye devam ettiğinide görmekteyiz.Her topluluğun, inancın, oluşumun yobazı da muhafakazarıda vardır.Önemli olan bunları islama atfetmemektir.
müslüman araplar özellikle endülüs zamanı paganların bilimini alarak ( ki bayağı çeviri yapmıştır kendileri) bilime katkı sağlamıştır. ancak sonraları islamı fazla çekince beyin gitti ve yobaz oldular. zaten arapların şu an hali ortada ve bu durum artık düzelmez bile. o zamanlar batıda hem hrisityanlık gibi gerici bir din vardı hem de savaşmak kol kuvvetine biniyordu. şimdi bilgi çağı ve işler öyle kafa kesmekle olmuyor.
aslında antik yunandan sonra bilim araplar sayesinde gelişti. matematik, tıp, felsefe başta olmak üzere tüm bilimler arapların öncelüğünde beytül hikmelerdeki çeviri haraketleri ile başlayarak gelişmiştir.
endülüse (ispanya) yada (iber yarımadası) araplar eğer gitmiş olmasaydı rönesans asla gerçekleşmezdi. gerçek olan budur. bize tarihi anlatan tarih kitapları hep bizansdan kaçan alimlerden bahsettiler. asıl gerçek ise endülüs'de yetişen hristiyan bilim adamlarının öncülüğünde rönesansın gelmiş olmasıdır.
var mı ki? diye soran arkadaş biraz araştırma yapmış olsaydın bilirdin var mı yok mu olduğunu. soruna cevap vereyim evet vardır. harezmi, ammar, ali kuşçu vb. gibi insanlar çok katkı yapmışlardır.