en yakın akrabam olan dindar teyzem anneannem öldüğünde azrail'i gördüğünü iddia etmiştir. sayısal alanda mezun olup üniversite eğitim alan bazı akrabalarımla karanlık korkusu hakkında aramda sohbet geçmiş ve bunların tamamının kendilerine kin güden insanların büyüsünün ya da cinlerin işi olduğunu dile getirmiştir. karanlıkta cinli film izleyince cinlerin musallat edip korkutabileceğine, karabasanın cinlerin işi olduğuna inanmaktalar. olası akıl hastalıkları da akıl hastalığı onlara göre! yine aynı şekilde gördüğü rüyaların rahmani rüya tarzı rüyalar olup geleceği v.s. hakkında allah'tan uyarı ya da şeytanın işi olduğuna inanıyorlar!
kendisini kemalist diye tanıtan laik avukat bir tanıdık, din dışında her şeyi sorgularken dini topluma uyarak onun mantık dışılıklarını, kendisini reddetmek için asla sorgulamaz cehennem korkusuyla ve kıyamet hakkındaki muhammed'e ait olduğu iddia edilen rivayetlerden paranoyak anlamlar çıkarıp 21.yy'a ait gündemsel olaylardan paranoyak inançlara sahiptir.
yine çevremdeki çoğu müslüman muhammed'e ait olduğu rivayetlerden bir ton paranoyak anlamlar çıkarır, paranoyak düşünme şekli olan tarihi metinlerden gelecek hakkında kehanetsel yorumlar çıkarmayla düşünür. astrolojiye astronomiden daha çok önem verip, kur'an'da laik ya da dinci önderleri 21.yy'a ait olduğunu iddia ettiği bir şey olmasa inanmazlar. bilime kendi gönül önderlerinin çıkardığı paranoyak anlamlar ölçüsünde inanırlar. bilimi kabul etmez, dinlerine göre makaslayıp inanırlar.
cemaatlerde, allah, muhammed, evliyalar ile bağlantı kurduğunu iddia eden ve bunun dinde olduğuna inanıp kendisi gibi buna inananlara dayanarak akıl sağlığını normal zanneden insanlarla doludur. kısaca bir yalana trilyonlarca kişi inansa, onlara doğru gelse de bilimsel deneyler nazarında o çöp yığınıysa o yine yalandır. bir fikri doğru kılan onun deneylerle sınanmış olmasıdır.
toplumun genel görüntüsü şu: dinde bir kapitalist satış ürünü, bir sürü çeşidi var. geleneksel bir şey, tamamen gönül denen mistik kavramla alakalı.
cemaatten tanıştığım doktor, üniversitede fizik profesörü olan insanların öyle akıl dışı, öyle saçma inançları vardır ki delilik nerede başlar, nerede biter artık insan şaşırıyor. aynı inançlara toplum sahip olunca herkes kendisinin ruh sağlını normal zannediyor. akıl hastalıklarını cinlere bağlayan, başta kendi psikolojisi ve psikiyatrisi bozuk psikolog ve psikiyatrlar da toplumun inançlarının normal olduğu algısını yaratarak motive ediyor onları.
mu, atlantis'in gerçek olduğu, mısır piramitlerini uzaylıların yaptığı paranoyasına inanan paranoyak insanlar hepimizin eğitim aldığı okullardaki arkadaşlarımız ve öğretmenlerimizdir.
insanları böyle paranoyak, şizofrenik düşünmeye, tarihsel metinlerden 21.yy'a ait paranoyak anlamlar çıkarmaya, deliliğe doğru iten ana etken nedir? çıldırıyor muyuz? kim böyle bir hale gelmemizi istiyor?
bağdadi, mevlana'nın metinlerinden kehanetler türeten insanlar muhammed'in hadislerinden de kehanetler, bilimsel mucizeler uydurmaktadır. kimisine göre delilik bir miktar iyi, kimisine göre delilik diye adlandırılan bir keramet... ilahiyatı kuran gazzali denen adamla başladı bu iş.
müslümanlar o teoloji mantığıyla ayetlere sarılıp, iman denen olguya bağlandı ve araştırma mantığını çoktan bıraktı.