ateist bir kişi olmasam da zaman zaman beni kendi dinimden soğutan olaydır. isteyen istediği şeye inanır inanmaz bu benim umrumda olmaz insan önce insan olacak gözümde. her neyse geçenlerde internette yakaladığım bir müslüman kardeşimizin kendi dinini savunma yöntemi beni gerçekten çok fazlasıyla şaşırttı. müslümanlık böyle bir şey mi diye düşünmeden edemedim. http://galeri.uludagsozluk.com/r/aptal-540162/
kaybetmeyi çok kolay kabullenmiş "insan" söylemidir.
insan söylemidir diyorum çünkü allah insan'a son nefesini verene kadar zaman tanır, eğer nasip olur son nefesinde kendisini kurtaracak bir durumda rab olan allah affederse ne mutlu.
o nedenle kimseyi şu din bu din diye, inanıyor inanmıyor diye ayırmadan, direkt insanoğlunu ilgilendiren bir konu olduğundan, allah'ın rahmetinin, şemsiyesinin altında, onun cennetinde herkese yer var, kişi iman ettiği an kendisine bir cennet yaratıyor, imanına göre bir cennet derecesi şekilleniyor. kimseyi ayırmadan, rabbe çağrılmalıdır. yerin ve göğün, hatta iman etmeyenlerin bile bildiği bir gerçek, bir "anayasa" bir "mutlak bilgi kaynağı" insanoğlu'nun kullanma kılavuzu kur'an-ı kerim e çağrılmalıdır.
gerçek allah inancını, sadece ve sadece allah'a iman etmeyi, sadece allah'tan yardım ve merhamet dilemeyi emreden bir yaratıcıya inanmak yerine, yine allah'ın yarattığı "yaratılan" olan "saptırıcılara" (şeytan, insan, cin, şeytanlaşmış insanlar nefisler vb) kısace sizi hak yolundan alıkoyan "her ne varsa" hak olmayan her ne varsa bunun kendine müslüman diyen kişilere bulaşmış olabileceği elbetteki muhtemeldir.
rabbin tek olduğuna, kendini rab olarak niteleyen ve mutlak güç ve merhabet sahibi olarak niteleyen bir allah olduğuna, merhametinin bir tecellisi olarak, yarattığı kullarını kur'an-ı kerimle aydınlatan, yol gösteren, alın size anayasa, alın size insan hakları, alın size tıp, alın size faiz anlayışı, alın size adalet anlayışı ve rabbin tecelli ettiği tüm kainat olayları buyurun alın hepsi bu kitabın içinde, aradığınız özgürlük, aradığınız rızık dağıtımı, yeryüzünü sizin için kainatı bir dengede kıldım sizin için türlü nimetler yarattım yeryüzünde, denizler yarattım size rızık yağdırdım denizden, dağları yarattım dünyayı çevresinde sabit kıldım, hayvanlar yarattım kimileri ile sizi rızıklandırdım, herşeyi yaratan benim ve bunları gerçekleştirmeye muktedir olduğumu bilin ve sadece bana iman edin, gönderdiğim kur'an-ı sizlerin anlayabilmesi için sizlerin orada anlatılanları hayatlarınızda gösterebilmeniz için "kolay" anlaşılır! kıldım, onu bir hidayet rehberi kıldım, insanoğlu denen canlının nasıl ve neden yaratıldığını onun için doğru olanı sadece ben bilirim, bunu da sizlere bildiriyorum, o halde hem bu dünyada hemde ahiret yurdunda cennetle mükafatlandırılmak istiyorsanız, sadece benim sözüme bakın benim sözlerim ve öğütlerim kur'an-ı kerim'de açıkca yazılmıştır!
böyle bir rab şüphesiz merhametli bir rab. tüm bunlari bir şekilde duyup, okuyup, hala mevzuya yoğunlaşmamak, yani nedir bunun hikmeti, kendini bu şekilde tanımlayan ve herkese her şeye meydan okuyan bir yaratıcı neler söylemiş, başka nelerden bahsetmiş, ben kendimi kurtarmak için ne yapmalıyım? ateş yerine cennet vadediliyor, yanmamak için ne yapmalıyım, ahiret yurdundan bahsediliyor, öldükten sonra bir daha hiç ölüm olmayan bir yaşamdan bahsediliyor nedir bu?
hiç ölmeden yaşamak! bir daha hiç ölüm tadmadan, rahatsızlık, hastalık, kısaca her şey mükafat, negatif, olumsuz kelimeleri malesef cennete sokulmuyor, orada hep mükafat, bıktırmayan bir mükafat ama en önemlisi "ebedi" yani hiç bitmeyecek! ne güzel. bunu seçme hakkım var mı? hatta sadece bunu seçmek istiyorum! evet cenneti istiyorum! bir daha hiç ölmemek istiyorum, negatif olan hiç bir şeyi istemiyorum! evet, madem bana böyle bir anlaşma öneriyorsun kabul ediyorum. ne yapmalıyım, bu anlaşmadan benim payıma düşen nedir? beni dünya hayatında da rızıklandırıyor, giydiriyor, her sabah bana yeni bir şans verip uykudan yarı ölümden beni uyandırıyor, nefes veriyorsun, kimi zaman mutluluk kimi zaman acı, ne yapmalıyım? bu dünya hayatında da doğru olanı yapmak gibi bir kaygım var, bu kaygıyı nasıl gidermeliyim? tüm bunları, bu kaygıları ve anlatılanları yaşayan herkes, biz eşref-i mahlukat, yani insanoğlu, hiç bir hacı, hoca, imam, müslüman, vs kimsenin sözüne bakmadan, işin doğrusunu öğrenebileceği herkesin kolay anlayabileceği, anladıklarını iman ederek hayatında gösterebileceği bir kaynaktan yararlansın, o kaynak gerçek kaynak, asıl kaynak kur'an-ı kerim dir.
