islam öncesi Arap yarımadası putperestleri kabe içerisine yerleştirdikleri büyük putlara tapmak için kabeye sönüp tapma ritüellerini gerçekleştirirlerdi, aynı zamanda kabeye "beytul ilah" (tanrının evi) dedikleri biliniyor,
Müslümanlar ise, allah a tapmak için kabeye dönüp tapma ritüellerini gerçekleştiriyor, ve kabeye "beytullah" (allah ın evi) diyorlar,
Putperestler içerisinde tanrıları bulunduğu gerekçesi doğrultusunda kabeye tapıyor, ve ona tanrı nın evi diyorlardı,
Müslümanların Allah konusunda putperestler ile bir sıkıntısı yok ikisi de Allaha inanıyor bir Allah putu var zaten,biri sade Allah'a tapıyor diğeri ya diğerleri de aracı onlar da kutsal be abi diyor.
Beytullah. Adı üstünde yüce allahın evi diye isimlendirilen yeryüzündeki rabbülaleminynin tecelligâhı. ilahi nurların kürre-i arza yayıldığı ve bu nedenle dünya üzerindeki en kıymetli toprak ve kara parçası. Kıymeti, tavaftan, tehlil tekbir ve yapılan zikrullahtan ileri gelir. Yani onu cenabı allahın evi kılan, yüce allahın zikridir. Hemde arzda sınırlı kalmayıp Taa semavata kadar uzanan, aralıksız daim yapılan bir zikir. Kıbleye yöneliş, rabbe yönelişin temsilidir. Taşlara değil. Allah (c.c.) mekandan münezzeh olsa da kul, mekanla sınırlı olduğundan allah adına kıblesi olan kabetullaha yönelerek hakikatte rahmana yönelir. Varlık aleminde olan kul zaman ve mekanla sınırlı iken bu yönelmenin ciheti ve keyfiyetinin sebebi ve manası nuru tecelligahı ilahiyenin merkezinin kâbe olması hasebiyledir.
Kâbe yeryüzünün kıblesi ise Beytü"l Mamur da yedinci kat semanın kıblesi. Ya da biri mikrokozmozun diğeri ise makrokozmozun merkezi.
Kâbe"nin hizasında birinci kat semada bir başka Kâbe vardır, Beytü"l-izze. ikincide, üçüncüde... nihayet yedinci kat semada yine Kabe"yi iz düşümü alan Beytü"l Mamur. Mele-i ala, yani en üst düzey melekler kurulunun tavaf ettikleri son Beytullah.
işte yeryüzündeki bu sürekli tavaf, her kat semada, oranın sakinlerince genişleyerek sürdürülür. Kâbe için tek bir fert ne ise, birinci kat semadaki Beytullah için de dünya o. Ve bu böylece devam eder. Yani Kâbe"nin etrafında tavaf yapanlar Beytü"l Mamur"daki tavafa da katılmış olurlar. Nihayet yedinci kat semada, Beytü"l Mamur etrafında en büyük dairevi dönüş gerçekleşir. Onun üzerinde Arş ve ondan sonra da Kürsi vardır. Belki de Allah yüceliğinin sonsuzluğunu bize böyle bir düzen ve yapılanma ile göstermek istemiştir.
Aslında bu tavaf hücrelere kadar iner ve her bir atomun proton ve nötronları kendi çekirdeği etrafında döner durur. Zerreden küreye, küreden Arş"a kadar uzanan bir dönüş. Mevlana"nın semaı da bunu simgeliyor.
El-Beytü"l-Mamur, imar edilmiş mamur kılınmış, şenlendirilmiş ev ya da mabet demek. Camilerin imar edilmesi, cemaatle dolup taşmalarıyladır. Yeryüzündeki camiler her zaman mamur edilmeyebilir. Ama Efendimizin ifadeleriyle Beytü"l Mamur her gün yetmiş bin meleğin girip ibadet ettiği, onlar çıkmadan ertesi gün öbür yetmiş binin geldiği, bunun hep böyle sürüp gittiği bir mabettir. Onun için orası özellikle mamurdur. Sayı ise çokluğun sınırsızlığını anlatmak için verilmiş olabilir.