müslümanlar hadis kitaplarını çöpe atmalıdırlar

    1.
  1. Kur'an ile çelişiyorlar. Akıl ve mantık ile çelişiyorlar. iç tutarlılık bile sağlamıyorlar; yani bir hadisin ifade ettiğini çoğu zaman bir başka hadis yalanlıyor.

    Hal böyle olunca, kesinlikle bu hurafe ve zann içeren kitaplardan kurtulmamız gerektiği sonucu ortaya çıkıyor.

    Bir de, bu kitaplarda her türlü pislik var. Kuran'a ve akla aykırı her türlü felaket de var.

    Kurtulmamız lazım... Başka bir çaremiz yok, kesinlikle kurtulmamız lazım. aksi halde bu rezillik devam edecektir.

    Kuran'a göre dinin tek kaynağı kuran'dır. Kur'an, zanni rivayetlerin gerçek namına hiçbir şey ifade edemeyeceklerini çoğu ayette bildirir.

    peki o zaman size soruyorum:

    Şimdi siz allah'ın kitabı olan Kur'an-ı Kerim'i mi dinleyeceksiniz, yoksa ne idüğü belirsiz ''alim''lerinizi mi dinleyeceksiniz?..
    14 ...
  2. 2.
  3. 2.
  4. ''boş yapan cahil bir kullanıcı daha. polemiğe girmeye lüzum yok. kalsın böyle bence.''

    Sadece ithamlarda bulunabildi. Başka bir halt belirtemedi. Buradan kimin cahil olduğunu çok net bir şekilde anlıyoruz.
    4 ...
  5. 4.
  6. Şimdi de ''1400 sene herkes yanlış bildi, bi siz mi doğru bildiniz'' ciler geldi.

    Şimdi bu salaklar Muhammed döneminde yaşasalardı aynı itirazı muhammed'e de yapacaklardı.

    ''Bizim atalarımız her şeyi yanlış yapmış, bi sen mi doğruyu söylüyorsun ey muhammed?''

    Aynısı ki yapmışlar da. Bu itirazı yapanlar da mevcut. Bunu kuran'dan anlıyoruz.

    Şimdi bu kafayı çok açık bir şekilde anlatan bir ayet atmak istiyorum;

    Kendilerine, 'ALLAH'ın indirdiğine uyun,' denildiği zaman, 'Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yolu izleriz,' derler. şeytan kendilerini alevli ateşin azabına çağırıyor olsada mı? 31:21
    6 ...
  7. 8.
  8. Allah'a, Resûlüne isyân

    (Allah ve Resûlüne karsi gelen, bilsin ki Allah'in azâbi çetindir.) [Enfal 13]

    (Ey îmân edenler, sizi hayat verecek seylere [dinin emîrlerine] da'vet edince, Allah'a ve Resûlüne icâbet edin!) [Enfâl 24]

    (Allah'a ve Resûlüne karsi gelen, apaçik bir sapikliga düsmüs olur.) [Ahzâb 36]

    Sünnet-i seniyyeye uymanin farz oldugunu yukarida âyet-i kerîmelerle bildirmistik. Bu konudaki hadîs-i serîflerden birkaçi da söyle:

    (Bana uyan Cennete girer, isyân eden giremez.) [Buhârî]

    (Resûlün harâm kilmasi, Allah'in harâm kilmasi gibidir.) [Tirmizî]

    (Allah'in kitabina, Peygamberin sünnetine sarilan sapitmaz.) [Hâkim]

    (Sünnetimden yüz çeviren benden degildir.) [Müslim]

    (Benden sonra ihtilâflar çikar. O zaman sünnetime ve hülefa-i râsidînin sünnetine uyun!) [Tirmizî]

    Kur'ân-i kerîm, Peygamber efendimize inmistir. Muhatabi odur. Eshâb-i kirâm, Peygamber efendimize, Kur'ân-i kerîmin açiklamasini suâl ederlerdi. Açiklamayi gerektirmiyen âyetler hariç, her âyetin açiklamasini bilen yalniz odur. Resûlullah efendimizin bildirdiginden baska türlü açiklamak yanlis olmakla kalmaz, Allah'a ve Resûlüne iftirâ olur. Hiç bir kimse, Peygamber efendimizden daha iyi bildigini söyleyemez. Çünkü Allahü teâlâ buyuruyor ki:

    (Size kitabi, hikmeti getiren ve bilmediklerinizi ögreten bir Peygamber gönderdik.) [Bakara 151]

    Demek ki, Peygamber efendimiz, Kitabin [Kur'ân-i kerîmin] disinda, bir de hikmet getirmistir.
    3 ...
  9. 7.
  10. Resûlüne imân ve itâat olmadan Allah'a imân ve itâat olmaz. Çünkü Allahü teâlâ, kendine itâ'ati, bir çok âyette, Resûlü ile birlikte zikretmistir. Meselâ buyuruyor ki:

    (Resûle itâ'at eden, Allah'a itâ'at etmis olur.) [Nisâ 80]

    (Resûl, size ne verdiyse onu alin, size neyi yasakladiysa ondan sakinin!) [Hasr 7]

    (De ki "Eger Allah'i seviyorsaniz bana uyun ki Allah da sizi sevsin!") [A.imrân 31]

    [Bu âyet-i kerîme inince, münâfiklar, simdiki mürted ve zindiklar gibi, "Muhammed kendine tapilmasini istiyor" dediler. Bunun üzerine asagidaki âyet-i kerîme indi. (Sifâ-i serîf)

    (De ki, "Allah'a ve Peygambere itâ'at edin! Eger [Peygambere uymayip] yüz çevirirlerse, [kâfir olurlar] Elbette Allah kâfirleri sevmez.) [A.imrân 32]

    Allahü teâlâ, Peygamber efendimize itâati emrettigi gibi, ona muhâlefeti, isyâni da yasaklamistir:

    (Kim Allah'a ve Resûlüne isyân eder ve hududullahi asarsa Allah onu, temelli kalacagi Cehenneme sokar.) [Nisâ 14] [Hududullah, Allah'in emir ve yasaklari]

    (Dogru yol belli olduktan sonra, Peygambere karsi geleni ve mü'minlerin yolundan baska bir yola uyani, o yolda birakir ve cehenneme sokariz.) [Nisâ 115]
    3 ...
  11. 6.
  12. “Ahir zamanda bazıları, sizin ve atalarınızın yolundan ayrılıp, sünnetimden uzak kalacaklar, onlardan uzak durun.”

    [Müslim]

    (Bir zaman gelir, beni yalanlayanlar çıkar. Bir hadis söylenince, “Resulullah böyle şey söylemez. Bunu bırak, Kur’andan söyle” derler.) [Ebu Ya’la]

    (Bazı kibirli kişiler çıkacak, “Allah Kur’anda bildirilenden başka bir şeyi haram kılmadı” diyecek. Yemin ederim ki, benim de emrettiğim, yasakladığım, koyduğum hükümler vardır. Bunların sayısı Kur’andaki hükümlerden daha çoktur.) [Ebu Davud]

    (Kur’andan başka delil kabul etmem diyenler çıkacak.) [Ebu Davud]

    “Bir zaman gelecek. Sizden birisine benden bir hadis söylenince o, oturduğu yere yaslanmış bir şekilde şöyle diyecek: ‘Resûlullah böyle bir şey söylemez. Hadisi bırak, bana Kur’an’dan delil getir.’” (Ebû Ya’lâ, Müsnedü Ebî Ya’lâ, c: 3. s: 346)
    4 ...
  13. 3.
  14. 4.
  15. her hadis kötü değildir. hadisleri toplayanlar bir felsefe veya düşünce adamı olarak dönemine ışık tutan fikir olarak şerhli düşünülmelidir. Kuran gibi kutsal kitap değildir, hadis beyan edenler peygamber gibi değildir. Yazandan çok toplumun onu benimseme tarzı ile ilgili olmasıdır.
    2 ...
  16. 9.
  17. Peygamber efendimiz, fikh bilgilerini de eshâb-i kirâma ögretmistir. Peygamberimizin ögrettiklerine sünnet dendigi için, ögrettigi fikh ilmine de sünnet de denir.

    imâm-i Sâfiî hazretleri, (Bu âyetteki hikmet'ten maksat, Resûlullahin sünnetidir. Önce Kur'ân zikredilmis pesinden hikmet bildirilmistir) buyuruyor. (Risâle s.78)

    Kurân-i kerîm açiklamasiz ögrenilseydi, Peygamber efendimize, (teblig et yeter) denilirdi, ayrica (açikla) denmezdi. Halbuki, açiklanmasi da emredilmistir:

    (Kur'âni insanlara açiklayasin diye sana indirdik.) [Nahl 44]

    (Biz bu Kitabi, hakkinda ihtilâfa düstükleri seyi insanlara açiklayasin ve imân eden bir kavme de hidâyet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]

    Bu âyet-i kerîmeler, açiklamayi gerektiren âyetlerin bulundugunu gösterdigi gibi, bunu açiklamaya Resûlullah efendimizin yetkisi oldugunu da göstermektedir.

    Kurân-i kerîmde her bilgi vardir. Ancak açik degildir. Peygamber efendimiz bunlari vahy ile ögrenmis ve ümmetine bildirmistir. Bir âyet-i kerîme meâli:

    (Onun sözleri vahydir.) [Necm 4]

    Hz.Cebrâil, Peygamber efendimize gelip 5 vakit namazin her seyini bizzat tatbîkî olarak ögretmistir.

    Peygamber efendimiz de (Namazi benim kildigim gibi kiliniz) buyurmustur. (Buhârî)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük