tevhidi bir müslüman içinde yaşadığı toplumun cahili bayramlarına katılamaz. cahili düzenin bayram diye sunduğu bu özel günler müslümanların keder zamanıdır. bu günlerine katılmak, onları desteklemek anlamından başka bir şekilde değerlendirilmez
onlar bu günlerine katılınmadığı gibi bayram addettikleri bu günleri kutlanamaz, kutlama amaçlı ziyaretlerde bulunulamaz. aksine davranış açık bir küfürdür. sahte ilahların uydurduğu sevinç günlerine katılmanın ve diğer davranışların küfür olduğuna dair teferruatla bilgi ibn teymiyyenin sırat-ı müstakim kitabında ve islam'a göre dost ve düşman isimli eserlerde bulunmaktadır.
siz, müslümanım ben diye geçinenler, bir kere sordunuz mu acaba bu insanlar neden inanmıyor, illa ateist olması gerekmez yani yaratıcıya inanıp dinlere inanmayanlar var, öyle ateist deyip kesip atmakla olmuyor. evet sordunuz mu hiç, ne argümanları var, ne yorumları var, ne iddiaları var? tabi size göre her müslüman olmayan sapkın, sapıktır değil mi? tabi ne yazık ki bu da kuran'da yazıyor. çıktığı ilk zamanlarda güçsüz iken islamiyet cephesi, putları meşru gören, hoşgörü dinidir diye yayılım yapan, fakir ve kölelerin gözdesi olan kuran, sonradan güç ele geçince asıp kesmeyi emreden kuran'da yazıyor bunlar. biliyor ki ben yalanım, beni sorgulamayın diyor, eleştirme getirmeyin.
birkaç tane iddia yazmak istiyorum daha doğrusu iddia da değil doğruları yani din adamlarının bile reddedemediği doğrular.
a)kendinizi yırtsanız da, çatlasınız da hz muhammed'in 10-15 tane karısı vardı. size din kültürü derslerinde ' işte ama onların himaye altına alınması gerekti, o zaman caiz oluyor' diye tamamen durumu kurtarma cümleleri kurarlardı(insan himayet ettiği kişiyi .....neyse) sonradan halife olacak kişinin kızını mı himaye ediyor? başka bir kızın akrabaları yaşarken onu mu himaye altına alıyor. 6 yaşında evlendiği (ya 9 yaşında ya 12 yaşında gerdeğe giriyor, buhari'nin hadis kitaplarıyla kanıtlı, ha bide buhari en büyük din alimlerindendir siz şimdi onada sapkın dersiniz, bide ayrıca sadece buhari'de yok bu mesele sadece güçlü delil vermek için onu belirttim.) aişe'yi mi himaye ediyor ya da kölesi zeyd'i karısından boşattırıp kendi evleniyor, hz zeynep. onu da mı himaye ediyor. sonra cariyeleri var ve onlardan da çocukları var. nedense her sapkın olaydan sonra bir ayet geliyor ve şöyle diyor 'birer ikişer üçer, dörder eş alabilrsiniz, haksızlık edeceğinizi düşünüyorsanız tek eş edinin yoksa cariyelerle idare edin.' böyle bir ayet heleki muhammed böyle bir iş içindeyken birsürü karısı, birsürü cariyesi varken mi geliyor? ayrıca birde şu salakça cümleniz var, o zaman bu meseleler farklıydı çok kadın evlilik falan, cariyeler. ulan bu adam allah'ın elçisiyim diyor anlatabildim mi? evrensel olarak geliyor yüzyıllarca sürecek sürece geliyor ne o dönemi. bu kadar saf olmayın, saf olmayın.
b)şunu da düşünün, neden muhammed döneminde islamiyeti seçip, yine muhammed döneminde islamiyeti bırakanların hiç azımsanmayacak sayıda oluşan katipler, yazıcılar oluşturuyor. düşündünüz mü neden diye? muhammed 40 yaşına kadar birçok şehir gezmiştir. birçok din alimi ile irtibattadır. birçok kişiyi dost edinir sonra onlara katiplik verir din adamlarına tabi onlardan yılların bilgi birikimini almıştır. yıllar sonra peygamberliğini ilan eder, okuma yazması olmadığı için bu kişileri görevlendirir zaten ve okuma yazmayı hiç öğrenmez zaten ölümüne kadar. işte islamiyet süreci devam ederken yazıcılar birer birer islamiyet'i terkederler ve şu sözleri mevcuttur tarihte 'o peygamber felan değil, biz ona ne öğrettiysek dinler hakkında o onların aynısı ayet diye yazdırıyor' gibi.
c)muhammed'in din yazıcılarının büyük bölümünün eski mensup olduğunu dini, kökeni bellidir. demek isteyeceğim şu; kuran'daki birçok emir o kişilerin dininin ve kökenlerinin geleneklerinden oluşturuluyor, hac, oruç, namaz gibi. bunların hepsi islamiyetten öncede vardı tabi farklı şekillerde ya da benzer.
d)hacca gelirsek, kabe, islamiyetten önce tapılan tanrı olan al-ilah'ın evi olarak kabul edilir hac edilirdi. işte garip olan bu nokta. şuanda müslümanların inandığı allah al-ilah'tır. herkes ona ibadet ediyor, önceden var olan kabe'ye hac ediyor sanki yeniymiş gibi. kabe'de bulunan bir parça(adını hatırlayamadım hatırlayınca eklerim.) şuanda sözde islamiyetin reddettiği put vardır. yani birçok kişi puta tapmak için oraya gidiyor yani islamiyet onu yokedemedi, eski inanılan tanrı olan al-ilahı süsledi ve bunu yarattı.
e)bir başka meseleye gelirsek, islamiyet öncesi birçok inanış var bölgede ama din savaşları mevcut değil herkes kendi halinde. evet islamiyet doğuyor sonradan ve herkes düşman kesiliyor sebebide muhammedin ilk zamanlar hoşgörü dini olarak benimsettiği islam sonradan ya bendensin ya değilsin, değilsen yanacaksın, kurtulma şansın yok demesi islama karşı düşmanlık yaratmıştır. ilk zamanlarda muhammed'in en güçlü putlardan üçü hakkında bir meydanda konuşuyor ve 'onlar meşrudur tabi ki bizdendir' ( cümleyi tam hatırlamasamda vermek istediğimi veriyor.) diyor inanmayanlarda secde ediyor ama güç eline geçince onları bana şeytan söyletti yani bunları ona şeytan söyletti ayeti geliyor ve şeytan ayetleri ortaya çıkıyor. düşünün ki peygamberi şeytan etkileyebiliyor, düşünün!
f)bir başka meselede, yukarda da belirttiğim gibi islam'ın şiddet dini olması. ayetleri yazıyorum şimdi.
maide/5/33. allah ve peygamberiyle savasanlarin ve yeryuzunde bozgunculuga ugrasanlarin cezasi oldurulmek veya asilmak yahut capraz olarak el ve ayaklari kesilmek ya da yerlerinden surulmektir. bu onlara dunyada bir rezilliktir. onlara ahirette buyuk azab vardir. (bu ayet yine muhammedin bir kisinin gözünün önünde ellerini bacaklarını kesmesinden sonra ,e tabi bunu din hocalarınız size anlatmaz, tepki almamak için bu ayet geldi demiştir)
maide/5/35. ey inananlar! allah'tan sakinin, o'na ulasmaya yol arayin, yolunda cihad edin ki kurtulasiniz.
maide/5/38. erkek hirsiz ve kadin hirsizin, yaptiklarindan oturu allah tarafindan ibret verici bir ceza olarak, ellerini kesin. allah guclu'dur, hakim'dir.
maide/5/51. ey inananlar! yahudileri ve hiristiyanlari dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. sizden kim onlara dost olursa o da onlardandir. allah zulmeden kimseleri dogru yola eristirmez.
tevbe/9/5. hurmetli aylar cikinca, puta tapanlari buldugunuz yerde oldurun; onlari yakalayip hapsedin; her gozetleme yerinde onlari bekleyin. eger tevbe eder, namaz kilar ve zekat verirlerse yollarini serbest birakin. dogrusu allah bagislar ve merhamet eder.
tevbe/9/29. kitap verilenlerden, allah'a, ahiret gunune inanmayan, allah'in ve peygamberinin haram kildigini haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarini bukup kendi elleriyle cizye verene kadar savasin.
tevbe/9/41. isteyen, istemeyen, hepiniz savasa cikin. allah yolunda mallarinizla, canlarinizla cihat edin. bilirseniz bu sizin icin hayirlidir.
müsrikleri (puta tapanlari) buldugunuz yerde öldürün,.." (k. 9 tevbe 5)
bu ayetler hep islamiyet gücünü ele geçirdikten sonra gelmiştir, daha doğrusu yazılmıştır. zaten burada muhammed yani kuran kendi kendini yalanlamaktadır çünkü kuran'a göre biz bir testteyiz herkes özgür iradeye sahip, ben kuralları çizdim, gidilecek yolu çizdim artık gerisi sana kalmış diyorken bazı ayetlerde de zulmü işkenceyi meşru görüyor ve iradeden söz ediliyor.
g)bedir savaşı, hep bize müşrikler başlattı, bizi sevmiyorlardı diye söylenip durur. bazı müslümanların o zamanlarda giderek barbarlaşması, ticaret yollarını kesmesi ile bu savaş başlar. muhammedin emriyle müşriklerin kervanı kesilir ve ganimet alınır ama bu hem bazı müslümanlar hem de müslüman olmayanlar tarafından tepkiyle karşılaşınca yine bir ayet geliyor ve 'hangi şartlarda olursa olsun onların ganimetleri size helaldir' diye ve yine muhammedin yaptığı caiz oluyor.(yersen)
h)muhammed birçok kişiyi müslüman yapmasına rağmen amca ebu talip'i müslüman yapamamıştır. bu o dönemde oldukça mesele haline gelmiştir daha amcanı bile müslüman yapamıyorsun bize niye gelirsin diye. e tabi yine ayet gelir hemen 'biz istediğimizi inandırır, istemediğimizi inandırmayız' gibi ama bu cümlenin hemen ardından da inanmayanları bataklığa düşürürüz diyor yani ben onu kendim inandırmıyorum üstüneüstlük birde onu bataklığa sürükleyeceğim diyor, nasıl bir test, nasıl bir iradeyse artık. muhammed her sıkıştığı olayda her zorlandığı meseleyi ayetle kurtarmıştır.
ı) muhammed birçok karısı olduğu için hepsine belli zamanlarda zaman ayarlıyor, onlarla geziyor ve ilşkikye giriyordu tabi meselemiz bu değil. birgün hafsa'nın sırası iken hafsa o zaman evde yokken muhammed cariyelerinden biriyle ilişkiye giriyor tabi hafsa bunu öğreniyor ve tepki veriyor ve muhammed hafsa'Ya bir daha bunu yapmayacağına dair söz veriyor. ancak yine bir ayet şıp diye düşer 'ey muhammed, sırf karılarını memnun etmek için niye helal şeylerden vazgeçersin?' gel de şaşırma.
j)ayın bölünmesi. mucize sever islam kardeşlerimiz tabi buna da inanıyor ve muhammed ayı bölmüştür diyor ve kuran'da da yazıyor ' biz onlara mucize gösterdik ayı böldük ama onlar yine inanmadı' gibi. nedense ayın bölünmesini sadece 3-5 kişi görüyor dünyada hiçbir ülkede hiçbir insan bunu yazıtlarına, destanlarına, tabletlere vs yazmıyor kimse görmüyor bir tek 3-5 kişi. vah vah vahhhh...
h) size göre kuran en açık şekilde inmiştir. arapça en düzgündür tab kuran'da öyle yazınca öyle oluyor. ama kuran'da birçok ayet düzensiz, alaksız, konudan konuya aktarılmış biçimde yazılmıştır. bir hikayeyi anlatan sureden sonra bir ayette hem sevgi saygıdan hem başka bir hikaye anlatılabiliyor. bir ayette her şey sizin iradenizdir ama inanmazsanız cehennemdesiniz diyor bir başka ayette müslümanlara inanmayanları inandırmak için şiddet uygulayın, baskı yapın, zulüm yapın diyor. ebu talip örneğinde dediğim gibi ebu talip için kuran 'biz onu o yola sürükledik' diyebiliyor ama hemen ardından gelen ayetlerde 'biz inanmayanları batalığına bırakır' diyor bu nasıl sınav böyle!!!
j)tavizler. şeytan ayetleri meselesini anlatmıştım. bunun yanında yahudileri müslüman yapmak için çaba göstermiş, hatta kıblenin yerini değiştirmiş kudüs'e ama yine müslüman olmamışlardır.
not: (ayetler hatırlandığı gibi yazılmıştır tam kelimesi kelimesine doğru yazmadım ama unutlan kelimeler arasında ayeti değiştirecek bir şey yok o yüzden hemen sevinmeyin yalan söylüyor diye)
bir yaratıcı varsa o da benim yaratıcımdır diye idda edenlerin mensup olduğu salak kitlesine sahip topluluk. ayrıca inandıkları allahın islamiyetten önce var olan al-ilah tanrısı olduğunu ve yaptıkları hacda eski tanrıya tapmak için gittiklerini ve islamiyetin bile yıkmaya gücünün yetmediği tek puta tapmak için hacca gittiklerini bilmeyen topluluk. ayrıca yapılan her karşı iddiaya tek bir cevap bile veremeyen, her türlü meseleye 'yalaannnnnn söylüyorsun' diye karşılık veren kişilerden oluşan topluluk. inanmazsan ben seni yakacağım ama irade senin diyen kitaba inanan topluluk. memeleri yeni tomurcuklanmış kızları cennette vaadeden dine inanan topluluk. ve işin kötüsü bunların hepsinin herkes tarafından, inanan inanmayan alimler tarafından kabul edilen şeyler olması.
ayrıca hristiyanın, yahudinin yanacağını söyleyen dinin mensuplarıdır. sen müslüman toplumda doğmuşşun e din babadan oğula geçince müslüman oluyorsun, din de çok hassas bir şey olduğu için geçiş kolay olmuyor ama onlar yanacak sen yanmayacaksın, böyle kural mı olur lan? sizi kandırıyorlar diyorum. sadece, süslenmiş islam hoşgörü dini diyor, kuran'ın kitabın ta kendisi ben hoşgörü dini değilim, benden değilsen yoksun, yanacaksın, derin işlevini yitirecek, biz onu yenileyeceğiz diyor, bana inanmak zorundasın diyor, seninle oynuyorum diyor, o kişi iyi bir insan olsa da olmasa da. nasıl tanrıysa bu bir insanın kendisine inanıp inanmasını kendine dert ediyor ve onları yakıyor zevk ala ala, kanırta kanırta, onlara insan pisliğini ve kokusundan olan içeceği içirteceğim diyor. bakın kuran diyor bunu. burda müslümanlık taslayacağına gidin kuran okuyun. inanmayanlar sizden daha çok kuran okuyor, sizden daha çok biliyor kuranı.
yıllardır mahallemdeki marketten alışveriş ederim. iki kardeşindir. fiyatları ortalamanın üzerinde olmasına karşın güleryüzlü olduklarından buraya gitmeyi yeğlerim. bu süreç içinde kardeşlerle (ki yaşları 40-45 civarı) ahbaplık da gelişti. geçen başıma şöyle bir şey geldi;
elde sigara, sigara almaya gittim. mahallede herkes beni bildiğinden yan bakan bile yok. markete gittim; sigara aldım. ufaktan sohbet ediyorum kardeşlerden kel olanla. bir ara muhabbet şu duruma geldi:
- sadaeke, sen ne saygısız adamsın?
- hayırdır ağabey, o nereden çıktı?*
- lan ramazan'dayız!..
- iyi de ağabey, sen sigara içmezsin ki.
- lan, lun, zart, zurt!
ciddiye almadım; makaraya almayı sürdürerek çıktım gittim ama arkamdan hâlâ bağırıyordu.
neyse efendim, konumuza gelelim. ben 30'una merdiven dayamış, bu adamı yıllardır tanıyan bir erkeğim. müslüman olmadığımı beni yeterince tanıyan herkes bilir. kel de dahil buna. konu geldiğinde hiç sakınmam, söylerim durumumu. beni yıllardır tanıyan adam tutup da ramazan'da sokakta sigara içmeme "saygısızlık" diyor. işin ironik yanı ondan aldığım sigarayı içiyor olmam. yani ben sigara içince saygısızlık; o bana sokakta sigara içmeyi yasaklamaya kalktığında, hatta bunun için işi bana sövmeye kadar vardırmaya kalkan müslüman saygılı.
yaaa, sizin saygı anlayışınızı sikeyim müslümanlar! işinize gelince "inanca saygı" diye bikbik etmeyi biliyorsunuz da konu başkalarının inanç ve seçimlerine gelince bir anda unutuveriyorsunuz bunu. ulan ramazan'da oruç tutmayan olduğunda yaptığınız ceberrutluğu muharrem orucu döneminde kendinize yapsanıza ama yooook! bu ülkede 10 milyonu aşkın alevi'ye bile saygı duymaktan acizsiniz. inansa bile gereğini yerine getirmeyene saygısızsınız. inanmayana zaten hepten saygısızsınız ama lafa gelince inanca saygı. ikiyüzünüze köpekler sıçsın lan!
Allah vardır diyen diyen Müslümandır.
Tabi Olduğu Peygamberinin Getirdiği Şeriatına Uyumlu Yaşıyor ise
Müttakidir Mümindir. Sonra Gelen Şeriata Tabi Olmak Kemalattır.
adamın biri new york, central parkta yürüyüş yaparken, aniden kuduz bir köpeğin küçük bir kıza saldırdığını görür. koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. hayli uzun bir uğraştan sonra üzeri yara bere içinde kaldığı halde köpeği öldürür. ama küçük kızın da hayatını kurtarmıştır. son anda bu sahneyi gören polis nefes nefese olay yerine koşar ve adamın yanına gelir. sarılıp teşekkür etikten sonrasenderbir kahramansın, yarın bütün gazeteler seni yazacaklar. ve göreceksin başlık da şöyle olacak; cesur new york`lu küçük
kızın hayatını kurtardı.adamama ben new yorklu değilim! der. polis fark etmez, bu durumda gazeteler şunu yazacaklar; _cesur amerikalı küçük kızın hayatını kurtardı cevabını verir. ama ben amerikalı da değilim der adam artık şaşırarak. polis ya, o halde nerelisin? diye sorunca adam cevap verir; _"ben ıraklıyım" polis adama başka bir şey söylemez. ama adam ertesi gün gazeteleri aldığında şöyle bir başlıkla karşılaşır;
radikal islamcı, masum amerikan köpeğini öldürdü.!..
not: bunu fıkralar arasında gördüm. gerçek mi bilmiyorum. ama gerçekse de şaşırmam.