insan ile müslüman kıstaslaması yanlış bir önermedir.keza insanın allahın amir hükümleriyle kendini disiplin etmesi, müslüman sıfatını almasına delalet eder.
müslümanlar esasen allaha teslim olmakla esir değil,bizatihi özgür olurlar.çünkü allahtan korkan hiçbir şeyden korkmaz,beşeri düzenlerinin uydurmalarına yalakalık etmez ve domalmaz.
şüphecilikten dinsizliğe giden akıl,allahsız olabileceği gibi,allahsız iken müslüman olmanında anahtarı olabileceği gözetilmelidir.
dini kaygıların olduğu ebeveynlerin sülbünden gelmek, herne kadar dışardan allahın kıyağı olduğu farzedilse de,işler hep böyle gelişmemektedir.keza dine sonradan merak salmış,son nefesimden sonra gözüm toprağamı akacak,götümü böceklermi yiyecek? diye tedirgin olan her cüzi irade sahibi beyin,mevcut müslümanlardan daha sağlam düşünebilmektedir.
allahın adil sıfatı bize öğretilen adaletten bambaşka bir şeydir.keza damarlarda dolaşan kanında sahibi olduğu gibi,sana da sahiptir.o halde her boku öğrenmeye azami gayret gösterdiğimiz kadar,mensubu olduğumuz dinin de kaideleri öğrenmek, kulun kulluk borcudur.
yazı iyi bir iletişim aracı değildir.merak edilen konular samimi müslümanlara, dokunma mesafesinde bulunarak sorulup öğrenilebilir.
Müslüman, kelime anlamı olarak, Allah'a teslim olmuş kişidir,
O hiç kimseye teslim olmaz, kimse de onu teslim alamaz, O zor biridir ama sert değildir,
yumuşak huyludur, yardımseverdir, fedakardır, sabırlıdır (bkz: )Asr suresi.
herkesi dinler, en güzeline uyar zümer suresi:18
ne avrupada ne amerikada ne kore de ne japonyada ne kolombiya ne brezilyada istenen. budistlerin yahudilerin ve hristiyanların bir arada barışçıl sekilde yaşadığı ülkelerde bile sorun çıkaran insanlardır ne yazık ki. avrupada 5-10 çocuk yapmaları çok hızlı yayılmalarına yol açmıştır. en az müslüman nüfusu olan ülke vatandaşları kendilerini en gelişmiş olarak göruyor.
teslim olan demektir.bağlılığımız ne kadar zayıf olsa da sığınacabileceğimiz başka biyer yoktur vesselam.kavuşma anına giden zamanları pervasızca tüketirken, ona vefasızlık ederken bir nevi, onun sevgisinin tükenmediğini bilir insan ne de olsa.acizin ondan isteyebileceği bağışlanmak ve rızasını kazanabilmektir.
araştırma alanı müslüman olmayan 5.5 milyar çoğunluk gibi sınırlı değil sınırsız olandır.
kendisine emrolunanları bir bir yerine getirip bir an önce bu dünya yaşamının bitirmek ve yüce yaratıcısına kavuşmak tır tek beklediği. kurtuluştur ölüm onun için.
saygı duyulması gereken kitle. türkiye'de bu kitleden %99 oranında bulunduğu rivayet edilir. eğer bu rivayet gerçek olarak referans alınırsa, bu kitlenin %98'lik yüzdesinin de müslümanlığı seçmediği, ebeveynleri tarafından müslümanlık seçildiği için müslüman olduğu gerçeğine hiç de zorlanmadan ulaşırız. tabi sonradan akıllanıp, müslümanlık maskesini indirmeden jipe binen sürreal müslümanlar'da yok değildir. hepsini zekalarından dolayı teker teker tebrik etmek lazım.
bos tartismalara girmemesi gereken, konu hakkinda fikrini beyan edip kenara cekilmesi ve soyledigi soze karsilik hangi dusuncelerin ortaya atildigini izlemesi ve eger sadece gerekliyse tartismaya yeni argumanlar katmasi uygun olacak kisidir.
kuran-i kerim'de de ogutlenir ki musluman bos islerle ugrasmamali, zamanini en etkin ve verimli sekilde degerlendirmelidir. teblig hak'tir, ancak yerin, gogun ve arasindakilerin rab'bine ya da peygamber efendimize (sav) karsi saygisizca konusuldugu zaman yapilmasi gereken "selam" deyip gecmektir.
tipki peygamber efendimizin (sav) inanmayanlara dedigi gibi; "eger ben yalan soyluyorsam, ve dogruyu soyleyenler sizlerseniz, hadi hep birlikte allah'a karsi yalan soyleyenin aleyhine lanet edelim"...
musluman mazlum degildir, musluman zorba da degildir. zamanin sartlarina gore musluman olmanin ayip ya da suc sayilacagi gunler gelip cattiginda "ben musluman degilim" diyen biri ise asla ama asla bizden degildir.
darwin'in yazdigi bir mektubun bir cumlesinde irkcilik bulup butun evrim teorisini cokerten ama muhammed'in cok esliligi, kitabindaki celiskiler, hatta miras paylasimindaki matematik hatasi gibi konulara ragmen islam'a sarilan super insan turu.
kuran-ı kerim mealinde "inananlar" ve "müminler" diye bahsedilir. hiçbir tefsirde "müslümanlar" diye geçmez.
kim buldu acaba bu belirteci?
cahilliğin giderilmesiyle uzun zaman sonra entryi editledim. yukarıdaki soruyu özellikle silmedim ki, benim gibi hataya düşen olursa soruyu ve cevabı aynı entryde bulabilsin.
kuran-ı kerim tefsirlerinde daha çok "ey iman edenler", "ey inananlar"
"ey müminler" diye geçtiği doğrudur. lakin, kimi ayetlerin "muslimun" şeklinde bittiğini, bunun için de allah'a inanan ve islam dinini kabul edenlere müslüman denmektedir. (bakara suresi ayet 133, ali imran suresi ayet 52)
olayları vicdanının sesine kulak vererek ele alması gereken kişi.
sağ partilere olan sempatisi öbür dünyada adalet-riya-lüks-kabilecilik konu başlıklarında sıkıntı yaratabilir mi diye düşünmekteyim.