bu durumu, doğrudan doğruya müslümanlıkla özdeşleştirmekten çok, kişinin, eğitim düzeyi ve modern dünya görüşüne sahip olup-olmaması ile bağdaştırmak daha doğrudur.
bununla birlikte, müslümanların kutsal kitabı olan kuran'ın, kadınların, eşlerine şehvet dolu duygularla yaklaşmaları hususunda bir kısıtı falan da yoktur. aksine, erkeğini mutlu etmek kadına, adeta bir görev olarak yüklenmiştir. var olan kısıt sadece, eşi dışındaki erkekler için geçerlidir.
eşine orgazmı tattırmayı istemek veya istememek, o erkeğin, insan ile hayvan arasındaki basit ayrımı gerçekleştirebilmiş ve kendini insan kategorisinde bir yerlere oturtabilmiş olmasıyla alakalıdır. her erkek gibi müslüman erkeği de 'koyup gitmeyi değil kadın zihninde yer etmeyi ister'. çeşitli bünyesel nedenlerle, istiyor olsa dahi bunu sağlayamıyor da olabilir elbet! ancak, bunun için gösterilen gayret ve denemeler dahi taktire değerdirler.
sonuç olarak,
eşlerin, ortak cinsel yaşamlarını diledikleri gibi yönlendirebilme serbestisi müslümanlar için de söz konusudur. günah kılınan, bu mahrem durumun ifşa edilmesidir ki aklı selim sahibi her insan için bu doğru bir yaklaşımdır.
aksi taktirde, şu durumu ne şekilde açıklayabilirsiniz;
(bkz: ateist)lik oranı yüzde 85 lerde olan (bkz: isveç krallığı) diyarında bu sorunun çözüldüğü görülmekte.
isveçli kadınlar bırak islamı hristiyanlıktan bile kurtuldukları(büyük oranda) içindir ki doya doya orgazımı yaşamaktadırlar ya da kendileri yaşamasalarda yaşatmaktadırlar.
efendimiz helalinizle direk ilişkiye girmeden onu sevin okşayın korkutmayin tarzında insanca şeylerden bahsetmiştir. yanliş hatirlamiyorumdur inşallah. o yüzden bi kadının helal daire içerisinde uygun görülen şekilde ilişkiye girmesinde ve zevk almasında bi mahsur yoktur.