taharet musluğu fransaya laiklik gelmeden önce bir fransız mimar tarafından bulunmuş, o zaman herşeye karar veren papalığa onaya gitmiştir. papazlar tazyikli suyun üreme organlarına temas etmesinin toplumda şehveti=ahlaksızlığı arttıracağını düşünüp taharet musluğunu onaylamamışlar, fransa ve zamanın katolik avrupasında taharet musluğu yaygınlaşmamıştır.
işte laiklik bu kadar önemli bir şeydir. laik olmayan adam bu çağın adamı olamaz. çünkü pozitif bilime inanmaz.
olması gereken budur. laiklik halkın hangi dinden olduğunu önemsemez. hristiyan halk nasıl laiklikle yönetilebiliyorsa müslüman halkta yönetilir( ispanya, yünanistan, italya hariç ).ülkeyi sağlıklı bir şekilde yönetmek için ve dini argümanların yönetim üzerinde duygusal baskı oluşturmaya mahal vermemesi üzere laiklik biçilmiş kaftandır. daha akılcı bir rejim yoktur.
müslümanıda yahudisi de ateist i de hristiyanı da laiklikle yönetilebilir din işleri devlet işlerinden ayrılıyor. ilerici bi politika izleniyor. laiklik te tıpkı cumhuriyet gibi mustafa kemal atatürkümüzün emanetidir.
şor gözlere rağmen yaşayacak ve yaşatılacaktır.hiç bir din devlet nazarında birinden üstün değildir ve bu durumun da dini kendi çıkarlarına alet edenler dışında kimseye zararı yoktur.böyle düşünen insanlara bir din diğerlerine göre daha üstün olsun toplumda diye sorulmalıdır. cevabı evet se bu da faşizme girer.
dinin devlet içindeki en büyük rolünün en büyük olduğu ortaçağ avrupası'nın karanlıklarında yaşamak isteyen veyahut da 'din' kardeşi öldürüldüğünde bile bir ''devlet'' gibi tepkisini ortaya koyamayan insan toplulukları içinde yaşamak isteyenlerin düştüğü düşüncedir.
ayrıca ;
cumhuriyet bir rejimdir, laiklik ise ''devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir''.