hayatında "laiklik" nedir bilmeyen insanların tutunduğu daldır. keza din ve devlet işlerinin aykırılığı ve inanç özgürlüğünün neresini anlamak bu kadar zor bilemedim.
80 senedir her sabah bir büstün önünde o büstün yolundan gideceğine ant içmenin sonuçlarıdır.
ama bu milletin mayasında iman vardır. zaten birilerini en çok korkutan da o mayamızdaki imandır.
edit: şeriat, kuran-ı kerim'deki anayasadır. bizzat cenab-ı hakk'ın anayasasıdır. onu reddetmek, isviçre medeni kanunundan aşağıda görmek insanı gaflete sürükler.
Bu ülkede müslümanlar kadar hristiyanlar, yahudiler ve diğer dinden insanlarda vardır. islam dininde zorlama yoktur. Eğer şeriat gelirse diğer dinden insanlara baskı uygulamış olursunuz. Zaten bildiğimiz üzere şeriat gelirse bu şeriat tayyip erdoğan ve yandaşlarının şeriatı olur. Altını çiziyorum allah'ın şeriatı değil.
--spoiler--
bu ülkede müslümanlar kadar hristiyanlar, yahudiler ve diğer dinden insanlarda vardır. islam dininde zorlama yoktur. eğer şeriat gelirse diğer dinden insanlara baskı uygulamış olursunuz
--spoiler--
öncelikle bu değil.. şeriat demek diğer dinlere mensup kişilere baskı uygulamak filan değildir. bu konudaki bilgilerinizi tazeleyip gelirseniz daha iyi olur.
bunun dışında türkiye'ye.. dünyanın her hangi bir yerine şeriatın gelmesi "gereksizdir". evet gereksiz. çünkü sen islam itikadını kendi içinde hayatında iyice, tam olarak yaşarsan. bu tür şeylere gerek kalmaz. hem devlet eli ile bir baskı aracı olduğunda insanlar dinden bile soğuyabilirler.. önce bi vicdanına getir şeriatı. tam bir müslüman ol..
müslüman insan inancını kendi içinde yaşar, insanların dinlerini ne şekilde yaşadıklarına karşı hoşgörülüdür. şeriat kuralları ise hoşgörüden uzaktır, insanlara bir takım yaptırımlar uygulayarak ve zorla ne şekilde yaşamaları gerektiğini dayatan bir yönetim biçimidir. bunu algılayabilen insanlar da herkesin seçme hakkı ve inanç özgürlüğüne saygı duyarak din kuralları ile değil, demokratik bir biçimde belirlenmiş, çağa ayak uyduran kurallar ile yönetilmeyi tercih edecektir.
müslüman bir ülkede yaşadığını zannedenlerin beyanıdır. kuran ile terbiye edilmemiş bir toplumu müslüman zannetmek asıl tutarsızlıktır. bırakın terbiyeyi, bu toplum kuran'ı okumuyor bile. kuran raflara mahkum edilmiş durumda. kuran ile ilişkisi olmayan bir toplumdan nasıl kuran'ın, islam'ın, Allah'ın sunduğu, emrettiği yaşam tarzını, şeriatı benimsemesini nasıl beklersiniz? bu toplum daha tevhidin ne olduğunu bile bilmiyor. put denilen şeylerin sadece taşlardan ibaret olduğunu, eski zamanlara ait olduğunu zannediyor. sorsanız herkes 'la ilahe illa allah' diyor, ancak 'la' derken kimse kime 'la' dediğini, kime başkaldırdığını, 'illa allah' derken hangi tercihi yaptığını, nasıl bir allah'ı ilah kabul ettiğini bilmiyor.
inandık diyerek kurtuluşa ereceklerini zannediyorlar. allah'ın indirdiği ile hükmetmeyen düzenleri meşru olarak görüyorlar. böyle bir toplumun müslümanlığına kim inanır? dini sadece bireysel/vicdani bir mesele olarak gören bir toplumun müslümanlığına kim inanır?
Dini kullanarak çıkar sağlayıp makam, mevki, para elde etmek isteyen insanların çirkin söylemidir. her zamanki gibi sinirlenmemeliyiz gidip çayımızı demlemeli ve keyifle içmeliyiz. (bkz: çay) (bkz: eşkiya dünyaya hükümdar olmaz)
allah isminde uydurma bir masal kahramanından kaynaklandığı iddia edilen eski hukuk kurallarına uymamaktır. evet, mustafa kemal'in yıllar önce açıkladığı üzere, bu memleket gökten indiği sanılan kitaplar ile idare edilemeyecek kadar gerçek ve ciddi bir meseledir. denilecektir ki, "eee, şimdiki yasalar da insan hayalinin mahsulü değil mi; yani ceza yasası ağaçta bitmiyor nihayetinde". doğrudur; ancak bu hayal mahsulü meşruiyetini insandan alır, gerçek hayat ve bu hayatın beklentilerine yanıt vermek amacıyla insanlar arası değişen ilişkilere göre ve çağa göre sürekli biçim değiştirir; en azından ideal bu.
dolayısıyla, türkiye cumhuriyeti müslüman bir ülke değildir, yaşayan insanlar müslüman olsa bile. o vakit bu durumdan memnun olmayanların üç seçeneği vardır:
1-islamı kendi kişisel inancı olarak kabul edip devlet idaresinde ve yasalarda şeriat beklentisi olmadan yaşayıp gitmek. batı ülkelerinde yaşayan müslümanların yaptığı gibi.
2-şeriat ile yönetilen ülkelere göçmek.
3-rejimi değiştirmek.
2nci ve 3üncü seçenekler radikal adımlardır, göt ister. ama "bu ülkede müslüman çok, doğal olarak islami kanunlar ile yönetilmemiz gerek" diye bir şey söz konusu değil, zira ortada doğal bir şey yok.
şeriatin ne olduğu bilinmeyen bir ülkede insanı ancak günaha sokacak tartışma konusudur. allah ın suç dediğine serbest demek tabiki densizliğin daniskasıdır ama, şeri hükümlerle yönetilebilecek bir ülke değiliz artık. o iş hz. mehdi ye kaldı, bu saatten sonra herkes kendini kurtarmaya baksın..
eğitimsizlik göstergesidir.
zira halkımıza yıllardır islam karşıtlığı aşılanmıştır.
islam gericilik unsuru olarak gösterilmiştir.
halk ne kuran'ın türkçesini okuyor, ne de din kitaplarından faydalanıyor.
okullarda din eğitimine ağırlık verilmeli ve genç nesillere din en iyi şekilde devlet eliyle öğretilmelidir.
şimdi değil ama bundan 50-100 yıl kadar sonra yobazlığın önüne bir nebze olsun geçilecektir.
şeriat isteyen suudi arabistan'a gitsin diyen zavallı bir zihniyetin var olması üzücüdür.
sen kimin ülkesinden kimi kovuyorsun usta?
sen kimsin?
Oncelikle musluman ulke olmaz musluman insan olur dedirten tutumdur. Hala insanlarin inanmadiklari deylere gore yonetilemeyecegini idrak edememis insanlarin israrla savundugu seriat icin artik cok gectir.bosuna tirmalamayin tirmaladikca yerin dibine geciyorsunuz dedirten durumdur.
