geçmişte çok olmuş çünkü gazali dışında hemen hemen hepsi antik yunan felsefesinin yetiştirdiği kişilerdir. ( zaten islamı ileriye taşıyan da budur) mesela ibni sina, farabi, ibni rüşt denen kişiler zaten evrenin ebedi ve ezeli olduğu fikrini kabul eden insanlar ve bunlara çok giydirmişlerdir. ( çünkü pagan filozoflar evreni ebedi ve ezeli almazlar)
mesela ibn i rüşt batıda hayran kitlesi oluşturmuş ve aristodan yaptığı şeyhlerle resmen aristisyou dışlayan hırisityanlara giydirmiştir. ( kilise aristiyou her daim dışlamıştır çünkü aristonun ideası maddeyle içkindir, ne maddeden bağımsız idea olur ne de ideadan bağımsız madde)
bu ne demek? bu aslına ruh kavramında sıkıntı çıkıyor demek. bu yüzden ruhun ölümsüzlüğü falan hikaye oluyor. ( çünkü beden yani madde ölünce o da ölüyor)
yani o zamanın kişileri öyle bağnaz falan değil ve ibn i rüşt kelamcılara bile pis giydirmiştir. çünkü kelamcılar bir kabulden yola çıkıyordu oysa bu saydıklarım islam felsefecileridir.
mesela batı pagan bilimini putperestlik diye dışlarken doğu o zamanlar yunan bilimine hayran duyuyordu. hatta bir sürü çeviri de o dönemlerde yapılmıştır.
yani bilim adamı olur ama müslüman kafasıyla olmak biraz zordur çünkü islam çok değişik bir kafadır. mesela mutezile akla en çok önem veren islami kanattır ve bunlar bilimsel olarak çokta yardımcı olmuştur fakat ehli şeytan denen kısım teyyemiye ile gerdeğe girerken mutezileyi kafir ilan etmiştir. sonra vay efendim neden geri kaldık.
selefiliğe duyduğu yakınlığı çoğunluk mutezileye duysaydı şu an çok daha farklı bir islam dünyası olabilirdi.