zorla, şiddetle, toplum baskısıyla, anlayışsız ve faşistçe bir biçimle müslümanlaştırılan ateistlerdir. her ne olursa olsun sürekli ezanı dinlemek, bir takım dini ritüellere uyum sağlamak, toplum içinde kendini gizlemek ve hep korku içinde müslümanmış gibi davranmak vardır. çünkü en basit bir eleştiriye bile tahammül edemeyen hoşgörü dini mensupları tarafından sözlü ya da fiziksel bir şekilde linç edilme tehlikesiyle karşı kaarşıyasınızdır.
içinde bulundukları toplum gereği müslüman kültürü ile yetişmiş, fakat inanç sistemlerini reddeden bireylerdir. inşallah maşallah da derler, selamünaleyküm de. müslüman olduklarını iddia eden kimilerinin ahlak seviyeleri ve davranışları hiç de islam'ın özüne yakışmazken, kimisi de kuran'da bazı yerleri şüpheli bulabilir. normal şeylerdir bunlar, ve olması gerekendir aslında.
bu coğrafyada yaşayan ateistlerin ister istemez içinde bulundukları durumdur. genel kabulün yaşayışa olağan yansımasıyla ortaya çıkan hadisedir. bir ateist de olsanız, bir yere girdiğinizde allah'ın selamını verip girer, çıkarken allah'a emanet ol diyerek çıkarsınız. öldüğünüzde ise büyük bir ihtimalle kefenle ve dualarla uğurlanırsınız. hatta bazıları kurban bayramında kurban keser, bir kısmı da müslüman arkadaşları için ramazanda iftar verir. ezan okunduğunda saygıdan da olsa müziğin sesini kısarsınız, velhasıl-ı kelam ne kadar ateist olsanız da müslüman coğrafyasında yaşadığınız için anca bir müslüman ateist olabilirsiniz. ayrıca bu hadise "müslüman hristiyanlar" "müslüman yahudiler" v.b çoğaltılabilirdir.
müslüman=Allah'ın varlığını ve birliğini kabul etmiş insan.
ateist=Allah'a inanmayan kimse.
müslüman ateist=çelişkiye düşmüş varlık, müslüman vasfı kaybolmuş yaratık, tam bir paradoks.. imkansızlığın ta kendisi
