erzurum'da verdikleri iftar yemeğiyle "lan harbi iş adamı bunlar" dedirtmişlerdir. öyle iftar yemeği mi olur lan. Roma mı burası. Utanmazlar müslümanlıktan azcık nasibinizi alsanız somali deki aç çocuklara yardım ederdiniz.
--spoiler--
Bu uzun süreli hedef, planlar için özgürlükleri kısıtlamayan, ülke kalkınmasına katkı sağlayan istikrarlı politikalar ve uygulamalara devam edilmesi ve demokrasi kalitesi ve standartlarının yükseltilmesi gerektiğini söyleyen Olpak, bu kapsamda MÜSiAD'ın yeni döneme ilişkin faaliyet programını şöyle açıkladı: "Bu yıl odaklanacağımız ilk hedefimiz Eğitim ve insan Kaynağının Gelişimi ve Girişimciliğin Geliştirilmesi konuları olacak. Bu sebeple, daha önce adı Eğitim Komisyonu olan komisyonumuzun adını, bu yıldan itibaren Eğitim ve Kültür Komisyonu olarak değiştiriyoruz. iş dünyası olarak, ihtiyaçlarımızı karşılayacak yetişmiş eleman sorunumuzu sürekli dile getiriyoruz. Bu doğrultuda komisyonumuz, MÜSiAD AKADEMi programlarına ilaveten, üç üniversite ile imzalanacak protokollerle Üniversite Sanayi işbirliğini geliştirecek uygulamalı eğitimleri hayata geçirecektir."
MÜSiAD'ın odaklanacağı ikinci temel hedefi ise AR-GE, inovasyon ve teknoloji geliştirme ihtiyacı olarak açıklayan Nail Olpak, Bilim ve Teknoloji Komisyonlarının öncelikli olarak, Teknoloji Panellerine devam edeceğini, ayrıca, önerilen projelerle ilgili çalışma grupları oluşturarak bu yıl da bir çalıştayın düzenleneceğini söyledi. Üçüncü temel hedeflerini ise "Sektörel Büyüme Stratejilerine Katkı Sağlamak" diye açıklayan Olpak, bu konuya ilişkin şu örnekleri verdi:
"MÜSiAD'ın makine sektör kurulu, makine sektörünün 2023 ihracat hedefi doğrultusunda, sektörü 2023e taşıyacak makineler ve özellikle 'yerli uçak ve raylı sistemlerin üretimi' konularını çalışacak. Ayrıca, sektörün hedefleri, dönüşümü ve ihtiyacını belirlemek üzere tüm sektörel dernekleri bir araya getirecek. Benzer bir çalışmayı Tarım ve Gıda Sektör Kurulumuz yürütecek. Türkiye tarımının sektörel stratejisinin belirlenmesi, kırsal kalkınmanın küresel standartlara yükseltilmesi ve ülkenin var olan potansiyelinin kullanılması amacıyla Tarım ve Gıda Sektör Kurulumuzun oluşturduğu, Türkiye Gıda Meclisi ile birlikte, bu yıl ortak çalışmalar yürüteceğiz. Tarım ve Gıda Meclisi, Helal Gıda ve Türk Tohumu gibi önemli konu başlıklarında çalışmalar hazırlayacak.Diğer sektör kurullarımız da benzer çalışmaları kendi alanlarında gerçekleştirerek, her biri sektör vizyonuna ilişkin raporlar hazırlayarak kamuoyuna sunacak."
çalışanları öyle samimi öyle insani vasıflar taşıyan bir dernektir ki,
az evvel birtanesiyle aramda gerçekleşen dialog;
+merhaba x bey beni aramışsınız.
-burs ödemeleri için aramıştım khalesi hanım.
+evet x bey o konuyla ilgili bilgi geldi ama kapanış yaptığımız için biraz gecikecek.
-aksatmayın da.
+merak etmeyin x bey aksa...
Noldu akgodoşlar? CHPlilere veryansın ediyordunuz, sizin bir numaralı sanayici temsilciniz daha hükümet mükümet yok yanlarına koşmuş. Hangi yüzle yine trollük yapacaksınız şimdi?
Her zaman söyleniyor zaten AKP- HDP el ele diye...akgodoşlar üç maymunu oynuyor, kazma mehepeliler de onlara çanak tutuyor.
MÜSiAD, "Müstakil" Sanayiciler ve işadamları Derneği, ama başındaki "Mü", "Müslüman" olarak da okunabiliyor...
TÜSiAD denen "sözde burjuvalar topluluğu" olan (ama burjuva asla olamazlar sadece banka hesapları kabarık zengincikler), yani yerleşik istanbul sermayesine rakip "Anadolu kaplanları"...
tüsiad topluluğunun "devletten nemalanan kökü dışarıda burjuvazi" olduğunu belirtebilirsiniz, müsiad için ise "kökü içeride, asıl burjuvazi" olduklarını söyleyebilirsiniz.
Kök konusu tartışılır ama işin "temeli" gerçek... tüsiad, yıllarca "devletin uslu çocukları" olarak palazlandılar, "ithal ikamesi" modeliyle saksıda yetiştirildiler.
aslında müsiad "asıl burjuvazi" tanımına karşı çıkıyor, "biz bu işi tamamen gönüllülük esasına göre yapıyoruz, bu çalışmaların başka bir tarafa çekilmesi en azından hakaret manasını taşır" diyorlar.
"hassiktir ordan" deyip geçmek, kolaya kaçmak olur. Neden saçmalıyorlar ona bakmak lazım!
Anadolu'nun yeni serpilip gelişen işadamı, "burjuva" olarak tanımlanmaktan niçin çekiniyor?
Halkın tepkisinden korkuyor desem, halk burjuva kelimesini bilmez ve anlamaz. (Emekli memurlar bile anlamazlar, çoğu zaman bir internet sitesinde burjuva kelimesinin yanında, ayrı bir kutu içinde "burjuva nedir" diye açıklama yapanlar var!)
Esameleri okunmayan solculardan korkuyor desem, gülünç olur.
Bürokrasiden ve onun basın kuyrukçularından korkuyor desem, onlar nasıl olsa Anadolu sermayesinden nefret, hatta ona hakaret ediyorlar, şirin görünmeye çalışmaya gerek yok... (Göbeğini kaşıyan patronlar!)
Allah'tan mı korkuyor, yoksa "tüccarın piri" peygamber efendimizden mi? Oysa, "vergimi ödedikten, zekatımı da verdikten sonra kalan param helaldir, çıt çıt yerim" diyenler de kendileri...
"Faizle iş gördüğü" için mi utanıyor acaba?
Yoksa burjuva kavramının yan anlamlarını (konotasyon) içeren "sömürücü, acımasız, çıkarcı, bencil" gibi çağrışımları üzerine çekmek mi istemiyor?
Yoksa yalnızca "birtakım gAvur terimlerinden" mi hoşlanmıyor? "Şehirli" desek olacak mı? Medine'den esinlenilmiş "medeni" denilse bayılacak mı?
Yoksa bunlar ileri sürüldüğü gibi kaplan değil de henüz kedi mi?
Korkmasınlar. Batı burjuvazisi aristokrasiye karşı ve ona rağmen gelişti, onlar da "bizim aristokrasimiz" diyebileceğimiz bürokrasiye karşı...
Üstelik kan dökmediler diğerleri gibi, çalışıp çabalayarak bu noktaya geldiler.
şimdi bunlar "bizim ithal kelimelerle işimiz olmaz" diyor ama ithal dövizle, ithal ara mallarıyla işi olduğunu unutmuş!
"kafirlikle münasebet ve ahbaplık tesis etmekten" de utanmasınlar, TÜSiAD topluluğunu kızdırmaktan da.
Kendi işlerine baksınlar, bildikleri yolda yürüsünler.
Yemeleri gereken kırk fırın ekmek vardı, çoğunu çiğneyip sindirmişler ama somunların bir kısmı da fırıncıda bekliyor...
bak tüsiad her gün şampanya patlatıyor, umrunda mı dünya?